65 syf.
·
Puan vermedi
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfettin 40'ına gelemeden vefat ettii.Geride Öyle kült eserler bıraktı ki onları okumadan Türklük bilinci yapılandırması yavan kalır. Tüm o mükemmel eserleri nasıl bir ümitle yazdıysa ümidin zerresinin olmadığı çöküş döneminde yazdı. Keşke tüm okullarda zorunlu yapılsa. Biz şu anda gençlerden Ferman'ı okumadan devlete itaat'i,
Başını Vermeyen Şehit
Başını Vermeyen ŞehitÖmer Seyfettin · Kuşak Yayınları · 20131,770 okunma
323 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Bir Zamanlar Batı'da
Fikir, bitmeyecek tükenmeyecek sonu gelmez düşünsel bir yolculuk. Biz bugün bildiklerimizi, çıkarımlarımızı geçmiş zamanların tecrübeleri sayesinde yapabiliyoruz ve bu bize mantıklı geliyor, sanki hatalı değilmiş gibi geliyor. Ama bundan 50 yıl sonra bambaşka bir hayat, düzen, insan ilişkileri ortaya çıkınca önceki çıkarımlarımız o geleceğin
Hangi Batı
Hangi BatıAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2012577 okunma
Reklam
Bu Koronavirüs saldırısı, insanlığa çok açık biçimde şu mesajı veriyor: “Proletarya Enternasyonalizmine geçin!” (Proleter enternasyonalizm, işçi sınıfına ait bütün dünyadaki insanların millete bakmaksızın dünya devrimini gerçekleştirmek için birlik içerisinde hareket etmesi gerektiğini söyleyen Marksist sosyal sınıf teorisidir.) Çünkü
598 syf.
·
Puan vermedi
ATI, ARABANIN ÖNÜNE KOŞMAK
İlk olarak İngilizce yazılmış olsa da, Türkçedeki en ünlü eserlerden olan bu kitabın asıl önemi, bana göre, birtakım tarihî olaylar hakkında (II. Mahmut dönemi, Tanzimat dönemi, Namık Kemal, vb.) verdiği bilgilerdir. Yoksa, teorik çerçevesi cılız ve de yanlıştır. En azından günümüzden bakınca… Eserinin ilk halini 1964 yılında yazan (The
Türkiye'de Çağdaşlaşma
Türkiye'de ÇağdaşlaşmaNiyazi Berkes · Yapı Kredi Yayınları · 2019472 okunma
ABD için ideal Türkiye,
ABD için ideal Türkiye, kendi çıkarları söz konusu olduğunda itiraz etmeksizin istediklerini veren. Batı değerlerini benimsemiş ve onun yörüngesinden çıkmayacak zayıf bir ülkedir.
Sayfa 362Kitabı okudu
Dünya'da da Türkiye'de de siyasal iktidarın entelektüelleri, akademisyenleri, sanatçıları karşılarına alma tavrı, toplumun diğer kesimlerini yakalamak için işlevsel gözükebilir. Seçkin insanların, kendilerini toplumun üstünde görüyor olmaları, siyasetçiler için kullanışlı bir durumdur. Seçkinler ve halk ikilemin. de, halkın yanında olmak demokratik bir kazanıma dönüşmektedir. Fakat bu tavrın bir yandan geçici ve güncel bir işlevi vardır. Siyasi iktidarın sürekliliğini, onun kalıcı olmasını sağlayacak şey, kültürel üretimlerle mümkündür. Yani kendi siyasal iktidarını besleyecek kültürel üretimleri sağlamak ve bunu kitlelerle paylaşmak zorundadır. Bunu başarmak zor olabilir. Siyaset yapma tarzı ve yeteneğiyle, bilgi, kültür ve sanat alanında üretim yapabilmek birbirinden çok ayrı alanlardır. Siyasal iktidar varlığını sürdürdüğü müddetçe, kültür-sanat üretimlerini potansiyeli nispetince gerçekleştirebilir. Fakat siyasal iktidarın itici gücü çekildiğinde kültürel üretimler de tükenebilir. Dolayısıyla bunun yukarıdan aşagıya değil, aşağıdan yukarıya doğru olması daha ideal bir durumdur. Bu durumun tersi de mümkündür. Yani entelektüeller ve sanatçılar, entelektüel ve sanatçı olma hallerini çoğunlukla muhalif olmalarına borçludurlar. Türkiye'de de benzer bir manzara görülebilir, ama örnekleri dünyadan verebiliriz. Frank Furedi, İngiltere ve ABD'de entelektüellerin bu şekilde tarif edildiğinden bahsediyor. Örneğin İngiltere'de entelektüeller, ülkelerinin büyüklüğünden ahlaksızca faydalanıp, ulus kimliğini tahrip etmekte beis görmemişlerdir.
İbrahim NacakKitabı okudu
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.