Diğer yanım gururundan ödün vermiyordu,dudaklarına saklanmış bütün çığlıkları bastırıyor,kimselere ses etmiyordu.Bana güçlü olduğumu söylüyor,şimdiye kadar yaptığım gibi bunun da üstesinden gelebileceğimi hatırlatıyordu.Kendinden başka kimseye güvenmiyordu,kimseden medet ummuyordu,birine sırtını yaslamanın gözlerini kapatıp bir uçurumdan aşağı atlamaktan farkı olmadığını biliyordu.
O yanım öyle çok yara almıştı ki,artık umutsuzca beni korumak için çabalıyordu,kulağıma hep acı acı fısıldıyordu...Benim yara bandım bir başkası olamazdı.Ben öz babasının bile acımadığı,zulmünü esirgemediği zavallı bir çocuktum.O güçlü yanım beni öyle zorluklarla büyütmüş,öyle acılarla bugünlere getirmişti ki şimdi bir başkasına muhtaç olmak gücüne gidiyordu.Babana bile güvenemediğin bu iğrenç dünyada bir yabancıya her şeyi anlatmak ancak intihara teşebbüstür,seni daha çok parçalamalarına izin verme,diyordu.Birinin elimi tutmasına izin verirsem ve yorulmuş ruhumu ona teslim edersem sanki bütün zaaflarıma dokunabilecekti,sanki çırılçıplak kalacaktım,sanki korkularımı onun avuçlarına bırakıp daha kötüleriyle birlikte bana geri vermesini seyredecektim.İnsanlar,onlara inandığınız ilk anda terk edip giderlerdi çünkü bu,hayatın acımasız bir kanunuydu.