Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
PHILADELPHIA DENEYİ USS ELDRIDGE Uygulama, Philadelphia limanındaki, USS Eldridge, DE (Destroyer Escort) 173 borda numaralı bir ABD sahil koruma gemisi üzerinde yapılır (K15, K95, D57, D67, D40, S30). Tarih: 28 Ekim 1943’dür. Gemiye, 75 KVA gücünde iki dev jeneratör (degausser), her biri 2 megawat CV gücünde üç RF vericisi ve 3000 adet güç
375 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Spoiler içerir. “Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir… Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,1bin okunma
Reklam
Böylece Osmanlı 'da vakıflaşma süreci başlıyordu. Bu sürecin nasıl işlediğini göstermesi açısından Fatih'in bir vakfiyesini özetlemek istiyorum: "Ben ki İstanbul fatihi abd-i aciz (aciz kul) Sultan Mehmed Han'ım! Bizatihi alnumun teriyle kazanmış olduğum akçelerumle (paramla) satun alduğum İstanbul'un Taşluk Mevkii'nde kaim (bulunan)
Fatih Sultan Mehmet Han'ın Vasiyetnamesi
“Ben ki, İstanbul Fâtihi abd-i âciz (âciz kul) Fatih Sultan Mehmed, bizâtihi alın terimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul’un Taşlık mevkiinde kâin (bulunan) ve mâlumu’l-hudut olan 136 bap (parça) dükkanımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde (doğrultusunda) vakfı sahih eylerim: Bu gayri menkulâtımdan (taşınmaz mal) elde olunacak
Sosyal medyada vefat etmiş Müslümanların fotolarını PAYLAŞMAYIN! Bu sene Pulitzer ödülünü kazananlar can çekişen Suriyeli göçmenlerin fotoğraflarıyla alkışlandılar. Acı içinde kıvranan insanların resmini çekebilen bir çakala “insan” denebilir mi? (çakalları tenzih ederim) Bir çocuk ölürken fotoğraf çekebilen sen artık insan
Hayat-ı ebediye esasatını ve saadet-i uhreviye levazımatını tedarik etmek için verilen akıl, kalb, göz ve dil gibi güzel hediye-i Rahmaniyeyi, Cehennem kapılarını sana açacak çirkin bir surete çevirmektir. Şimdi satmağa bakacağız. Acaba o kadar ağır bir şey midir ki, çokları satmaktan kaçıyorlar. Yok, kat'â ve aslâ! Hiç öyle ağırlığı yoktur. Zira helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur. Feraiz-i İlahiye ise hafiftir, azdır. Allah'a abd ve asker olmak, öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez. Vazife ise: Yalnız bir asker gibi Allah namına işlemeli, başlamalı. Ve Allah hesabıyla vermeli ve almalı. Ve izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükûnet bulmalı. Kusur etse, istiğfar etmeli. Yâ Rab! Kusurumuzu afvet, bizi kendine kul kabul et, emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. Âmîn demeli ve yalvarmali.
Reklam
416 syf.
8/10 puan verdi
"İçimde o kadar ses var ki uyuyamıyorum." İncelemeye Eduaordo Galeano'nun bu sözüyle başlamak en doğrusu olur.Öyle ki Galeaono tüm dünyada ezilenlerin, yok edilenlerin, dışlananların, haksızlığa uğrayanların ve sömürülenlerin sesini hep vicdanında duyduğunu başka türlü anlatamazdı. Latin Amerikalı yazar bu kitabıyla dünyanın vicdanı
Ve Günler Yürümeye Başladı
Ve Günler Yürümeye BaşladıEduardo Galeano · Sel Yayıncılık · 2017833 okunma
Zira helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur. Feraiz-i İlahiye ise hafiftir, azdır. Allah'a abd ve asker olmak, öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez. Vazife ise: Yalnız bir asker gibi Allah namına işlemeli, başlamalı. Ve Allah hesabıyla vermeli ve almalı. Ve izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükûnet bulmalı. Kusur etse, istiğfar etmeli. Yâ Rab! Kusurumuzu afvet, bizi kendine kul kabul et, emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. Âmîn demeli ve ona yalvarmalı...
Tarih(Sel
Fazlullah’ın başlıca ınüridlerinden biri olan Mîr Ali el- A ’lâ, mürşidinin ölümünden sonra Anadolu’ya geçerek Bektaşî tekke^lttt sığındı.O nunla ve NesÖnî ile HurÛfiliğin, Türkiye’de Bektaşîlikle bütünleşen uzun yaşamı başladı. Anadolu ve Rumeli’ye bu süzgeçden geçerek yayıldı. Ali el-A’lâ (Gıyâseddin Muhammed b. Muhammed el-Horâsânî el-
DOKUZUNCU NÜKTE Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum(gerçekte olmadığı halde varsayılan) rububiyet(Rablık)'ini kırmak ve aczini göstermekle ubûdiyet(kulluk)'ini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis Rabbisini tanımak istemiyor; Firavunâne kendi rububiyet(Rablık) istiyor. Ne kadar azaplar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin Firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Acz(aciz)'ini, zaafını, fakr(fakirlik)'ını gösterir, abd(kul) olduğunu bildirir. Hadisin rivayetlerinde vardır ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, Sen sensin." Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "Ene ene, ente ente."(Ben benim, Sen sensin). Hangi nevi(çeşit) azâbı vermiş, enâniyet(benlik)'ten vazgeçmemiş. Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: "Men ene? Ve mâ ente?"(Ben neyim, sen nesin?) Nefis demiş: ‎اَنْتَ رَبِّى الرَّحِيمُ * وَاَنَا عَبْدُكَ الْعَاجْزُ Yani, "Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben senin âciz bir abdinim.
633 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.