175 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Dostoyevski ilk kitabı olması diğer kitaplarına göre bu kitapta biraz daha acemidir. Ama acemi hali bile milyonlarca kitabı geride bırakır. Mektuplaşma üzerine kurulu bir kitap.. Ancak son sayfaları dikkatli okuyun derim
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362.9k okunma
Lisede karaladığım mısralarda daha çok edebiyat öğretmenimizebeğendirme çabası vardı. Yani biraz Haşim, biraz Tanpınar, biraz Tarancı ve çokça da acemilik... Bir süre sonra bu yazdıklarımın şiir olmadığına ve gerçek şiirin bu kadar kolay yazılmaması gerektiğine inandım. Öğretmenimin ısrarına rağmen bu inancım hiç sarsılmadı. O günler asılyaygın moda, Orhan Veli gibi yazmaktı. Üstelik çok da kolay bir yoldubu. Biraz yaratılış gereği, biraz da şiirin, gıdıklama, alay ve ucuz espri ileasla bağdaşmayacağına olan inancımdan, bu yola dönüp bakmadım bile. Yaratılış gereği dedim, buna yaşayış tarzı ve dünya görüşünü de katmak gerek. Orhan Veli olsun, çevresindekiler olsun, birer küçük burjuvaydılar. Hem de İstanbul burjuvası. Düşünce ve davranışları, kendilerine örnek seçtikleri Fransız şairlerinin paralelindeydi.
Reklam
Uzaklarda bir çiftlikte ölecektim, kimseyi rahatsız etmeden. Hiç kimseyi. Tek başıma. İşte bu kadar. Bu korkunç hayattan kurtulacaktım. Ama insanın on dokuz yaşındayken duyduğu hüzün, hayatın güzelliklerini görmesini engelleyecek ya da önünden hoş bir kızın geçtiğini gördüğünde on dakikadan fazla sürecek kadar trajik olmuyor. Gözlerim ışıl ışıl yanmıştı. ''Şu yavru da kim; Tarcisio?'' ''Tahmin et.'' ''Nereden bileyim, daha yeni geldim. Buraların acemisiyim.'' ''Bilmiyor musun?Gerçekten bilmiyor musun, Ze?'' ''Yemin ederim ki bilmiyorum. '' ''Silvia o.Hani şu kestirme yoldaki.'' ''Olamaz.'' ''Evet ,ta kendisi.'' ''Ne güzel şey öyle.'' ''Ne yapmayı düşünüyorsun?'' ''Ne yapıp edip onun yanına gitmeyi.'' ''Yok canım, ben senin planlarını soruyorum. ciddi şeylerden söz ediyorum, Ze.'' Bir kahkaha attım. ''Saçmalama. ilk fırsatta asılacağım ona.''
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 24 hours
Değirmen
Sabahattin Ali'nin Değirmen adlı öykü (hikaye) kitabı 3 bölüm 16 öyküden oluşuyor. Bunlardan bazılarını çok genç yaşta yazdığını ve acemilik dönemi olarak nitelendirip, esasında o zaman (yani eski Türkçe ile) yayımlamasam şimdi bunları tekrar yayımlamazdım diyor ama peşinden de ekliyor. "Bir kere okuyucuyla buluştu, o yüzden onlara da sahip
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202145.4k okunma
Nizamülmülk- Ömer Hayyam- Hasan Sabbah
Semerkant Yazması'ndan alınmış bir mesel: "Üç arkadaş İran'ın yüksek yaylalarında gezintiye çıkmış. Karşılarına bir pars çıkmış, dünyanın en yırtıcı yaratığıymış. Pars üç adamı uzun süre süzmüş, sonra üzerlerine doğru koşmaya başlamış. Birincisi, en yaşlı, en zengin, en güçlüleriymiş. Haykırmış: 'Ben buraların hakimiyim, bana ait olan bu toprakları bir hayvanın mahvetmesine asla izin vermem.' Yanındaki iki av köpeğini parsın üzerine salmış. Köpekler parsı ısırmayı başarmışlar gerçi ama bu yaptıkları yırtıcı hayvanı iyice azdırmış, köpekleri öldürdükten sonra efendilerinin üzerine atlamış ve karnını deşmiş. Nizamülmülk'ün payına bu düşmüş. İkincisi ise şöyle demiş kendi kendine: 'Ben bir ilim adamıyım, herkes bana saygı duyup itibar ediyor, niye kaderimi köpeklerle parsın arasındaki kavganın sonucuna bağlayım?' Dövüşün sonunu beklemeden sırtını dönüp kaçmış. O zamandan beri yırtıcı hayvanın kendi izinde olduğunu düşünüyor ve mağaradan mağaraya, kulübeden kulübeye dolanıp duruyormuş. Ömer Hayyam'ın payına bu düşmüş. Üçüncüsü bir inanç adamıymış. Ellerini açıp, hakim bakışlarını üzerine dikip, güzel sözler söyleyerek parsa doğru ilerlemiş. 'Bu topraklara hoş geldin.' demiş. 'Arkadaşlarım benden daha zengindi, onları soydun, benden daha gururluydular, onları alçalttın.' Hayvan büyülenmiş, uysallaşmış bir halde dinliyormuş. Adam onun üzerinde egemenliğini kurmuş, onu evcilleştirmeyi başarmış. O zamandan beri hiçbir pars adama yaklaşmaya cesaret edememiş, insanlar da ondan uzak durmuşlar."
Sayfa 148Kitabı okudu
Son Sanrı
"Bir yapı çıldırabilir mi?" Bu soruyu bir saat önce sormuştum. Yaz alacakaranlığı, Büyük Alan'dan yavaş yavaş çekiliyordu; çekilirken de sütunlarda, kemerlerde oyalanan son güneş kırıntılarını siliyor, kaygan taşlarda gittikçe genişleyen kara gölgeler bırakıyordu. Alacakaranlığın, her şeyi olduğundan biraz daha değişik,
Reklam
1,000 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.