323 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Bir Zamanlar Batı'da
Fikir, bitmeyecek tükenmeyecek sonu gelmez düşünsel bir yolculuk. Biz bugün bildiklerimizi, çıkarımlarımızı geçmiş zamanların tecrübeleri sayesinde yapabiliyoruz ve bu bize mantıklı geliyor, sanki hatalı değilmiş gibi geliyor. Ama bundan 50 yıl sonra bambaşka bir hayat, düzen, insan ilişkileri ortaya çıkınca önceki çıkarımlarımız o geleceğin
Hangi Batı
Hangi BatıAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2012578 okunma
263 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Polat Yoslun... Ya da herkes tarafından bilinen adıyla Ferhat Tunç... Ferhat Tunç ismi, seksenli yılların ilk yarısında girdi dünyamıza. Ahmet Kaya, Hasan Hüseyin Demirel, Emre Saltık gibi dönemin protest müzik yapan ve şimdi üçü de aramızda olmayan önemli sesleriyle birlikte anılır oldu. Nazım Hikmet ve Sabahattin Ali'den yaptığı bestelerin yanı sıra zamanla bilhassa Ahmet Can Akyol şiirlerinden yola çıkarak oluşturduğu şarkılar da oldukça ses getirdi. Kendine has yumuşak tınılı sesi ve özgün besteleriyle geniş kitlelere ulaşmayı başarmış bir sanatçı Tunç. Ancak zaman içinde siyasi kimliğini ön plana çıkarınca müzikal anlamdaki popülaritesinin düştüğünü de söyleyebilirim. Ferhat Tunç'un 2003-2006 yılları içerisinde Özgür Gündem gazetesindeki "Vaveyla" isimli köşesinde yazdığı makalelerin bir araya gelmesinden oluşuyor kitap. Üç bölümden oluşan kitabın ilk iki bölümünde sanatçının ABD'nin özellikle Ortadoğu ve genel anlamda dünyadaki emperyal emelleri ve kabadayılığı, Türkiye'nin bağrında yıllardır kanayan kardeş kavgası, Piyanist filmindeki sanatçı duyarlılığından töre cinayetlerine, faili meçhuller ve Güneydoğu'da verdiği konserlerdeki coşkuya varana değin geniş bir yelpazedeki görüşleri bulunuyor. Kitabın üçüncü bölümünde ise Doğubayazıt Kültür Festivali'nde yaptığı bir konuşma nedeniyle, Milas'ta verdiği konser sonrası tutuklanmasına gelen tepki ve sanatçıya destek yazıları yer alıyor. "Zor Zamanlar İnce Yazılar", Türkiye'nin yakın dönemine farklı bir pencereden bakmak için ideal bir kitap.
Zor Zamanlar İnce Şarkılar
Zor Zamanlar İnce ŞarkılarFerhat Tunç · Chiviyazıları · 20063 okunma
Reklam
Türkiye topraklarındaki üsler, en önemli sorunda, yani hedefle Amerikan güçleri arasındaki mesafe (ve işgal gücünün intikal süresi) sorununda çözüm oluşturabilirdi. RDF’nin, Körfez’e ulaşım yollarındaki hava sahalarında geçiş üstünlüğüne, transit kolaylıklarına, konaklama ve stoklama hakkına sahip olması gerekiyordu ve Türkiye de ideal bir konumda
YABANIL HAYVANLARI GÖRMEK İÇİN BAZI İLKELER Egzotik hayvanların insancıl biçimde nasıl gözlemlenebileceğini anlamak karmaşık ve kafa karıştırıcı olabilir. Onları güvenli bir mesafeden izlemek ideal. Tesislerin tutsak hayvanlara nasıl davrandığını değerlendirmek için, 1965’te yayımlanan Birleşik Krallık raporundan yola çıkan, uluslararası alanda tanınmış standartlara başvurabilirsiniz. “Beş özgürlük” diye bilinen bu maddeler, dünya çapındaki hayvan refahı grupları ve ABD, Kanada ve Avrupa’daki tıbbi veterinerlik birliklerince kullanılıyor. 1- Aç ve susuz kalmama özgürlüğü Hayvanların gözle görünür biçimde iyi beslendiği ve her zaman temiz suya erişimlerinin olduğu tesisleri arayın. 2- Rahatsız edilmeme özgürlüğü Hayvanların barınak, geniş alan, rahat bir dinlenme bölgesi ve kalabalıklardan uzakta geçirecekleri ayrı bir alan da dahil olmak üzere, kendilerine uygun ortamlarının olup olmadığını gözlemleyin. 3- Acı, incinme ve hastalıktan korunma özgürlüğü Hayvanların gözle görünür biçimde yaralı olduğu ya da onları incitebilecek ya da onlara acı verebilecek aktivitelere katılmaya zorlandıkları tesislerden kaçının. 4- Normal davranışlarını sergileme özgürlüğü Zincirlenmek, gösteri yapmak ve turistlerle etkileşime girmek –onları gezdirmek, onlarla poz vermek, onlar tarafından yıkanmak– kafeste doğmuş olsa dahi, bir yaban hayvanı için normal değil. 5- Korku ve endişeden uzak yaşama özgürlüğü Korku temelli eğitim, yavruların doğumda annelerinden ayrılması, doğal olmayan sesler ve büyük kalabalıkların strese neden olabileceğini unutmayın. Daha fazlası için natgeo.com/wildlifetourism.
Dünya'da da Türkiye'de de siyasal iktidarın entelektüelleri, akademisyenleri, sanatçıları karşılarına alma tavrı, toplumun diğer kesimlerini yakalamak için işlevsel gözükebilir. Seçkin insanların, kendilerini toplumun üstünde görüyor olmaları, siyasetçiler için kullanışlı bir durumdur. Seçkinler ve halk ikilemin. de, halkın yanında olmak demokratik bir kazanıma dönüşmektedir. Fakat bu tavrın bir yandan geçici ve güncel bir işlevi vardır. Siyasi iktidarın sürekliliğini, onun kalıcı olmasını sağlayacak şey, kültürel üretimlerle mümkündür. Yani kendi siyasal iktidarını besleyecek kültürel üretimleri sağlamak ve bunu kitlelerle paylaşmak zorundadır. Bunu başarmak zor olabilir. Siyaset yapma tarzı ve yeteneğiyle, bilgi, kültür ve sanat alanında üretim yapabilmek birbirinden çok ayrı alanlardır. Siyasal iktidar varlığını sürdürdüğü müddetçe, kültür-sanat üretimlerini potansiyeli nispetince gerçekleştirebilir. Fakat siyasal iktidarın itici gücü çekildiğinde kültürel üretimler de tükenebilir. Dolayısıyla bunun yukarıdan aşagıya değil, aşağıdan yukarıya doğru olması daha ideal bir durumdur. Bu durumun tersi de mümkündür. Yani entelektüeller ve sanatçılar, entelektüel ve sanatçı olma hallerini çoğunlukla muhalif olmalarına borçludurlar. Türkiye'de de benzer bir manzara görülebilir, ama örnekleri dünyadan verebiliriz. Frank Furedi, İngiltere ve ABD'de entelektüellerin bu şekilde tarif edildiğinden bahsediyor. Örneğin İngiltere'de entelektüeller, ülkelerinin büyüklüğünden ahlaksızca faydalanıp, ulus kimliğini tahrip etmekte beis görmemişlerdir.
İbrahim NacakKitabı okudu
Bu Koronavirüs saldırısı, insanlığa çok açık biçimde şu mesajı veriyor: “Proletarya Enternasyonalizmine geçin!” (Proleter enternasyonalizm, işçi sınıfına ait bütün dünyadaki insanların millete bakmaksızın dünya devrimini gerçekleştirmek için birlik içerisinde hareket etmesi gerektiğini söyleyen Marksist sosyal sınıf teorisidir.) Çünkü
Reklam
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.