Bu soruyu hayretle karşılayıp; "Ben seni kıskanmıyorum, sa
na güveniyorum," derdi.Başlarda çok üzerinde durmadım. Çevremde çok sevdi
ğim, kimi zaman bana kardeş kimi zaman da abi olan iki
tane erkek arkadaşım var. Onlar eski sevgilimin arkadaşları değildi ve, "Sevgilin bizi kıskanmıyor mu?" diye soruyor
lardı. Ben de hayır kıskanmıyor dediğimde sevgilimin be
ni sevmediğini söylerlerdi. "Seven insan kıskanır" klişesi varya... Onu deyip, "Normal değil bu. Bu çocuğun seni sevdiğine emin misin?" diye irdeliyorlardı. Onlar da beni korumaya çalışıyorlardı kendi algı çerçevelerinde, bu sebeple
onlara hiç kızmadım. Ne var ki sürekli duyunca içime kurt
düştü.Eski sevgilime bir gün sordum: "Tamam sen bana güveniyorsun. Çevremde arkadaş diye görüştüğüm biri ya benden
hoşlanırsa. O zaman da mı kıskanmazsın?"Verdiği cevap şu oldu: "Olabilir. Sen ona gerekli cevabı
verirsin. Senin nasıl davranacağını biliyorum, en azındantahmin ediyorum. Dolayısıyla kıskanmamı gerektirecek birdurum yok."Hiçbir şey diyemedim. Öylece baktım. Bildiğim, öğrendiğim kalıptan ayrı bir şeydi bu dediği. Bir yanım evet haklı
derken; diğer yanım yine de kıskansa iyi olur diyordu.
Hocam kitaplarınızda bahsediyorsunuz ya Korku Kültürüdiye. Ben ve arkadaşlarım Korku Kültürü'nün bizde oluş
turduğu kalıba göre düşünüyorduk. Sevgilimse o KorkuKültürü'nde değildi.
Tabi ben bunu çok sonra fark ettim. Konuşarak ayaldik.Birbirimizi kırmadan, kavgalar etmeden, birbirimizi anla
yarak ayrıldık. Sebep ise farklı yaşam danslarımız vardı veuyum sağlayamadık birbirimize.