Okan Bayulgen, eskiden beri takip ettiğim bir adam.Çok okuyan biri olduğunu iyi biliyorum.Bakış açısını genel anlamda beğenmemekle birlikte Türkiye de geçmişte güzel programlara da aynı zamanda imza attı.Eğlence programlarını demiyorum tabiki.Uzman kişileri çıkarıp önemli olup da görünmeyen konularda insanları çıkarıp sunduğu programlar çok
Hakan Sarıpolat aradı. Ben şu vakitte İstanbul’da olacağım buluşalım mı dedi. Olur tabi kardeşim dedim ve içten içe de çok sevindim. Sanal alemden yazışmalar ve telefon konuşmalarıyla tanıdığın biriyle yan yana olma duygusu çok hoş. Oysa Hakan bilmese de ömrümün en zor günlerini geçiriyorum o
Arkadaşlar bugün çok ilginç bir tesadüf yaşadım. Bunu sizinle paylaşmak istiyorum
Bugün okulda ders arasında arkadaşımla konuşurken bana bir site bulduğunu çok hoş bir yer olduğunu filan söyledi. Sitenin adı filan derken site 1k çıktı. Dedim ben zaten epeydir o sitedeyim. Aaa gerçekten mi? Kullanıcı adın ne derken 1000kitaba girdik, bir de ne görelim zaten birbirimizi takip ediyoruz. Ve burada çok sevdiğim bir arkadaşım olarak nitelendirdiğim Panda Okur benim gerçek hayattaki en iyi arkadaşlarımdan biri çıktı. Kendi kendime dedim ki demek ki bir insanın kafası biriyle uyuşuyorsa her koşulda uyuşuyormuş arkadaş.
Erkek_ Merhaba ikimiz de aynı kitabı okuyoruz galiba:)
Kız_ Ahh evet sanırım öyle :) Kürk Mantolu Madonna....
Erkek_ Altlarını çizdiğimiz cümleler aynı mı merak ettim bakalım mı?
Kız_ İyi bir fikir tabi ki bakalım....
Erkek_ Benden bir başlangıç:) “ Tesadüf seni karşıma çıkarmasaydı gene aynı şekilde fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim"
Kız_ Aaa bakın ben de aynı cümlenin altını çizmişim ne güzel:)
Erkek_ Güzel bir tesadüf:)
Kız_ Sıra ben de:) “Ben de sizin gibi doğayı çok seviyorum...."
Erkek_ Benim ki de aynı cümle bakın işte burda:)
Kız_ Demek ki ikimiz de doğayı seviyoruz:) ben devam ediyorum:)
“ Seni seviyorum...Deli gibi değil gayet aklı başında olarak seviyorum...."
Erkek_ Bu bende de var :) ve bu son alıntım:)
“Bir insana bir insan herhalde yeterdi."
Kız_ Bence de:) Bu konuda da hem fikiriz:)
Erkek_Görünen o ki ikimizin çok ortak noktası var :) Önümüzdeki hafta aynı bankta bulusalım mı ne dersiniz?
Kız_ Neden olmasın ... " Senden Önce Ben" i bitireceğim bu hafta ben....
Erkek_ Ben de:) Öyleyse aynı parkta aynı bankta aynı saatte:)
Kız_ Heyecanla bekleyeceğim o günü:)
Erkek_ Ben de:)
Hanife Çıta- KASIM
Dünkü iletimden sonra birçok farklı hesaptan birçok kişi yazarak dolandırıcı olmadıklarına dair açıklamalarda bulundular. Tahmin edersiniz ki dolandırıcılıkla itham edilen hiç kimse “aaa teşekkür ederim, ben bir dolandırıcıyım ve beni enselediniz, bir daha olmaz” demez, yapacağı ilk şey itiraz etmek olur.
Kurguladıkları hikâyeler gerçek olsa dahi
Molière’in okuduğum dördüncü kitabına inceleme yazıyorum. Yazar’a karşı ilk okuduğum kitabıyla bir merak uyanmıştı içimde. Kim bu yazar demiştim. Çünkü yazım tarzı hoşuma gitmişti. İyiki de hoşuma gitmiş ve diğer kitaplarına da göz
2000’lerin başında çok satan bir kitap söz konusu edildiğinde iyi edebiyat olup olmadığı konuşuluyordu; şimdinin çok satanlarının edebiyat olup olmadığını tartışıyoruz… Ama sonuçta bu kitapların da çokça seveni, okuyanı var… Bunu gözardı edebilir miyiz, “edebiyat değil” diyerek geçebilir miyiz?
Niye böyle oldu? Ve yeni tür yazın ve bu ekonomik
GÖRÜCÜ
İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum.
--Anne! Ben geldim!
Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu.
--Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben.
Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
Nasıl bir eğitim istiyoruz? Cumhuriyetimizi kuran Atatürk’ün ve arkadaşlarının istediği eğitim, “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” bir toplum yetiştirmekti. Bunun da yolu, kelime anlamını “Aydın” diye geçinen “Aydın”larımızın bir kısmının bile doğru düzgün bilmediği, laiklikten geçiyordu. Laik eğitim veren okullarımız, fikri, irfanı ve vicdanı