الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دينا “Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslam'ı beğenip seçtim." Allah Subhanehu ve Teâlâ dini ve hükümlerini tamamlamıştır. Bu ümmeti Rasûlü'ne sallallahu aleyhi vesellem vahyettiği Kur'an ve Sünnetten gayri bir hidayete muhtaç bırakmamıştır. İnsanların dünya ve ahiret kazançları için ihtiyaç duydukları her şey için bir ilim beyan etmiştir. Bu ümmet hiçbir şeyde Kur'an ve Sünnet dışında bir ilimden hidayet olunmaya muhtaç değildir. Bunun için İbn-i Mesud radıyallahu anhu, "Bu Kur'an'da bize bütün ilim ve her şey beyan edilmiştir" demiştir. İmam İbn-i Kesir rahimehullah İbn-i Mesud radıyallahu anhu'nun bu sözünü naklettikten sonra şöyle der: "Kur'an geçmiş ve gelecek bütün faydalı ilme, bütün helal ve haramlara ve insanların din ve dünya işlerinde, beraber yaşamalarında ve düşmanlıklarında ihtiyaç duydukları her şeye şamildir."
Tevhid dâvâsının bedelinin ödenmesi gerektiğinin farkındadır.
(19) Tevhid ehli, tevhid dâvâsının bedelinin ödenmesi gerektiğinin farkındadır. Her dâim bu bedeli öder ve ödemeye hazırdır. Allâh yolunda başına gelenlerden haz alır. Abdullah ibn Mesud radiyallahu anhu'nun kâfirler tarafından hırpalandığında "izzet ehli" olarak kâfirleri zelil gördüğü gibi; o da tüm saldırganları "zillet ehli" olarak görür. Saldırılar, îmânını arttırıp, azmini pekiştirerek, O'nu "kurbiyet ehli" kılar.
Reklam
قال ابن مسعود رضي الله عنه ؛ من اراد العلم فليقرأ القرآن فان فيه علم الأولين والأخرين Abdullah İbn Mesud Radiyallahu anhu şöyle dedi; Her Kim ilim öğrenmek istiyorsa Kur’an okusun. Zira içinde, öncekilerin ve sonrakilerin ilmi vardır. İbn Ebi Şeybe, el Musannef 6/126
Abdullah ibn Mesud (radıyallahu anhu)'nun şöyle dediği rivayet edilir: "Eğer Allah birini imtihan edip Allah rızası için bir şeyler söylemesi gereken bir duruma koyar da bu durumda söylemesi gerekeni söylemezse; Allah, önceden sahip olduğu imanı asla ona bir daha vermez."
Abdullah İbn Mes’ud (radiyallahu anhu) derdi ki: “Bir kardeşimizi uzun süre göremeyince onun evine giderdik; eğer hasta ise bu onun için ziyaret sayılırdı. Eğer bir işi varsa bu ona yardım olurdu.”
Resim