Arkadaşlar bugün çok ilginç bir tesadüf yaşadım. Bunu sizinle paylaşmak istiyorum
Bugün okulda ders arasında arkadaşımla konuşurken bana bir site bulduğunu çok hoş bir yer olduğunu filan söyledi. Sitenin adı filan derken site 1k çıktı. Dedim ben zaten epeydir o sitedeyim. Aaa gerçekten mi? Kullanıcı adın ne derken 1000kitaba girdik, bir de ne görelim zaten birbirimizi takip ediyoruz. Ve burada çok sevdiğim bir arkadaşım olarak nitelendirdiğim Panda Okur benim gerçek hayattaki en iyi arkadaşlarımdan biri çıktı. Kendi kendime dedim ki demek ki bir insanın kafası biriyle uyuşuyorsa her koşulda uyuşuyormuş arkadaş.
Güzel başlayıp hayal kırıklığı ile biten bir kitabın yorumuyla daha iyi akşamlar. Adım çıktı, "her şeye 1 puan veren kız" olarak anıldım da karşıma düzgün kitaplar çıkmadı. Dertliyim, gelin dertleşelim. Zira ben bu Rylann karakterine olan öfkemi hala atlamadım.
Şimdi şunu söylemeliyim ki kitabın konusu türün diğer örneklerine nazaran
Ben Ayten Hanım'ı arıyorum dedi.
Aaa, ne tesadüf! Ben de onu arıyorum dedım.
-Ne yapacaktınız Ayten Hanım'ı?» dıye sordu.
Ben de ona, Siz ne yapacaktınız?» diye sordum
«Ah bir elime geçirsem,“ Ayten Hanım, Metin Beyin yanındaymış. Metin Bey'e gidip Ayten Hanım'ı soracağım. Ayten Hanım'ı bulunca da ondan Zehra Hanım'ı soracağım.
«Haaa, sizin işiniz Zehra Hanım'la...
Yok canım. Safi Bey, Zehra Hanım’ın yanındaymış. Zehra Hanım’dan Safi Bey'i sorup, Safi Bey'den Kamil Bey’in nerde olduğunu öğreneceğim. Benim asıl işim Remzi Bey’le. Ben onu arıyorum. Remzi Bey de Kâmil Beyin yanına gitmiş...»
«Aaaa. sizin işiniz uzunmuş...
Uzun ya sizinki kolay mı?
Kolay sayılır. Ben İbrahim Bey'i arıyorum. İbrahim Bey, Ayten Hanım'ın yanına gitmiş. Ayten Hanım'ı buldum mu tamam. Bir numara alıp hemen gideceğim.»
Ben de geçen yıl buraya bir numara almak için gelmiştım. Hâlâ alacağım o numarayı... İnşallah alırsınız... Hadi vakit kaybetmeyelim...
2000’lerin başında çok satan bir kitap söz konusu edildiğinde iyi edebiyat olup olmadığı konuşuluyordu; şimdinin çok satanlarının edebiyat olup olmadığını tartışıyoruz… Ama sonuçta bu kitapların da çokça seveni, okuyanı var… Bunu gözardı edebilir miyiz, “edebiyat değil” diyerek geçebilir miyiz?
Niye böyle oldu? Ve yeni tür yazın ve bu ekonomik
"Oh, bir soluklanayım da sonra yine ararım, "
deyip cigara paketini çıkardı, bana da cigara verdi. "Ben Ayten Hanım'ı arıyorum," dedi.
"Aaa, ne tesadüf! "Ben de onu arıyorum," dedim.
"Ne yapacaktınız Ayten Hanım'ı?" diye sordu.
Ben de ona, "Siz ne yapacaktınız?" diye sordum.
"Ah, bir elime geçirsem!.. Ayten Hanım, Metin Bey'in yanındaymış. Metin Bey'e gidip Ayten Hanım'ı soracağım. Ayten Hanım'ı bulunca da ondan Zehra Hanım'ı soracağım."
"Haa, sizin işiniz Zehra Hanım'la..."
"Yok canım, Safi Bey, Zehra Hanım'ın yanına gitmiş de, Zehra Hanım'a Safi Bey'i sorup, Safi Bey'e de Kamil Bey'in nerede olduğunu öğreneceğim. Benim asıl işim Remzi Bey'le, ben onu arıyorum. Remzi Bey'e Kamil Bey'in yanına gitmiş..."
"Aaa , sizin işiniz uzunmuş."
"Uzun ya, sizinki kolay mı?"
"Kolay sayılır, Ben İbrahim Bey'i arıyorum, İbrahim Bey, Ayten Hanım'ın yanına gitmiş. Ayten Hanım'ı buldum mu tamam." :)
Gerçek şu ki ben, genelde kadınlardan hoşlanırım.
Onların kuraldışılıklarından hoşlanırım.
Bütünlüklerinden hoşlanırım.
Onların adlarının bilinmeyişinden hoşlanırım.