Sevgi Eşiği
İnsanların zamanla sevgi eşiği düşmüyor mu sizce de? Anlatmak istediğim aynı kişiyi sevmek bahsi değil efendim. Şöyle ki; birilerini yirmili yaşlarda sevmekle otuzlu yaşlarda sevmek nüansı. Yirmili yaşlarda daha az yaşanmışlık, daha az kirlenmiş kalp ve saf sevgi vardır. Otuzlu yaşlar ise acının çeşitli tatlarıyla zaman zaman yanmış, zaman zaman
112 syf.
·
Puan vermedi
Gerçekten daha gerçek bir hikaye..ve bu yılın 300cü kitabı
Kitabı yeni bitirdim. Karmakarışık kafam, benliğim alt üst. Öyle bir zamana denk geldi ki bu kitabı okumam. Gerçek bir kadının düşüncelerini, hayattan beklentilerini ve hayal kırıklıklarını, düşüşünü ve yükselişini, tekrar düşüşünü çıplaklığıyla cesur bir biçimde anlatan bir eser. Okurken duygulandım, sarsıldım, bir çok ortak şey buldum. Özellikle bu cümleler beni çok çok eskiye götürdü... Düştüğüm zamanlara sürekli.. 'Ama aşkta her şeyimi vermiştim; yeteneklerimi, çabamı, duygularımı, en derin duygularımı... Bir azize gibi, bedelini hiç hesaplamadan, elimde avucumda ne varsa hepsini vermiştim. Tek bir şey dışında hiçbir şey istememiştim, hiçbir şey: aşkın korumasına sığınmak. Kendimi yeniden bulmak, yitirdiğim benliğimi yeniden kazanmak. Küçük görülmeyen, aşağılanmayan, tersine saygın ve üstün tutulan, duyarak yaşayan bir insan olmak' Güçlü kadın olmak çok zor.. ama başardığın an olaylara acı bir gülümsemeyle bakabiliyorsun.. Hiç bir şey ve hiç kimse canını yakamadan.. Sıfır noktasına inmek kolaydır, ya çıkmak?.. Erkeklerin egemen olduğu bir toplumda kadının kendine yer edinmesi ve saygı kazanması maalesef o kadar kolay değil. Etrafındaki aç gözlü insanlar her daima olacaktır. Bu eserde Firdevsin çnüne çıkanlar gibi. Menfaatleri bittiğinde gerçek yüzleri ortaya çıkan.. Çok şey söyleyebilirim, ama kendiniz okuyun.. Mükemmel ve güçlü bir eser..
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,3bin okunma
Reklam
653 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Goethe'nin bu eserini kimi yerlerde 18 yaşında kimi yerlerde ise 21 yaşında yazmaya başladığını okudum. Ölümünden bir yıl önce tamamlanmış. Ortalama 60 yılını yani ömürünün neredeyse tamamını bu esere adamış desek yeridir. Bu eser değişen, daha doğrusu, bir yandan değişmek için çaba harcayıp bir yandan da eskinin etkisinden bir türlü
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Sosyal Yayınları · 201313,5bin okunma
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun." Birhan Keskin, fakir kene "Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
246 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Stanislaw Lem’in Robot Öykülerinden Oluşan Bir Derleme: Ölümlü Makineler
“Soylu bir alçaklıktı benimki ve özgürlüğüm beni doğrudan emredileni değil, yaratıldığımda bizzat istediğim şeyi yapmaya zorluyordu.” Bilimkurgunun usta kalemlerinden
Stanislaw Lem
Stanislaw Lem
‘in öykülerinden oluşan bu derleme, 2001 yılında İletişim Yayınları tarafından basıldı.
Hande Taylan
Hande Taylan
çevirisiyle İngilizce’den dilimize aktarılan derlemede 14 kısa öykü
Ölümlü Makineler
Ölümlü MakinelerStanislaw Lem · İletişim Yayınları · 200142 okunma
Peygamber efendimiz (s.â.v.) şöyle buyurmuştur; " İki aç gözlü kimse var ki, bunlar hiç doymak bilmezler. Birisi ilme düşkün olan, diğeri de mala düşkün olandır."
Sayfa 41 - ÇelikKitabı okudu
Reklam
459 syf.
10/10 puan verdi
❝Demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım...❞
. Memed bedel ödemek zorunda kalmasaydı hatcesi ölmeseydi. Bunların hiç biri olmasayıdı. İnsanlar ektiğini biçseydi kimse için değil kendi için varlığını sürdürseydi. Ama ağalık, beylik işin içine girince zalimlik de olunca vay insanların hallerine. Hürü Ana bile; ❝Demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım...❞(149syf ) derken aslında
İnce Memed 2
İnce Memed 2Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202029,2bin okunma
İçimdeki öfke tıpkı senin içindeki gibi yansa da Hiç kimse alevleri görmez Ancak kendilerini insafsız gösteren bencil insanalara Vahşi maymunlar ya da av hayvanları Ya da leşin üzerinde dolaşan aç gözlü akbabalar gibi Tiksintiyle bakabiliyorum. Bu teorik tavır, düşünürlerin takınması gereken tavırdır. Öç almak zorundaysa bırakalım bunu sükunetle yapsın. Ancak doğruyu konuşmak gerekirse, gerçek bilge birisi öç peşinde koşmaz.
Sayfa 60 - Flipper Yayınları
104 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
“Yeryüzü devasa bir tiyatro sahnesidir” (81) Işık... Herkes yerini alsın, repliklerinizi unutmayın... Rolünüzü tanıtacaksınız hepsi bu. Eksik istemiyorum. Bitirelim artık şu perdeyi. Bir, iki, üç...Sahne! Ben DÜZENİM, her şeyi bir kalıba dökerim. Herkese yapıştıracak bir etiketim vardır. Hem de her zaman, her yerde. İnsanları yarış atı
Yoksulluk İçimizde
Yoksulluk İçimizdeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202110,6bin okunma
Reklam
Mânevî hastalıklar
1.Ye's (Ümitsizlik) 2.Yalan 3.Adâvet / Düşmanlık 4.Ucb (Kendini beğenme) 5.Gurûr /Tekebbür (Kibirlenme, kendini büyük sayma) 6.Sû-i zan (Bir kimse hakkında kötü düşünceye sahip olma) 7.İstibdat / Tahakküm (Zorbalık etme; zorla hükmetme mânevî baskı. Diktatörlük) 8.Bencillik (Hodbin, Hodgâm) 9.Haset (Başkasının iyi hâlini istememe;
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılmaz bu dertler. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin. Düşündüm, herkesin gökyüzünde bir yıldızı varsa, benim yıldızım uzak, karanlık, anlamsız olmalı. Belki de hiç yıldızım olmadı. İçimde müphem bir arzu. Bir yıldırım düşse de sakin pırıl pırıl bir dünyada yeniden doğsam. Azap çeken bir ruh gibi bekliyor, kolluyor, arıyorum, lakin boşuna! Dünya ıssız yaslı bir ev gibi görünüyordu gözüme ve ben bağrımda bir acı duyuyordum. Bana göre değildi bu dünya ;bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vizdansz, aç gözlü içindi. Onlar için kurulmuştur bu dünya. Gönlümde düğümlenen bir şeydi bu ıstırap, bu kederli hal, kasırgadan az önceki havayı andırıyordu. Hissettim ki benim düşüncelerim de dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştur. Bir üflemeye bakar. Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! Artık hiçbir şeye inanmıyorum. Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar, birçokları da yağı bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş, ecelleriyle sönerler. Yalnız ölüm yalan söylemez! Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çoçuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir. Sadece görünmeyen yangınlar, duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır. Nedir günler, nedir aylar? Benim için bir önemi yok bunlarıın. Mezarda olan için zaman, anlamını kaybeder...