Ch'ing chou' lu bilgin Liu Hung-t'u bir kıtlık yılında evlendi. Bu memleket dilenci kaynıyordu. Günün birinde ikiside çok acıkmıştı. Birbirine sarıldılar, ağlaştılar. O zaman kadın dedi ki: " Beni sat, sen nasıl olsa başını kurtarabilirsin, ama beni peşinden sürüklersen ikimizde açlıktan ölebiliriz." Bu söz Liu'ya çok dokundu. Verecek yanıt bulamadı, yalnızca bunu yapamayacağını anlatmak ister gibi elini salladı. Önlerinden geçen arabaya kadın " Hey arabacı buraya baksana, biz çok açız, yiyecek bir şey bulmak için kendimi satıyorum,"diye seslendi. Adam kadını güzel bulduğu için, " Kocana sor bakalım, seni kaça satar?"dedi. Liu ağlamaktan yanıt veremedi. Bunun üzerine kadın " On dizi (5) verirsen seninle giderim,"dedi. Ama esirci adam " Sen bu kadar etmezsin, beş dizi veririm," deyince, bu söz yolculara dokundu. Sözün kısası kadın sekiz diziye satıldı. Tüccar altınları verince, kadın kocasının önüne koydu. " Ben küçük bir çocukken anam, babam bana altın parçası derlerdi. Kim derdi ki bir gün gerçekten altın parçası olacakmışım. Ne yapalım erkeğim, buna katlanmak gerek, böyle yapmasaydım ikimizde ölecektik. Ancak karının kendini satmasıyla yaşayabildiğini asla aklından çıkarma!"dedi. Liu yakınan bir sesle " Bir kadın güzelliği neler yapmaz ki, bu ayrılık ölünceye dek sürecek, aceba kavustugumuz günü görecek miyim?"dedi. Birbirlerinden ayrılamıyorlardi. Arabacı kadını çekti Liu aşağıya itti.