YouTube kitap kanalımda Gogol'ün kitaplarını hangi sırayla okuyabileceğinizi anlattım: ytbe.one/D98bVL1lQrg
Kitap, Neva Bulvarı, Burun, Portre, Palto, Bir Delinin Anı Defteri, Fayton adlı eserlerden oluşmaktadır.
Neva Bulvarı, Bağdat Caddesi, Şanzelize... Hiç fark etmez. Hepsi benzer özellikte caddeler. Sosyetik insanların ayak
“Hak milletin, şan onun,
Gövde senin, can onun,
Sen öl ki o yaşasın;
Dökülecek kan onun” (Ziya Gökalp)
Muhammed Ali Clay, Vietnam Savaşı’na katılmayı reddediyordu: “Vietnamlılarla bir alıp veremediğim yok, hem onlar beni sizler gibi zenci diye hiç aşağılamadılar, bana hiçbir kötülük yapmadılar” Dünyaca ünlü boksör de olsan devletinin dış
Spoiler içerir
Yıl 1959. Elimizdeki kitap içinde yazılanlardan gayri kendine ait bir başka maceranın da ana karakteridir. Fakir Baykurt bu kitabı 28 yaşında yeterli edebi ve toplumsal bilgiye haiz bir vaziyette kaleme almıştır. Kitabı bitirdikten sonra "Yunus Nadi Roman Armağanı Yarışması"na göndermiş ve dokuz kişilik jüriden yedi oy
(Spoiler içerir)
Fakir Baykurt... Ülkemizin gelmiş geçmiş en değerli kalemlerinden bir adam. Pek çoğumuzun ismini, kitabı filme, diziye uyarlandığı vakit duyduğumuz bir yazar. Kendini halkın eğitimine adayan Anadolu'nun en kıymetli filizlerinden, Köy Enstitülü gerçek bir öğretmen. Kaleminin ucunu kıranlara karşı, büyük bir kararlılık ile,
Birden fazla kez yazdım bu değerlendirmeyi, bilemedim çünkü; kırmadan dökmeden, kalemimi hoyratlaştırmadan nasıl izah edebileceğimi bilemedim.
“Defterler” 535 sayfa, siz bunu peşinen ikiye bölebilirsiniz, zira orijinal metinleri de kapsıyor. Yani, yazanının elinden çıktığı şekli, kitaba dahil edilmiş. Raf fiyatı 43 lira. O kadar çok sorum var ki,
Yazacaklarımı okumasanız da olur. O kadar güzel yaşanmışlıklar ortaya döküldü ki benim şimdi burada yazacaklarım onların yanında ne derece hissiyatımı yansıtır bilemiyorum. Lakin yine de bir şeyler karalamak istedim. Evet, bir öğretmen değilim (aslında öğretmenim) -parantez içi bir kenarda dursun… anlatacaklarım, o yöne doğru aksın istemiyorum-
"Bu kitaptaki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi vardır. Tamamen hayal ürünü değildir."
Diziler başlarken bir yazı çıkar:
Hayal ürünüdür, tamamen kurgudur vs...
İşte bu kitap öyle değil!
Başkahraman gerçek hayattan!
Mekan gerçek!
Zaman gerçek!
Olaylar olabildiğince gerçeğe yakın!
Okuyacağınız bir hikaye ya da
Ben de düştüm feleğin bir gün garip fendine,
Polis jiple getirdi tımarhane bendine..
Burası başka âlem, ey kafa gel kendine,
Şimdi senin de ismin tımarhane delisi...
İstersen ol yüzbaşı, hâkim veya avukat,
Ayol sana kim dedi büyüklere bir taş at.,
Karınla kavga yapıp tatlı aşa zehir kat,
Elbet şimdi olursun tımarhane delisi.
Çilesiz insan
1- Çikolata değil çiklot
2- Çikolata değil çikolot
3- Çikolata değil çokoloto
4- Tabi değil tabe
5- Çok değil çiok
6- Ben değil bne
7- Seviyorum değil sefiyom (sevgiliyse seviyorum doğrudur)
8- Bir şey yok değil bişi yoğ
9- Bakacağım değil bakem
10- Aşkım değil aşqem
11- Nasılsın(ız) değil
Sokakta yürüyorsunuz ve yanınıza elinde mikrofonu, yanında kameramanı ile televizyoncu olduğu belli bir bayan yaklaşıyor, önce affınızı istirham ediyor ve ardından soruyor size:
"Endop lazmik retikulum hakkında ne düşünüyorsunuz?" Sonra da mikrofonu o eşsiz görüşleri ortaya serecek olan ağzınıza doğru uzatıyor.
Şimdi ne
''Tapduk Emre:
İsmi suphan virdin mi var
Bahçelerde yurdun mu var
Bencileyin derdin mi var
Garip garip ötme bülbül
Yunus Emre: pek bir güzel öter, dertli dertli öter.
Tapduk Emre: herkes güzel der bülbülün sesine, sen dertli dersin. Neden dertli acep? Belki de dertli oluşundandır sesinin güzelliği. Bülbül hayvanatın şairidir. Hakikati