'Abdülhamid bu matbaanın kirli suyu için ayrı bir su yolu yaptırmıştır.' Sebebi mi? Elbette Kur'an-ı Kerim'in tozunun diğer kirli sularla birlikte kanalizasyona karışmaması için. Sultan Abdülhamid üzerinde neden bu kadar duruyorsun? diyenlere daha sıkı bir cevap veremezdim herhalde.
İmparatorluğu dağılmaktan kurtarmak için reform lazımdı ama reform yaptıkça da imparatorluk dağılıyordu! Bu işin içinden nasıl çıkılacaktı.
Sayfa 31 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ahmet Rasim'in dediği gibi, öldüğü gün halkın gönlünde yeniden tahta çıkmayı başaran nadir insanlardan biriydi o.''Son Sultan'' denilince akla ilk o geliyor.
Sayfa 47 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Hafızamızı çalanlardan ancak bir şekilde intikam alabiliriz: Yeniden hatırlayarak...
Sayfa 121 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Alıntı #2
"...Peki alınları açık olsa, neden gerek duysunlardı ki, acemice tedbire? Divan-ı Harb'de yargılanmayı talep etmek için ille de Sultan Abdülhamid Han gibi mangal yürekli mi olmak gerekiyordu? Kaldı ki, kendisi istediği halde, başlarına iş açmamak için yargılanmasına izin vermeyenler, bizzat Jönlerimiz değil miydi? Onun 'neler' bildiğini hepsi de pekala biliyorlardı çünkü. Sultan Hamid'in yargılanma arzusunu hatırlarında bize aktaran Fethi Okyar da biliyordu kuşkusuz."
Sayfa 20 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Alıntı #2
"Dönemin tam anlamıyla "kara kutu"suydu Sultan Abdülhamid. Kutuyu açtırmak, kötüyü söyletmek anlamına gelecekti. Günün birinde mahkemeye çıkar da bir konuşmaya başlarsa, nice hürriyet kahramanı, oturdukları mevkilerden sapır sapır döküleyazacaklardı. Bu yüzden kendini savunmam hakkı dahi vermediler devrik Sultan'a; üstelik bildiklerini başka kimseye anlatmasın diye de kapısını üzerine sürgülediler. Başına bir tabur asker dikerek hem de."
Sayfa 20 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Reklam
540 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.