Nu'mân b. Beşîr'den (radıyallahu anh) rivayet edilen bir hadisi şerifte Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Aza şükretmeyen çoğa da şükretmez. İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a karşı da şükürde bulunmaz. Allah Teâlâ’nın nimetlerinden bahsetmek şükür, bunu terk etmek ise nankörlüktür. Topluluk (cemaat) rahmet, ayrılık ise azaptır.”
Sayfa 275 - Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/375; Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, 8/323 (nr. 13648).Kitabı okudu
Ümmü Süleym, Ebu Talha, Ebu Umeyr
Burada örnek olarak bir teslimiyet kahramanı Ümmü Süleym'i (r.anha) dikkatlerinize vereceğiz. Asıl adı Gumeysa bint Milhan olan Ümmü Süleym, Enes b. Mâlik'in (ra) annesidir. Müslüman oldukları için kocası Malik b. Nadr, onları terk etmiştir. Medine'deki bazı erkekler, dul kalan Ümmü Süleym ile evlenmek istemişti. Evlrnmek
Sayfa 44 - Müslim, Fezailü's-Sahabe, 107; İbn Sa'd, TabakatKitabı okudu
Reklam
Abdullah b. Mübarek (r.h)
Ehl-i sünnet ulemâsının hadis külliyatlarını Mütalaa etmek Resûlallah'ın (sas) ashabıyla sohbet etmek gibidir.
MUSTAFA KEMAL PAŞA İLE ŞAPKA ÜZERİNE TARTIŞAN ALİM
Gümüşhanevi Tekkesi meşâyıhındandı. Çok sayıda kerameti rivâyet edilir. Mübarek zayıf bir bünyeye sahipti. Günde bir bardak süt içer ya da küçük bir kahvaltı yapar daha da sofraya oturmaz, vaaz ve tedrisat ile meşgul olurdu. Ferşad Efendi Hazretleri, Reisu'l-ulemâ sıfatıyla iki defa Mustafa Kemal'le tartıştı. Şapka takmanın kâfir âdeti olması hasebiyle küfür olduğu yönünde fetva verdi. Bundan dolayı Trabzonda sorgulandı. Burada Mustafa Kemal'in yüzüne karşı şapka giyenin kâfir olacağına söyledi. Ferşad Efendi, küçük boyu fakat dağ gibi yüreğiyle Abdullah b. Mes'uda benzerdi. O'nun (ra.) gibi meydan okurdu...
Müslüman safları arasında şiddetli bir sarsıntı olmuş, aralarında panik baş göstermişti. İçlerinden birçoğu kaybolmuştu. Nereye gittikleri bilinmiyordu. Onlar bu durumdayken: "Muhammed öldürüldü!" diye bağıran birinin sesini duydular. Geride kalan umutları da kaybolmuştu. Bir kısmı savaştan elini çekmiş, silahını bırakmıştı. Bir kısmı da münafıkların reisi Abdullah b. Übeyy ile görüşüp Ebu Süfyan'dan kendileri için eman-teminat almasını istemeyi düşünüyordu. Bu grup silahlarını bırakıp Enes b. Nadr'ın yanına gelmişti. Enes: -"Neyi bekliyorsunuz?" diye sordu. Onlar da: "Resûlullah (s.a.) öldürülmüş!" dediler. Enes b. Nadr:. -"Ondan sonra yaşayıp da ne yapacaksınız? Kalkın, Resûlullah'ın (s.a.) uğrunda can verdiği dava yolunda siz de canınızı verin." Sonra da şöyle dedi: "Allahım! Bun ların -yani müminlerin- yaptıklarından sana sığınırım. Allahım şunların -yani müşriklerin- yaptıklarından sana sığınırım." Enes b. Nadr bundan sonra ilerledi. Sa'd b. Muaz'la karşılaştı. Sa'd, Enes'e: -"Nereye ya Eba Ömer?" dedi. Enes: - "Cennetin kokusu ne güzel ya Sa'd! Uhud'un ardında Cennet kokusunu duyuyorum." dedi. Sonra Kureyşlilerle çarpıştı. Nihayet şehit oldu. (Paramparça olmuştu). Hiçbir yerinden tanınmayacak haldeydi. Onu savaştan sonra ancak kız kardeşi parmaklarından tanıyabilmişti. Enes b. Nadr mızrak, kılıç ve ok yarası alarak 80 küsur yerinden yaralanmıştı.
Sayfa 267Kitabı okudu
(38) 66.Mektup
Bir şahıs Abdullah b.Mubarek'e:"Muaviye mi, yoksa Ömer b.Abdülaziz mi daha üstündür?" diye sordu.O şöyle cvap verdi: "Rasulululah ile beraberken Muviye'nin atının burnuna giren toz, Ömer b.Abdülaziz'den defalarca üstündür
Reklam
1.000 öğeden 811 ile 820 arasındakiler gösteriliyor.