Şehr İbn Havşeb [rahimehullah] de şöyle der: "İblis, cinlerden idi. Cinler yeryüzünde bozgunculuk çıkarınca Allah, onların üzerlerine meleklerden bir ordu gönderdi. Bu ordu onların bir kısmını öldürdü, bir kısmını da denizlerin adalarına sürgün etti. İblis ise esir alınanlar arasındaydı, Melekler onu yanlarına alıp göğe çıkardılar. Böylece o, semâda kalmıştı. Melekler Âdem'e secde etmekle emrolunduklarında İblis, Âdem'e secde etmekten kaçınmıştı"
Abdullah Ibn Mes'ud [radıyallahu anh], Abdullah İbn Abbas [radıyallahu anh], bir grup sahabe, Said b. el-Müseyyeb [rahimehullah] ve başkaları dediler ki: "İblis, dünya semâsındaki meleklerin reisi idi."
Abdullah Ibn Abbas [radıyallahu anh] der ki: "İblis'in adı, "Azazil idi. Yine Abdullah bin Abbas [radıyallahu anh]'tan gelen başka bir rivâyete göre; İblis'in adı, "Haris"tir. [75] Nakkaş da, İblis'in künyesinin, "Ebû Kerdûs" olduğunu söylemiştir.
Yine Abdullah İbn Abbas [radıyallahu anh] der ki: "İblis, kendilerine "Hin" denilen meleklerin bir kabilesinden idi. Bunlar, Cennet'in hazinedarlarıydılar. İblis, onların en şereflilerinden ve bilgi ile ibâdet bakımından onların en önde gelenlerinden idi. Dört kanatlıların ilkinden idi. Sonra Allah onu (ilahi rahmetten) kovulmuş bir şeytan haline getirdi."
Allah'ın Gazap Ettikleri
Kafir ve münafıklara gelince, hazır bulunan melekler onlar için şöyle derler: "İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir. Bilin ki, Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir." (Hüd Süresi: 18)
Abdullah bin Ömer Kâbe'yi tavaf ederken bir adam karşısına çıktı ve: "Ey Abdurrahman'ın babası! Allah'ın kul ile
KUR'AN'I TERK ETMEK
Allah Resûlü (s.a.v.) 'in, Kur'an'a karşı tutumlarından dolayı kavmi hakkında, "Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı terk edilmiş halde tuttu." (Furkan, 30) diyerek Rabbine şikayette bulunması da Kur'an'dan hakiki mânâda istifade edilmediğini gösterir. Ayet-i kerîmedeki "ettehazû"
Sayfa 46Kitabı okudu
Abdullah bin Mes'ud şöyle der; "Kur'an'ı kum saçar gibi saçmayın. Şiir okur gibi hızlı hızlı okuyup geçmeyin. Harikaları karşısında durun ve onunla kalpleri harekete geçirin. Sizden hiçbirinizin amacı sûrenin sonuna gelmek olmasın"
~
Sayfa 99 - Pınar yayınlarıKitabı okudu
İmam Gazâli zikretti ki: Abdullah bin Mes'ud (r.a.) şöyle derdi:
- Ben Resûlüllah'tan (s.a.v.), ölü kabrine girdiği zaman ilk karşılaşacağı şey nedir? diye sordum. Allah'ın Resûlü
- Ey İbni Mes'ud, senden önce hiçbir kimse bana bundan sormamıştır. (Kabrine girdiği zaman) ilk olarak ölüye mezarlar arasında dolaşıp araştırma yapan ve Rü'man adındaki bir melek nida ederek:
- Ey Allah'ın kulu, amelini yaz, der. Kul: - Yanımda divit (kalem), kâğıt yok ki, der. Melek:
- Heyhat, kâğıdın kefenindir, tükürüğün mürekkebindir, parmağın da kalemindir, der ve kefeninden bir parça keser. Sonra o kul dünyada yazı yazmayı bilmese bile (amellerini) yazmaya başlar. Sırada, tek bir günde (olduğu) gibi sevapları ile günahlarını hatırlayıp yazdıktan sonra melek o parçayı dürüp büker ve ölünün boynuna asar, buyurdu. Sonra Allah'ın Resûlü:
- Her insanın amelini kendi boynuna dolayıp astık, meâlindeki âyeti okudu.
Sayfa 112 - Bedir Yayınları
Abdullah bin Mes'ud (r.a.) şöyle der: "Hz. Ömer'in ilmi terazinin bir kefesine, yeryüzündekilerin ilmi de öteki kefesine konsa, Ömer'in (r.a.) ilmi ağır basardı. O, aramızda Allah'ı en iyi tanıyan, Allah'ın kitabını en güzel şekilde okuyup anlayan ve dinde derin anlayış sahibi olandı."
Sayfa 38 - aşina yayınlarıKitabı okudu
Abdullah Bin Mes'ud Hazretleri şöyle der,
"Sizin, gecenin leşi gündüzün uyuşuğu olanlarınızdan hoşlanmam."
Sayfa 142
Abdullah bin Mes'ud -radıyallahu anh- şöyle der:
"Hazret-i Ömer'in müslüman olması bir fetih, hicreti bir yardım, halifeliği de bir rahmet idi! Ömer -radıyallahu anh-müslüman oluncaya kadar Kâbe'nin yanında açıktan namaz kılamadık. O müslüman olunca Kureyş müşrikleriyle mücadele etti, onlar da bizi serbest bıraktılar. Böylece orada namaz kılabildik."
Sayfa 375
KUR'AN'IN FAZİLETİ KONUSUNDA BİR GİRİŞ
Abdullah bin Mes'ud şöyle der: "Rasûlullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) üç hediye verildi: Beş vakit namaz, Bakara sûresinin sonu ve ümmetinden Allah'a hiçbir şeyi şirk koşmayanın bağışlanacağı müjdesi."
Sayfa 30 - CILT 1. Müslim, İman, 173.Kitabı okuyor
✍Allah ondan razı olsun sahabeden Abdullah bin Mes'ud şöyle der:
"Kim bir yol tutacaksa ölmüş olanların yolunu tutsun. Çünkü dirilerin fitneye düşmeyeceğine güvenilmez. Ölmüş olanlar dediklerim, Allah'ın salat ve selamı üzerine olsun Muhammed'in ashabıdır. Bu ümmetin en temiz, en itaatkâr kalpli, ilmi en derin, en az tekellüflü olan kişileridir. Onlar Allah'ın Resûlune sahâbi olsunlar, dini ikâme etsinler diye seçtiği bir toplumdur. Binâenaleyh onların hakkını itiraf ediniz, onların hidayet yoluna sıkı sarılınız. Çünkü onlar dosdoğru bir yol üzere idiler." [
Ahmed Bin Hanbel, 
Müsned, 3/134]
●Yine başka bir rivayette Abdullah bin Mes'ud şöyle dedi:
"Sizden biriniz, dininde bir kimseyi taklit etmesin! Zira o iman etmişse iman etmiş, küfretmişse küfretmiş olur. İlle de birine uyacaksanız ölmüş olan sahabelere uyunuz! Zira hayatta olanın fitneye düşmesinden emin olunamaz!" [İmam Taberani 9/152, 
Mecmau'z- Zevaid ve Menbau'l Fevaid 1/180, İmam Beyhaki 10/116, İmam El Lalakai 
Ehli Sünnet Vel Cemaatin İtikadı 1/93, 
İbn Hazm El-Endelüsi el-İhkam 6/255, Hilye 1/136, 
Sıfatü's-Safve - Resulullah'ın Ashabının ve Belde Belde Allah Dostlarının Hayatı ve Faziletleri 1/421]