Othello, o tutku ve aldatma rapsodisi, beni derinliklerine dalmaya ve insan kırılganlığının gölgeli koridorlarında gezinmeye davet ediyor.
Birinci Perde: Esrarengiz Mağribi
Bu trajik tablonun eşiğinde, bozkırlı general Othello ortaya çıkar, varlığı parıldayan yıldızlarla bezenmiş abanoz gecesi kadar baştan çıkarıcıdır. Dikenli bir bahçedeki
Kaç yıl oldu. Yok daha bir, bir buçuk ay galiba. Okuyamama, yazamama, düşünmeme devri. Durakladığım devir. Daha Karlofça gelmedi herhalde. Ne zaman başladı - Evet, o apostroflu adamla. Dos'tmuş, Yaşa'masızmış. Dah'iymiş. Sanmıyorum.
Bitmesi lazım, bitmek lazım. Bitirmem lazım, yazmam lazım yeniden ama nasıl. "Sen hiç bitirmedin ki
Söz
. . . İşte sizin bütün istediğiniz , bayım. Şarkı söyleyen, yükselen ve düşen sözler . . . Onların önünde ben diz çökerim . . . Severim onları, değer veririm onlara, arkalarından giderim, ısırırım onları, ağzımda eritirim... Ben böylesine severim sözleri . . . Beklenmeyenleri . . . Hırsla beklenenler, gizlenerek, aniden düşsünler diye. . .
Kuzgun
Ortasında bir gecenin, düşünürken yorgun, bitkin
O acayip kitapları, gün geçtikçe unutulan,
Neredeyse uyuklarken, bir tıkırtı geldi birden,
Çekingen biriydi sanki usulca kapıyı çalan;
"Bir ziyaretçidir" dedim, "oda kapısını çalan,
Başka kim gelir bu zaman? "
Ah, hatırlıyorum şimdi, bir Aralık gecesiydi,
Örüyordu