Bir ritüelin, törenin, dramatik bir performansın ya da oyunun parçası olduklarında ölmek ve öldürmek kolay görünür. Gözünü kırpmadan ölümün karşısına çıkabilmek için şu veya bu şekilde bir inandırma gereklidir. Gerçek, çıplak benliğimiz için, ne bu dünyada ne de öbür dünyada uğrunda ölmeye değecek bir şey vardır. Ne zaman kendimizi sahnelenmiş (ve dolayısıyla gerçek olmayan) bir performansta rol yapan aktörler olarak görürsek, ölüm işte ancak o zaman korkunçluğunu, nihailiğini kaybeder ve bir inandırma eylemi, teatral bir jest olur. Gerçek bir liderin temel görevlerinden biri, taraftarlarında muhteşem bir temaşaya, vakur ya da tasasız bir dramatik performansın parçası oldukları yanılsamasını uyandırmak suretiyle ölmenin ve öldürmenin acı gerçeğini maskelemektir.
68 syf.
·
Puan vermedi
Sevmeyi bilmeyen bir kadının, sevgi adı altındaki takıntısı anlatılıyor. Çocukluk aşkı ve masumiyetinin farkında olup büyüdüğü zaman bunun aşk olduğunu düşünmek ve hak etmeyen birini sevmesi. Kendi hayatını mahvetmek için elinden geleni yapan. Kendinden daha çok birini seven. Güzelliğinin farkında olmak ama işine geldiği gibi kullanmak. Çok sürükleyici hayatın gerçeğini anlatan bir hikaye. Tanrı oğlunu aldığı için suçlu, artık tanrıya inanmıyor. Ama varlığından haberi bile olmayan ve o çocuğun babası asla suçlu değil ve hâlâ kör kütük aşık "takıntılı"(Adam kesin koç burcu )(Acı bir gerçek anlatılmış.)
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022227bin okunma
Reklam
"Gerçekten gerçek olan gerçekler size acı veriyordu ve bir alternatife ihtiyaç duydunuz. Acılarınızın dineceği bir gölgelik, sizi sevilmemenin gurur kırıklığından, beğenilmemenin müthiş rahatsızlığından kurtaracak küçük bir koy. Sadece size ait. Kurallarınızın ve kanunlarınızın geçerli olduğu, kendi gerçekliğinizi kurabileceğiniz ve dilediğinize inanabileceğiniz..."
İnsan, bir köprüdür, bir hedef değil. Asıl sorun, köprüyü aşmak ve özgürleşmektir. Kendi değerlerimizi yaratmalı ve her anımızı bir sanat eseri gibi yaşamalıyız. İradesini güçlü kılan insan, kendi kaderini belirleyen insanın kendisidir. "Korkma!" diyorum. Korku, insanı köleleştirir ve onu gerçek potansiyelinden uzaklaştırır. Cesur olmalı ve kendi gerçeğimizi bulmalıyız. Her zorluk, bir fırsattır ve her acı, bir dönüşümün habercisidir. Hayat, anlamını sorgulayan bir sanattır. Sorgulayın, sorgulayın ve yeniden doğun. Bilin ki, her an, yeni bir başlangıçtır ve her düşüş, yeni bir yükselişin müjdecisidir. Ey insanlar! Bilin ki, hayatın anlamını bulmak, yaşamı dolu dolu yaşamaktır. Kendi yıldızlarınızı takip edin ve karanlıkta bile parlayın. Siz, kendi ustalığınızın yaratıcısı ve kendi kaderinizin efendisisiniz. -Yunus Emre Kaymak
304 syf.
·
Puan vermedi
İlk başlarda Rastignac karakterinden nefret etmeme rağmen kitabın sonuna doğru çok güzel bir kişisel gelişim sergilemiş olması ve aralarına girmek için yanıp tutuştuğu burjuvaların gerçek yüzlerini fark edebilmesi ona karşı bir sempati oluşturdu bende.Herkes gibi Rastignac'ta ilk başlarda Goriot Baba'ya ön yargı ile yaklaştı fakat sonrasında bu ince ruhlu,fedakar babayı tanıma fırsatı elde etti ve onun için elinden geleni yapmaya çalıştı.Goriot Baba'yı pansiyondaki kötü niyetli,çıkarcı insanlardan korudu.Kitabın sonunda fare deliğinden hallice odasında can çekişen Goriot Baba'nın yanında nankör kızlarının aksine Rastignac vardı.Genç öğrenci acı bir şekilde olsa da dünyanın gerçek yüzünü öğrenmiş oldu. Tam bir ters köşe kitabı yani tabsiyemdir.
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · Can Yayınları · 201715,1bin okunma
Aşağılanmış ve ezilmiş imgesi acı veren bu köylüde saygı duymadan edemeyeceği, derinden etkileneceği gerçek ve kutsal değerler keşfetti... Nekrasov ölene kadar acı çekmiştir ... Sorarım beyler, bütün bunlardan sonra onun nasıl yargıçları olabiliriz? Yargıcı olsa da, savcısı yoktur...
Sayfa 1086 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.