Kendi payıma, dünyadan şikayetçi değilim. Evren adına bir itirazım da yok. Karamsar sayılmam. Acı çekerim ve şikayet ederim, ama acı çekmek genel bir kural mıdır, insan doğasında mı vardır, bilmem. Öyle ya da değil, bilsem ne olur, bilmesem ne olur? Acı çekiyorum, ama bunu hak edip etmediğimi bilmiyorum. Karamsar değilim, hüzünlüyüm.
Bu dünyada ne yapacağım? Seçme hakkı benim. Acı çekmek ya da keyif almak.”
Reklam
“Acı çekmek uzun süren bir andır. Onu mevsimlere bölemeyiz. Yalnızca ruh hallerini saptayıp yinelenişini kaydedebiliriz. Bizim için zaman ilerlemez. Döner. Bir ıstırap merkezinin etrafında döner sanki. Her ayrıntısı değişmez bir kalıba göre düzenlenmiş, yememizin, içmemizin, yürümemizin, uzanmamızın, dua etmemizin, hiç değilse dua için diz çökmemizin bile demirden bir formülün katı kurallarıyla belirlendiği bir yaşamın insanı felce uğratan durağanlığı; her korkunç günü en küçük ayrıntısına kadar bir öncekinin eşi kılan bu durağanlık niteliği, yaşama nedeni sürekli değişim olan dış güçlere kendini iletir sanki. Ekimden, hasattan, mısırların üzerine eğilen çiftçilerden, asmaların arasında üzüm toplayan bağcılardan, meyve bahçelerinde yere düşen tomurcuklarla beyazlanmış, meyvelerle kaplanmış çimenlerden hiç haberimiz olmaz, olamaz. Bizim için bir tek mevsim vardır, “keder” mevsimi.”
Daha az acı çekmenin nedeni acı çekmek için daha az gücümün kalmasından kaynaklanıyor.
“İppolit, insan olmanın tanım itibarıyla acı çekmek anlamına geldiğini ve bunun ötesinde pek de bir şey beklemememiz gerektiğini söyler bize.”
Sayfa 297 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Denemek yiğitliğini gösterip acı çekmek, korkup kaçmaktan yeğdir.
Sayfa 80 - CanKitabı okuyor
Reklam
Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana kadar dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.
Sayfa 169 - Can Yayınları 153.BaskıKitabı okuyor
Acı çekmek özgürlükse Özgürüz ikimizde
Çünkü umut olmadan yaşamak olanaksızdı bura­ da; o da bir çıkış yolu bulmuştu kendine, neredeyse yapay acı çekmeye karar vermişti. Binbaşıya ona kızdıgı için degil, sırf acı çekmek için saldırdıgım söylemişti.
Kadınlar acı çekmek için yaratılmışlardı sanki...
Reklam
"Yaşamak uğruna ölmek bu olsa gerek. Sevmek uğruna acı çekmek bu olsa gerek. Hayat uğruna savaşmak bu olsa gerek. Peki ya senin uğruna, Üzülmek niye?" -
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
"Acı çekmek,dikkatini bir şeye en üst düzeyde vermek demektir."(Paul Valery)
Zamana ve sancıya dayanmanın en basit yolu, sonunda muhakkak geçeceğini unutmamak. Evet, her şey geçiyor. Sevmek bile, acı çekmek bile, kanamak bile, yaşamak bile...
Sevgili için kaygılanmak da, hayaliyle mest olmak da, geceleri uykusuz kalmak ve seherlerde acı çekmek de hep âşıkın sevgiliyi görmeden yaptığı şeylerdir.
Resim