O sözcükte daima haşin bir şeyler vardı. "Daha sonra görüşürüz" ya da "Kendine iyi bak" ya da hatta "Ciao" değildi bu. Daha sonra! Avrupa'nın tüm o tatlı nezaketini bir kenara iten, soğuk, küt diye inen bir veda sözüydü. Daha sonra!, öncesinde belki sıcak, içten olmuş anlara hep acı bir tat bırakıyordu. Daha sonral hiçbir şeyi düzgünce kapamıyor yahut yavaşça silinmesine izin vermiyordu. Her şeyi suratınıza çarpıyordu. Ama Daha sonra! bir taraftan da, hoşçakal demekten sakınmanın, "hoşçakal"ları hafifletmenin bir yoluydu. Daha sonral demeniz elveda değil, bir an evvel döneceğiniz anlamındaydı.
Kas yapma salonu çoğu zaman işkence odasına benzetilir. Ne kadar acı çekilirse, kaslar o kadar iyi gelişir ve değerlenir. Aynı zamanda body builder'ların çoğu zaman cinsel eyleme benzettikleri yaygın bir hazza dönüşür. Acının duyumu anlamın yerini alırken, bedenin ortaya çıkardığı sınır da artık toplumun sağlamadığı ve kişisel tarzda çalışarak üretilmesi gereken sınırın yerini alır.
Sayfa 43 - Sel yayınları
Reklam
İnsan veda edeceği güzel şeylere acı bir intikam hissiyle ilgisiz kalmak ister.
Fakat yaşanmış kederler geçmiş zamanda Şarap gibi yıllandıkça güçleniyor ruhumda. Yolum sevinçsiz… Üzüntü ve yorgunluk vaat ediyor sadece. Fakat, dostlarım, ölüm yine de gelmesin; Yaşamak istiyorum, düşünmek ve acı çekmek için; Ve biliyorum, tadılacak zevkler var daha Acıların, telaşların, kaygıların arasında: Kimi kez uyum yine mest edecek beni Gözyaşlarımla yıkayacağım kendi yarattığım imgeyi, Ve kederli günbatımında belki de Parıldayacak aşk, veda gülümseyişiyle
Sayfa 88 - ElejiKitabı okudu
ruhumuzu karanlık, derin gözlerde yaktık acı gözyaşlarıyla kalbimizi bıraktık bir yaz günü bu veda ettiğimiz diyara
Sayfa 243Kitabı okudu
Yeni arkadaşlar, yalnızca veda edilecek ve acı verilecek daha çok insan demek
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.