Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Abbasiler, kendi hareketlerine dayalı bir egemenlik (hakimiyet) anlayışını benimsediler: Peygamber'e akrabalığı vurguluyor, bunu da sadece Abbasi ailesiyle sınırlı tutuyorlardı. Yönetimde direkt (babadan oğula) veraseti benimseyerek bunu sürdürdüler.
Adalet kavramı (veya anlayışı), yargının siyasi otoriteden bağımsızlığı, kadıların hak konusundaki dirençleri, nüfuzlu kişilere ve umum halka karşı adaleti sağlama hususundaki kavrayışlarıyla pekişir.
Reklam
Zenginlerin fakirleri köleleştirme yolu olduğu içindir ki, İslam, ribaya şiddetle saldırmıştır.
İslam, özellikle insanların temel ihtiyaçlarıyla ilgili konularda tekelciliği (ihtikar) red etmiştir.
İslam toprak, su ve madenler gibi ana tabii kaynakları ümmetin mülkü olarak kabul etti. Sömürüye karşı çıktı; özellikle gıda mallarında tekelciliği kötüledi ve sosyal adaleti vurguladı.
Sayfa 145Kitabı okudu
"Denilir ki, Araplar askeri karakterlerini korumak ve temel görevleri olan savaşa devam etmek için müstakil askeri kamplara yerleştiler. Zafer ve taassup sarhoşluğu onları çevresindekileri hakir itti. Ve denilir ki, onlar ümmî ve bedevî olduklarından yönetim, yazı ve özellikle mali alanlarda başkalarına dayandılar. Kültür tarihini incelediğimizde Arapların hemen "münbit hilal" medeniyetine boyun eğip onun akıntısına kapıldıkları ve tüm şeyleri komşularından kopya ettikleri söylenir. Böylece medeniyetleri yamalar ve tezatlarla doldu."
Sayfa 31 - Endülüs Yay.Kitabı okudu
Reklam
"İslam daveti yayıldı ama İslam'a girenlerin itici güçleri değişikti. Kimisi hidâyet ve imanla, kimisi ayrıcalıklardan faydalanmak için, kimisi gücünden korkarak daveti kabul etti. Bunun yanında yeni davetin anlaşılması için zamana ihtiyaç vardı. Aynı şekilde güç ve önemi duruma göre değişebilse de eskinin zayıflayıp yok olmadan önce yeni ile çatışması ve bu çatışmanın etkilerinin genel hayatta ortaya çıkması kaçınılmazdı."
Sayfa 85 - Endülüs Yay.Kitabı okudu
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.