Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir sigara yakacağım ..Sonra demli , güzel bir çay içeceğim. Ha bak Rodrigo’nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim..Sanırım asılacak bir insanın son isteklerini geri çevirmezler ..
Ve ben , 24 yaşımdayken kendimi Türkiye ‘ nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum..
Reklam
O ara bilimi falan düşünüyorsun.İki yüzyıl , üç yüzyıl sonrasını düşünüyorsun. Bilimin insanlığa getireceği şeyleri . İçinde bulunduğun durum anlamsız geliyor sana, saçma geliyor..
Deniz Gezmiş’ i belki tanımazsınız. Uzun boylu , dal gibi bir genç bu Deniz Gezmiş .. Namuslu, devrimci , heyecanlı bir genç..
Azgelişmiş dünya hakları emperyalizme karşı bir savaş verirken, gençlik bunun dışında kalamaz. Biz daima ezilenden yana çıkmak zorundayız.
Akın var güneşe akın! Güneşi zaptedeceğiz , güneşin zaptı yakın . -Nazım Hikmet
Reklam
Deniz, son nefesine kadar o anayasayı savunacak ve ironik bir şekilde, “ anayasayı ihlal “ den yargılanıp asılacaktı .
12yıl sonra o vali , elinden diploma alan çocuğu ipe göndermek için oy verecekti ..
384 syf.
5/10 puan verdi
Kitabın beğenmediğim yerlerini maddeler halinde sıralamaya karar verdim. Çünkü okuduğumda gerçekten çok gözüme çarpan ve okudukça rahatsız eden unsurlar vardı ve bu şekilde daha özet halinde aktarabileceğimi düşündüm. 1)Gerçekçilikten uzak: Kitabın içindeki bazı diyaloglar ve olaylar çok KİTAPtı. Yani gerçekten gerçek hayatta yaşandığında çok
Gölge ve Kan
Gölge ve KanKerri Maniscalco · Ephesus Yayınları · 20191,088 okunma
Mezarlıklar müdürüne, "Şimdi ben istediğim yeri alabilir miyim?" diye sordum. "Tabi alabilirsiniz," dedi. Kalktık. Baktık, kazılmış mezarlar var sırayla... Aralarında üçer tane boşluk bırakılmış üç mezar... Kızdım orada: "Yahu bunlar öldükten sonra, üçü bir araya gelip komite mi kuracaklar? Nedir bu korkunuz!"
Sayfa 448Kitabı okudu
Reklam
Deniz ve Yusuf, beton zeminde prangalarını sürükleyerek son kez kucaklaştılar, ayakta kısacık konuştular, öpüştüler. Ayrıl- dılar. Sonra Hüseyin'le Deniz kucaklaşıp vedalaştı. Deniz ayağa kaldırıldı. Cepleri boşaltıldı. Cebinden çıkan 11,5 lira babasına verilmek üzere emanete alındı. Parkasını sordu. Oda kapısının arkasında asılıydı. Çok şeyin tanığıydı o parka; neşenin, öfkenin, eylemin, üni- versitenin ve üniversitede kalmış bir sevgilinin, işgalin, Filistin'in, çatışmanın, aranmanın, yakalanmanın, yargılanmanın... Şimdi asılmanın tanığı olacaktı. Parkasının babasına teslim edilmesini istedi
Sayfa 438Kitabı okudu
238 kabul oyu vardı. Kabul diyenlerin bir kısm:, "çekimser" kalanların hepsi CHP'liydi. 85 CHP'li ise oturuma katılmamıştı. CHP lider seviyesinde idamlara karşı durduysa da milletve- killerini bağlamamış, onlar da idamdan yana tavır almıştı. Başbakan Nihat Erim son noktayı koydu: "Kamuoyunda nasıl bir etki yapar?" sorusuna, "Hiçbir olum- suz etki yapmaz. Kimsenin kılı kıpırdamaz," cevabını verdi. Bu cevap, en çok dinleyici locasındaki üç babanın yüreğini yaktı. Tartışılan, oylanan, istenen, onların oğullarının canıydı.
Sayfa 339Kitabı okudu
İdam kararı verildikten sonra görüşmeye gittim. O görüşmede, "Baba," dedi, "akşam Moskova Radyosu'nu dinledim. Hiçbir tutar tarafımızı bırakmadı. Bizi yerden yere vurdu," dedi. Halbuki burada adamlar bizimkileri Sovyetler'e hizmet etmekle suçluyorlardı. "Neden sizi yerden yere vuruyorlar oğlum," diye sordum. "Baba, ben sosyalistim. Sosyalizmi istiyorum. Ama onun bunun kuyruğundaki sosyalizmi değil... Bağımsız sosyalizm bizimkisi... Yalnız Türkiye'ye özgü... Bunlar onun için bana düşman," dedi. Halbuki gazetelerde, mahkemelerde hep suçlama, "Bunlar dışarıdan para alıyor, destek, yardım alıyor." Böyle adama Bulgaristan, Moskova para verir mi? Kullanır mı? Moskova'da rejim yıkıldı gitti. Bütün arşiv, evraklar ortaya çıktı. Hani çıktı mı? Var mı böyle bir yardım kanıtı?
Sayfa 346Kitabı okudu
Kafalar Karışık
Daha o gün anladık biz, mahkemenin ne olacağını ama gene de umudumuzu kırmadık. Ama dava ilerledikçe mahkemenin tutumu da ortaya çıktı. Bizimkiler iddianameye itiraz ederken, o zamanın askerî savcısı, sonradan Adalet Partisi milletvekili olan Abdülbaki Tuğ söz aldı. "Ben bu memlekette milliyetçi toplumcu bir adamım," dedi. Bizim avukatlardan biri söz istedi. "Sayın Başkan," dedi, "milliyetçi toplumcu", 'nasyonal sosyalistin Türkçesi'dir," dedi. "Bir savcı, savcılık kürsüsünde nasıl olur da, 'Ben nasyonal sosyalistim' der? Ve bu nasyonal sosyalist mahkeme, nasıl hüküm verecek? Lütfen zapta geçin," dedi ve zapta da geçmediler. Duruşma böyle devam etti.
Sayfa 311Kitabı okudu
CHP lideri İsmet İnönü de Deniz'i eleştiren cephedeydi. 23 Ocak'taki CHP Kurultayı'nda kürsüden ona şöyle seslendi: "Şimdi 25 yaşında delikanlı, nereden, nasıl bir kuvvetle ve hangi izanla tahriklere alet olarak Kurtuluş Savaşı yaptığını ilan edebiliyor? Türk milleti bağrından Mustafa Kemaller çıkaracak- tır. Büyük kabiliyetler, istidatlar çıkaracaktır. Ama her gün böyle- si çıkacak? Tabiat bu kadar zengin değildir
Sayfa 236Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.