Tam bağımsız Türkiye
Basit bir öykü anlatacağım. Siz büyütün içinizde. Yıl 1969. Battal Mehetoğlu öldürülmüş. Biz Malatya'da şehidimizin cenazesini Hükümet Konağı'nın yanında kaldırmak istedik. Ben o zamanlar lise son sınıftaydım. Valilik reddetti. “Siz ölünüzü (şehidinizi diyemedi tabii ki) buradan kaldırırsanız, MHP'liler toplanacak, olay çıkacak.” dedi. Yasakladı. Biz de Malatya'nın, Gaziantep'in, Maraş'ın, Adıyaman'ın tüm köylerine haber saldık. Bir sonbahar günüydü. Hiç unutmam. Pek çok köylü cenaze töreni için Malatya'ya geldi. Malatya Valiliği kalabalığı görünce daha büyük olay çıkacağından endişe ederek izin verdi mecburen. İsmet İnönü'nün heykelinin önünde bir katafalka koyduk cenazeyi. Slogan atıyoruz: “Bağımsız Türkiye!” Arkadan babam, Vahap Salman, yanlış anlamış. “Bakımsız Türkiye!” diye bağırmaya başladı. Bunun üzerine şaşkınlıkla döndük. Ulaş Bardakçı da oradaydı. 68 Kuşağı'nın en onurlu insanlarından biridir. “Vahap Abi" dedi, “Aslında haklısın, bağımsız olmayan bir ülke bakımsızdır. Türkiye bağımsız olsa, biz harekete geçmezdik, doktor olurduk, mühendis olurduk, mimar olurduk." 68 Kuşağı diploma başarısını bir kenara bırakıp Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesine girmiş bir kuşaktı. Aslında hepsi çok iyi öğrencilerdi. Ama kendi kişisel geleceklerini değil ülkenin geleceğini ön plana koymuşlardı. Onun için ellerini ne kadar öpersek o kadar kârdır." Şimdi "demokrasi kahramanı" gösterilen Demirel: "Sağcılar, solcuları öldürüyor. Bana, “Sağcılar suç işliyor” dedirtemezsiniz." diye açıklama yapıyordu.
AZ DAHA KALDI
Bir abinin günlüğü bu, Yıpranmış ruhunu sere serpe yaşamaya çalışıyor. Kaç yolcu var içinde, Saydığı yeter mi ömrüne? Hiç bir okuduğum kitapta yok, Sazı, sözü biraz yorgunluğu. Kaç derbeder binalar var üzerinde,
Reklam
Ah, Güzel Ahmet Abim Benim!
Değer miydi ömrünü sinema diye bir hülyanın peşinde har- camaya? Değerdi... Bozkırın ortasındaki o küçücük köyden birini tanımıyoruz. Kimse de tanımayacak. Ama Ahmet Uluçay diye birini hep güzel bir gülümsemeyle, iyi şeylerle, mutlu anlarla hatır- layacağız Ahmet Abi, hatırlayacaklar ... Sinema değildi senin derdin aslında. İçindeki
Sayfa 153 - Küre Yayınları 1.baskı
188 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Kendime Düşünceler: Kumarbaz
Kumarbaz, Dostoyevski külliyatının on ikinci, benim Dostoyevski okumalarımda ise hatırladığım kadarıyla 5. kitabım. Dağınık bir okuma yaptığımın farkındayım ve bu eserleri okurken ki tavırlarıma ve çıkarımlarıma yansıyor. Film izler gibi kitap seçmek çok yanlış bir şey ve bunu zamanla düzelteceğime inanıyorum ama madem okudum, kafamda şuan fırıl
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202369,7bin okunma
560 syf.
10/10 puan verdi
(Okumayanlar için spoiler vermeden anlatıyorum) Merhaba Ben ve Cellatın Kalbi(2.) ' nın Kitabın Yorumuyla Geldim : .Kitap akıcı ve sürükleyicidi. Kitabı okuyan anladı . Kitabı 5 günde okudum . 1. Kitap heyecanlı yerinde bittimişti .İlk kitap tabi ki şahaneydi fakat ikinci kitap tam bir efsane. Başlarda Ada'nın Kaiser'i biran önce
Cellat'ın Kalbi
Cellat'ın KalbiBüşra Toraman · Ephesus Yayınları · 2018620 okunma
Bölüm 10
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
Uyandığım sırada Oğuz Abi sabahlığıyla salonsalamanjede dolaşıyordu. Biriyle konuşuyor gibiydi sanki. Çok üstünde durmuyorum. Sonuçta ben de birilerine göre kendi kendime konuşuyorum. Oğuz Abiyi benden başka gören kimse yok. Ama bu onun olmadığı anlamına gelmiyor tabi. Bugün kayda değer çok bir şey
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.