ÖYLE BİR HİKÂYE Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri: – Atikali, Atikali! diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
Şimdi bu Mustafa Ceceli'nin, 2012'deki belediyelerin konserlerinden aldığı parayı buldum. 120 bin TL civarında... Öğreniyorum ki Mustafa Ceceli, her konser başına en az 80 bin TL para alıyormuş. Bu en az, ama muhtemelen üst rakamlar bunun iki katı düzeylerinde. Allah daha çok versin... Ama sorun Ceceli'nin kazandığı para değil.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
Işık; sıcak, kıvrak, zarif ve kadınsı. Önüne çıkan her cisme, objeye, varlığa aklımıza ne geliyorsa her şeye ama her şeye uğramadan geçemeyen bir gezgin. Herakleitos ne güzel söylemiş: “Aynı nehirlere girenlerin üzerinden, farklı sular akar.” Zaman su ile akıp gitmiştir. Kalan yalnızca ışığın bıraktığı ayak izidir; biz ona “fotoğraf” diyoruz. Işığa iltifat ediniz ki o size marifet kapısını ardına kadar açsın. Siyahlar beyazlardan çok daha hızlı koşarlar ama beyazlar siyahlardan daha hızlı yüzerler…. “Salvador Dali nasıldı?” Faşistti Lenf kanserine yeniliyor ve hoşça kal diyor… Masada gözlerine bakıyorum, müthiş bir yaşama arzusu ve enerji. Kim demiş Ara 90 yaşında? O, düpedüz 19’unda. Ben arkadaşıma dayak attırmam abi, atanı da döverim. İşte o kadar. Foto muhabiri ile fotoğrafçı arasındaki fark nedir? Ulan kaç kere söyleyeceğiz, hep söylüyoruz ya! Bir yerde bomba patlar, foto muhabiri bombanın patladığı yere koşarak gider, fotoğrafçı koşarak kaçar ve evdeki karısının koynuna saklanır. Yakaladığınız şeyin içine anlam koyabiliyorsanız fotoğraftır yoksa palavradır. Sinema fotoğrafla başlamıştır. Şu bilinsin ki bu ülkenin sahibi vatandaşlarıdır, o direk dikenler değil. Kadın iklimi hassas, duygusal ve akılcıdır. Fotoğrafı beyin çeker, makine değil. Fotoğraf zamanında çekindi mi vardır yoksa yırt at gitsin. Picasso’nun fotoğrafını çeken beş kişiden biriyim Sabancılar almak isterse onları kazıklayacağım. Sanatçı olmanın ek kolay yolu fotoğrafçı olmaktır kolaysa müzisyen ol.
Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum Geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum Gecenin efkarı iniyor perde perde Sevdanın hayali vuruyor arada bir içime Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum Hani şu perdelerinde mavi kuş resimleri olan Ali bakkalın hemen yanında 17 numara O kırgın hayatın tam ortasında Hani duvarlarında hala yazılar olan o
“Karın, çocukların olunca gerçek erkek olacaksın! Naz’ı buldun adam olmaya başladın, bu gidişle seni şirkete bile ortak yapacağız desene ha ha ha ha!!!” Nedir abi ya bu böyle!? Böyle baskı mı olur boğuluyorum ya.
Reklam
Diyalektik Kıyas Teorisi
_Burhan, tüm şüpheleri ortadan kaldıracak açıklıkta ve itirazlara yer bırakmayacak kesinlikte bir kıyas ve delildir. Kesin ve zorunlu bilginin ilke ve kurallarını vermekte, felsefeyi mükemmel hale getiren kaideleri içermektedir. Bu bakımdan da o, mantığın en yüce bölümü olmaktadır. _Burhan, 3 çeşittir: _1- Varlık burhanı. (Tez) _2- Sebep
En büyük mutsuzluk nedir peki? İnsan kendine sorduğunda çok net cevaplar alamıyor. Neden mutsuzum diye düşünmek bile başka bir mutsuzluğu doğuruyor ve bu gebelik hiç bitmiyor. Peki abi sen neden mutsuzsun ya da en son mutsuzluğun neydi?
Sayfa 152 - Destek yayınlarıKitabı okudu
abi kusura bakma seni ciddiye alamıyorum ya bu nedir ak
“Yalnıza sormuşlar: ‘Boynun neden eğri? - ‘Hüzün kireçlenmesinden’ demiş”
Mürekkep Basım YayınKitabı okudu
dubreuil abi bana diyor
"Sana zarar veren, içinde biriken nefretten temizlenmene. Bunun dışarı çıkması gerek, anlıyor musun? Böylelikle ikinci evreye geçebileceksin. Öfke halinde kaldıkça, zihnin rövanş arzusuyla bulanır ve bu da kendin için harekete geçmeni engeller. Kafanda dolandırıp duruyorsun, sızlanıp duruyorsun ve bir adım ilerleyemiyorsun. Duyguların seni ketliyor; onları serbest bırakmalısın. Sembolik bir eylem bunu sağlayabilir." "Ya ikinci evre, nedir bu?" "İkinci evre, öfkeden kaynaklanan enerjiyi, harekete geçmek için, örneğin yapmaya asla cesaret edemediğin şeyi gerçekleştirmek için kullanmaktır. Senin çıkarlarına gerçekten hizmet eden yapıcı bir şey."
Reklam
Şu göğe doğru yükselen ince uzun yapılar nedir? -şoför : minare .dedi. Prof.yine sordu: ne için kullanılır bu minareler? -şoför: ezan okumaya. Dedi. Miyahara sordu: ezan ne için okunur? -şoför: namaz bildirmek için dedi . Prof: Namaz Müslümanlığın şartlarından biri ,bunu mazeretsiz terk eden müslümanlar ehli sünnet imamlarından üçüne göre de müebbed hapisle cezalandırılırlar,değilmi şoför efendi? Diye sordu. -şoför gayri memnun bir tavırla : bilmiyorum.dedi. Prof: affedersinüz sizi müslüman sanmıştım da.! Deyince şoför parladı. : tabii Müslümanım babam dört defa Hacca gitti; her sene kurban keseriz ,ama namaz kılmam ,bazen de içerim.Allah affeder be kafanı takma abi yeter ki için temiz olsun !Ehli sünnet dedin ya ; çocuklarımızı da sünnet ederiz tabi ,hem de en pahalı salonlarda ,en pahalı içkilerle ...profesör sustu..
Bir asa bir tokat
Asayla kafaya vurmak nedir ama ya? Bu nasıl bir yardım eli, bu nasıl bir unutturma şekli. Yapma diyorum dede...Dede... Dedeeeee! Ne bağırıyorsun ulan? Ben kendime geldim sanırken babamın tokadıyla yığıldım yatağa. Çölde dedenin asası, burada babamın tokadı. Hiçbir yerde huzur yok bana. İskender niye vuruyorsun oğlana? Birden bağırınca korktum ya. Şşş kusura bakma hacı abi, refleks olarak yapıştırdım bir tane. Hakkını helal et. Aşk olsun baboli ya ne demek. Lafı mı olur? Az tokadını yemedik sonuçta da sen demin bana hacı abi mi dedin acaba? Oğlum diyemedim dilim varmadı. Anan telefonda koş oğlan bayıldı diyince müşteriyi bile bırakmadan bastım geldim eve. Bayılmadan evvel altına işediğini söyleseydi vallahi gelmezdim. Ne oğlu hanımefendi ben kısırım, bir daha beni bu numaradan rahatsız etmeyin der kapatırdım telefonu. Hayır müşteriyi de işinden gücünden ettik senin yüzünden. Yok yok sorun değil, ben beklerim. Geçmiş olsun bu arada
Sayfa 34 - KüsurATKitabı okudu
Suratı asılıyor "Ya bu mudur yani şimdi! Tren yolu nere, lokal nere? Arada dünyalar kadar mesafe var. Yıkma işte lokali! Düğme kadar yer, bırak bişey de bize kalsın. Yok ama... Adam hızlı treni geçirip işini bitirince tesis yapıcak oraya! İşletmesini dikicek öyle tarak gibi bir bina. Nedir? Birilerine arpalık. Lojman yok, lokal yok, dernek yok, orman yok, mesire yeri yok. Haritadan seçip seçip 2B, 5M, 30 kepçe dozer dalıyo adam." Benim suratımın daha fazla asıldığını fark edip başka damara saldırıyor. "Ben şeyi seviyorum, dümdüz edicekler ya her yeri. Kazıp üstünden geçicekler. Şeyi de yapsınlar abi... Boydan boya beton döksünler abi. Antik merkezlere yaptıkları gibi doğrudan silme üstümüze beton döküp gömsünler ne var ne yoksa. Bana uyar betona gömülmek. Bakarsın yarın bir gün başka bir medeniyet gelir, kazar bulur bu güzellikleri bizi filan. En adaletlisi di mi bu şimdi?" Tıslıyorum, dişlerimin arasındaki boşvermişlikten. "Başka medeniyet dediğin artık bu insanlıktan çıkmıycak Barışçım. Çivi çıktı çoktan çünkü..."
Yol ayrımına geldim... Acaba hangisi hata? Ya Sıla'nın peşinden koşup hayatımın en güzel yıllarını boşa harcıycam ya da vazgeçip kendi yolumu çizicem. Akıl almak için yine Haluk Abi'ye geldim... -Haluk Abi hata nedir? -İnsan yaşamında kesinlikle hata olduğunu bildiğin ama kesinlikle de hata olmadığından emin olduğun şeyler vardır. Çünkü gerçekten hata olduğunu anlamanın yolu; o hatayı yapmaktır ve geriye dönüp baktığında "Evet bu bir hataydı." ama yapmamış olsaydım bunun bir hata olup olmadığını bilmiyor olacaktım ki aslında bakarsan en büyük hata o olurdu... Yani aslında en büyük hata, o hatayı yapmamak olurdu... Çünkü o zaman bütün hayatını bunun bir hata olup olmadığını bilmeden geçireceksin ve "Kahretsin ki ben o hatayı hiç yapmadım." diyeceksin. Bazen savaşmak zorunda kalırsın... Bazen de yenildiğini, artık geminin yelken açtığını ve sadece aptalların vazgeçemeyeceğini anlarsın. Ama Haluk Abi'nin bilmediği bir şey vardı, konu Sıla olunca ben hiçbir zaman akıllı bir insan olamadım...
Sayfa 14 - Karakarga YayınlarıKitabı okudu
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum gecenin efkarı iniyor perde perde sevdanın hayali vuruyor arada bir içime ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum hani şu perdelerinde mavi kuş resimleri olan ali bakkalın hemen yanında 17 numara o kırgın hayatın tam ortasında hani duvarlarında hala yazılar olan o
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.