Cennet Mekan II. Abdülhamid Han Hazretleri'nin hemen hemen her köye gönderilmesini ferman eylediği, Seyyid Abdülhakîm Arvasi Hazretleri'nin; "Miftâh-ul Cennet ilm-i hâlinin yazarı sâlih bir zât imiş. Okuyanlara fâideli olur." buyurduğu, birçok münevverin; "Bu millete bir tek şey lazım, Mızraklı ilmihal okumak" dediği
Hayatını, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’ni “Tanıyıncaya Kadar” ve “Tanıdıktan Sonra” diye iki ana bölüme ayıran Necip Fazıl, Efendisine doğru kendisini cezbeden hâdiseleri de mânâlandırdığı otobiyografik eseri “O Ve Ben”i 1975’de şöyle takdim etmiştir:
“Bu eser, dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususî renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın
Abdülhakim Arvâsî hazretleri mahpusken, hanımını Eyüp Sultan'daki dergâhtan sürükleyerek götürüyorlardı. Talebeleri bu durumu gördüler, ağlaya ağlaya cezaevinde arz ettiler. Efendim, hanım annemize bunu bunu yaptılar, saçı da açıldı filan diye anlattılar. Yürekleri dayanmıyor, söylemek çok ıstırap verici ama gizlemeye izin yok. Hazretin kelamı şu: “Allah Teâlâ'nın namusu bugün ayaklar altına alınmaktadır, bizim namusumuz kaç para eder?" Ya... Allah rahmet eylesin. Bakış açısı... Nedir bu? Namus-ı ilahi, yani din-i İslam ayaklar altına alınırken biz namusumuzu nasıl görelim, bunun üzerinde nasıl duralım...
Buna iffeti koy, buna Kudüs'ü koy, buna Mekke-i Mükerreme'yi koy, buna ticaret ahlakını koy, aile saadetini koy, ne koyarsan koy bunun içine. Değer meselesi yani, değerlerinin farkında...
Bir adam, Seyyid Abdulhakîm Arvasî Hazretleri'ne, "Efendim, dua edin de Allahu teâlâ ümmet-i Muhammed'i kurtarsın." deyince, cevaben şöyle buyurdu:
Siz bana o ümmeti gösterin ben de kurtulduğunu haber vereyim.
Hani nerede o ümmet ❗
Yaşamak denen bu acayip seyrüseferde kalbimizdeki deniz içine yaprakların, çerçöpün düştüğü, sararmış kesif bir su birikintisine dönüyor bazı zamanlar. Bulanıklaşıyor, akıp gitmiyor, kendini tekrar ediyor durmadan. İşte o vakitlerde denize doğru bir gedik açmak icap ediyor, berraklaşmak, Çürümemek, deryadil olmak için.
Deryadil. Ne güzel bir