Cui bono

Cui bono
@acapola
(...) Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim; Kurt, köpek, çakal, makal, dedi. Ne dersin bu adamlara, dedim; Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi. (...) Ömer Hayyam youtu.be/4KVY2xNDzvE
Sabitlenmiş gönderi
"Hayır" a Saygı
İnsanın özgürlüğü istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır. Jean Jacques Rousseau.
Reklam
"Buraları, anasına küsmüş, babasından bezmiş, ipini koparıp sürüyerek gelmiş birikmiş ademoğlu döküntüsü harmanı değil mi?" derdi, "Neden Sivas'ta, Kayseri'de tımar reâyâsı olup oturmamış bunlar? Çünkü sürekli çalışmanın bezginidirler... Bunlara ekip biçmek, demir dövmek, deri tepmek zor gelmiştir de, canıyla oynamak kolay gelmiştir. Canını bedavaya veren, başkasının malına para verir mi?"
Yiğitlik nerde biter, kahpelik nerde başlar, bilinmez!" derdi. "Silahşörlükte kahpelikle adam vurmaya da bir kez başlayan, hiç iflah olmaz!" derdi rahmetli...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cui bono
Bir kitabı okumaya başladı
Devlet Ana
Devlet AnaKemal Tahir
8.4/10 · 6,8bin okunma
Umudun inançsızlıktan farkı yok ikisinin de hamuru soğuk ve külle yoğrulmuş.
Reklam
Şu anda dünya aptallara, huzursuzlara, yüreksizlere ait. Yaşama ve başarma hakkına sahip olmak için, bir akıl hastanesine kapatılmak için gereken şartları yerine getirmek zorundasınız: düşünmeme, ahlaka aykırı davranma ve aşırı coşku.
Bizden önceki kuşakların yıkıcı mantığı yüzünden doğduğumuz dünya din alanında güven, ahlaki alanda destek, politik alanda barış vaat etmiyordu. Son derece yoğun metafizik ve ahlakî sıkıntıların politik çalkantıların ortasında doğduk.
Hayatı tekdüzeleştirmek bir bilgeliktir, çünkü o zaman en küçük olay bile insanı büyüleyebilir.
88 syf.
·
Puan vermedi
geçmişten günümüze insanlık tarihindeki bütün kültürleri okuyarak anlayarak kendimizi de daha iyi tanıyabiliriz. Bütünlük içerisinde okumak, görmek, yaşamak dileğiyle:)
Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği
Bereket Kültü ve Mabet FahişeliğiMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 2005409 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği
Bereket Kültü ve Mabet FahişeliğiMuazzez İlmiye Çığ
8.5/10 · 409 okunma
Reklam
...Tanrı sözü olarak inandırılan din kitapları, çeşitli kültürlerden alınan etkiler, yerli halkın kültürüyle karıştırılarak meydana gelmişlerdir. Medresede okuyup hafız, sonra da öğretmen olan babam bana "kızım Kur'an üç kısımdan oluşur, efsaneler, emirler ve tarih" der- di. Araştırmalarımız da Kur'an'da yazılan öykülerin hemen hepsi Musevi efsanelerinden alınarak, İslam düşüncesine göre şekillendirilmiş. Tevrat'tan bile değil. Tevrat'ta ise diğer kültürlerdeki efsanelerin Musevi kültürüyle karıştırılarak yazılmış olduğunu görüyoruz.
Sumer'de mabet fahişelerinin başları örtüldüğü gibi İsrail'de de yüzlerine peçe takıyor olmalılar. Yüzüne peçe takıp kendisini fahişe gibi göstererek kaynata- sıyla yatan Yakub'un gelini Tamar'ın Tevrat'ta yazılan öyküsü, yüz yıllardan beri Tevrat araştırıcıları arasında mabet fahişesi mi, sokak fahişesi mi, olduğu tartışması sürüp gidiyor. Halbuki o "zonah" olarak değil "qadeşah" olarak yazılmış. Olay şu: İbrahim'in torunu Yakup'un oğullarından Yahuda'nın üç oğlu oluyor. Bunlardan birini "Tamara" adlı bir kadınla evlendiriyor. Oğul ölüyor. Gelenek icabı kadın ikinci oğulla evleniyor. O da ölünce kaynata onu üçüncü oğluna almıyor. Buna kızan gelin dulluk elbisesini çıkarıyor, yüzüne peçe takarak kaynatasına kendisini fahişe gibi göstererek onunla yatıyor. Fahişelik ücreti olan bir oğlağa karşılık kadın, adamın kuşağını, mührünü ve sopasını alıyor. Adam verdiklerini geri almak için bir oğlak vermek istiyor ama kadını bulamıyor. Tamara gebe kalıyor ve kaynatası onun yakılmasını istiyor. Fakat o çocuğun kaynatasından olduğunu ondan aldıklarıyla kanıtlıyor.
Sumerlilerde de mabetlerde erkek fahişeler var. Onlar eşcinseller. Tanrıça inanna için yazılan bir ilahide buluyoruz bunu: "Saygın danışman, göğün süsü, Uyku sona erince, gün ışığı olursun, Sumer halkı önünden geçer, Sana selam, deriz. Ayın yedinci gününde Ay hilâl olunca, Kutsal suda yıkanıp kraliçelik elbiseni giyince, Davullar vurulur önünde. Sumer halkı önünden geçer Göğün yüce hanımına selâm, der. Erkek olan kadınlar, Kadın olan erkekler Önünden geçer, sana selam, der. Kadın olan fahişeler, Erkek olan fahişeler Önünden geçer, sana selam, der."
MÖ 1600 yıllarında bir Asur Kralı'nın yaptığı kanunun 40. maddesiyle o tarihten sonra bütün evli ve dul kadınların başlarını örtmeleri şart koşulmuş. Kızlar ve sokak fahişeleriyse örtemeyecek. Böylece evli ve dul kadınlar da mabet fahişeleri gibi yasal seks yaptıklarından kutsallaştırılmışlar. Sokak fahişeleri örtünürse çok ağır ceza görüyorlar. Kuşkusuz mabet fahişeliği yanında sokak fahişeliği iyi görülmüyor. Bu mabet fahişeliği geleneği, Babilliler ve Asurlular yoluyla Kenanlılara, oradan da İsrail'e geçmiş, ama Tevrat boyunca bu geleneğin kaldırılma çabaları izleniyor.
Neşidelerin Neşidesi(Tevrat)
Ey sen kadınlar arasında güzel kadın Göbeğin yuvarlak bir tas, Onda karışık şarap eksik değil, Karnın buğday yığını, Zambaklarla kuşanmış. İki memen sanki bir çift geyik yavrusu, İkiz ceylan yavrusu." "Senin boynun hurma ağacına, Memelerin de salkımlara benziyor. Hurma ağacına çıkayım, Dallarını tutayım, dedim; Memelerin üzüm salkımları gibi olsun, Soluğunun kokusu da elma gibi, Ve ağzın en iyi şarap gibi, O şarap ki uyuyanların dudaklarından kayıp Sevgilim için dümdüz akar."
Tanrıça inanna'yla bazı tanrılar evlenmek ister. Bunların arasında Çoban tanrısı dumuzi ve çiftçi tanrısı Enkimdu en ateşlileridir.inanna'nın Çiftçi tanrısına gönlü daha yatkındır,
3.897 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.