Konuş, belleğim!
Eylül’ün 6’sı, 7’si geldi mi, hep bir şeyler yazayım derim ve her yazışımda da hep aynı yazıyı yazıyormuşum duygusuna kapılırım. Çünkü her seferinde aynı acıyı, hüznü duyarım yüreğimde, aynı utançla kızarır yüzüm, aynı kara leke oturur göz-bebeklerime...
Bazen 62 yıl önce çocuk belleğime çakılıp kalmış Büyükada görüntüleri
İnsan ya doğuştan itibaren aşırılığa kaçan, acımasızca ben merkezci, duygularla düşünceleri ayrı yerlerde tutabilen bir mizaç taşırdı ya da taşımazdı...
Yayın Sahibi
Adamın birinin abanoz ağacından yapılma mükemmel bir yayı vardı; çok uzağa isabetli atış yapabildiği bu yaya adam çok değer veriyordu. Fakat bir gün yayı dikkatle inceledikten sonra şöyle dedi:
"İyisin hoşsun da, kaba sabasın biraz! Tüm süsün püsün pürüzsüzlüğünden ibaret. Yazık!"
"Ama çaresi var!" diye düşündü sonra. "En iyi sanatçıya gideyim, yayın üzerine oyma resimler yaptırayım." Dediği gibi yaptı, oyma sanatçısı yayın üzerine zengin bir av manzarası döşedi; bir yayın üzerine bundan daha çok yakışacak bir tasvir olabilir miydi?
Adam çok sevinmişti.
"Bu süslemeleri hak ettin sen sevgili yayım!" dedi. Hemen denemek istedi, yayı gerdi ve yay... kırıldı!
Sayfa 37 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu