OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Batsın Bu Dünya - Öykü - Muhammed Işık * Bu öykü Orhan Gencebay'ın " Batsın Bu Dünya " eserinden faydalanarak yazılmıştır. Doğudaki şark görevini bitiren Ahmet öğretmen batıda görev yapmanın heyecanını yaşıyordu. Doğunun zor şartlarında iki çocuğuyla hayata tutunmaya çalışmış, köy okulunda öğrencileri ile çok güzel vakitler
Reklam
Aslında herkesin dikkatini çeken bir konu olup olmadığından pek emin değilim.Çoğu yazarın neden hep aynı isim üzerinde durduğu konusu hep dikkatimi çekmiştir.Acının,hüznün evrensel olması ya da tarihsel temayla önceki dönemlerde yaşamış kişilerle bağdaştırılması mıdır?Din konusunda Hristiyanlıkta ki Meryem Anayla başlayan sürecin yazarları etkileyip etkilemediğini de düşünmüşümdür.Çoğu kitabı elime aldığımda lütfen bu sefer savrulan,acı çeken,üzülen karakter Meryem/Maryam olmasın diye çok düşünmüşümdür.Zülfü Livaneli'nin Mutluluk romanındaki Meryem'i,Khaled Hosseini'nin Bin Muhteşem Güneş'indeki Maryam'ı vs..Ya da benim yakın zamanda okuduğum kitaplardaki benzerlikte olabilir.Sanırım başka bir isim aynı etkiyi yaratmayacağı da olabilir.Acıya en çok yakıştırılan ismin Meryem/Maryam olması yazarların okur üzerinde daha çok etki yaratması da olabilir.Kim bilir?
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı, Bir şiire böyle başlanmazdı. İç ses diye söylendim, Ardından Yıldırım Gürses... Aptal aptal güldüm bir de buna. Ayşecik
FRANZ KAFKA HİKAYELER
Tapınan’la Söyleşi: Dua eden kıza gönlünü kaptırır ve onu görmek için her akşam kiliseye gider. Tapınanları seyredip gözlemlerken genç bir adam dikkatini çeker. Artık gönlünü kaptırdığı kızdan ziyade rahatsız davranışlarıyla genç adamı izler. Bir gün genç adamı kiliseden yaka paça çıkarır sert bir şekilde sorgular. Her zamanki gibi sarhoş olan
Reklam
278 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.