Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İçinde hâlâ acıyan bir yer vardı, ama iyi şeyler vaat eden bir acıydı bu, tamamen kapanmadan önce kabuk tutarken yanan yaralar gibi sıcak, ama yumuşak bir acı.
"Artık hayatı bırakmak, ölüme sığınmak gerekiyor. Bunun ne­ denlerini, şimdi, şu satırları yazarken tamamiyle açıklıyabilecek durumda değilim. Kafama üşüşen karanlık düşünceler arasında bunaldım. Kurtuluşu ölümde arayacağın. Aşk. .. Ölüm ... Ve mil­ liyetime dokunan yaralar... Bu akıl almaz yenilgi... Bir subay ar­ kadaşla aramızda geçen dünkü konuşma, daha başka nedenler, aylardır olgunlaşan bu ölüm kararım, apansız kolaylaştırdı. Bakı­ nız 'kolaylaştırdı' diyorum. Çünkü bu benim için yeni bir fi kir değildi. Zavallı Türkler düşman çizmelerinin altına düştükten sonra yaşamak bana önce zor gelmeğe başlamıştı. Sonra imkan­ sızlaştı. Arkadaşım, savaşta gösterdiğimiz atılganlığın, ölümü hi­ çe saymamızın aptallık olduğunu delilleriyle saydı döktü. Hiçbir yararlı ödev yapmadan ölüme teslim olduğum için sizden utanı­ yorum. Yaşamayı göze alan silah arkadaşlarımın benden daha güçlü olmalarını Tanndan dilerim. Ben daha fazla dayanamadım. Allah size de büyük işler görmeyi nasip etsin! Ruhum Türklerin mutluluğuna elbette katılacaktır. Fakat bunu bekleyip gözümle görmeye gücüm yetmedi. Çok acı çekiyorum. Bu ölüm kararma adım adım nasıl sürüklendiğimi ilişik defterde okuyacaksınız. Karmakarışık, kırık dökük yazdım. Siz anlarsınız. Beni bağışlayın aziz komutanım, elveda! Bahtsız yaveriniz Üstteğmen: M. Ali."
Reklam
Acı geleceğini önceden bildirmeyi se­ver. Gece gelip bulur seni, beynini, mideni ve damarlarını sıkıntıyla delik deşik eder, yaralar açar, karanlık bir şeyler sarar içimizi. Ama henüz ne olduğunu bilmezsin.
Acı insanı biraz da insan kılar ..
İçimizde iyi ki kanayan bazı yaralar var. Heybetli söylemlerimiz yok. Herhangi bir dağa çarpınca suyun dibini boyluyoruz. İyi ki böyle.
Birine, isteyip istemediğini sormadan, zorla bir şeyler vermeye kalkışıyorsunuz; bu korkunç bir şey, çünkü insanın, saydığı birinin sunduğunu kabul edememesi, elindekinin zorla alındığını görmekten daha acı zorla alındığını görmekten daha acı vericidir. İnsana kaldıramayacağı zaman zorla yapılan iyilik, ta yüreğinden yaralar. Ve bu durum, ne denli çelişkili görünse de, insanın başına gelir.
Sayfa 96 - Yeryüzü Yayınevi, Bilinmeyen
"En acı yaralar," dedi kalbine dokunurken, "tam burada, insanın kalbinin en derin kısmında ortaya çıkar. İşte bu yüzden kimse göremez onları."
Reklam
Türk filmlerindeki 'fakir ama gururlu genç' klişesi yaşadığı aşağılanmayı hırs yaparak başarılı olmuş insanların tipik örneğidir. Türkiye'de aşağılandığı için yükselenlerin, bir hayalin peşinde koşarak başarılı olanlardan daha fazla olduğunu bildiğim için Türk filmlerindeki bir sahneyi çok ciddiye alıyorum. Kötü kalpli
Geçerdi, aslında Yaşadığımız her şey er ya da geç geçerdi. Bedenimize aldığımız yaralar geçerdi. Ruhumuza aldığımız yaralar da bşr süre sonra eskisi gibi acıtmadıpı için onlar da geçerdi. Kalbimize aldığımız taralar ise asla geçmeyecek gibi hissettirse de zamanla onların da geçtiğini görürdük. Hangi acı geçmezdi, biliyor musunuz? Aklımıza aldığımız acılar geçmezdi. Beden iyileşir, ruh güçlenir, kalp tecrübe edinir ama akıl hep aynı kalırdı. Hafızamız o kadar güçlü bir düşmandı ki, "Tamam, bu sefer bitti," dediğimiz bir anda her şey yeniden başlardı. Zihnin kapıları aralanır ve unuttuğunu sandığın her şeyi en küçük ayrıntısına kadar karşında bulurdun. Aklının sana hatırlattığı her anı bedenine zulüm, ruhuna azap, kalbine ölümdü.
Sayfa 115Kitabı okudu
Yaralar ikiye ayrılır. Kaynağı belli olanlar ve olmayanlar. Bir yarayı kimin ya da neyin açtığı belli değilse acı piyasasındaki değeri daha da artar.
Ruhunda bir yer hala acıyordu ama iyi bir acıydı bu tamamen kapanmadan önce yanan yaralar gibi sıcak bir acı
Reklam
Geçerdi, aslında yaşadığımız her şey er ya da geç geçerdi. Bedenimize aldığımız yaralar geçerdi. Ruhumuza aldığımız yaralar da bir süre sonra eskisi gibi acıtmadığı için onlar da geçerdi. Kalbimize aldığımız yaralar ise asla geçmeyecek gibi hissettirse de zamanla onların da geçtiğini görürdük. Hangi acı geçmezdi, biliyor musunuz? Aklımıza aldığımız acılar geçmezdi. Beden iyileşir, ruh güçlenir, kalp tecrübe edinir ama akıl hep aynı kalırdı.
Sayfa 115Kitabı okudu
Kağıt yarası
“Aşka direnmeye devam ettikçe yüreğinde inceden inceye keskin bir acı hissedersin.Öyle bir acı ki bu, yüreğini çıkartıp eline alsan da göremessin o acıyı sızdıran yarayı fakat o kadar derinden sızlar ki orada olduğunu bilirsin.” Yalnız aşkı bir kenara bırakıp şu kağıt yarası ne kötü bir şey hiç başına gelen oldu mu benim gibi bu yarayı bistüri bile bi anda oluşturamaz bir ramazanda toplu mukabele de neyse hızım artık bi anda karıştırıken bir kesti parmağımı aman Allahım çok kötü olmuştu o günün mukabelesini kesiği belli olmayan acısı tarif edilemez ve bir yandan sızan kan ile dinlemiştim bi an o anımı hatırladım :))(nasıl günahkar isem artık Allah o gün okumayı değil dinlemeyi nasip etti)
İşte şu anda, karşımda gene o beni istemeyen evin çatısı yükseliyordu, burada nasıl karşılanacağım henüz belirsizdi, içim hâlâ acı duygularla doluydu. Kendimi hâlâ yeryüzünde yersiz yurtsuz hissediyordum. Yalnız, bütün bunlara karşın, şimdi kendime olan güvenim çok daha gelişmişti, herhangi bir düşmanlıkla karşılaşmak olasılığı beni artık içimden yıkmıyordu. Uğradığım haksızlıkların açtığı o kanayan yaralar da kapanmış, içimden fışkıran öfke, hınç alevleri sönmüştü.
Bir kitap yaraları deşmeli, hatta yeni yaralar açmalı, bir kitap tehlikeli olmalı.
Artık büyük adamı yalnızlığa ittikten sonra, ona ne yaptı- ğını unuttun. Hemen yeni bir saçmalık konuştun, yeni bir alçaklık yaptın, onu tekrar derinden yaraladın. Sen unutursun. Ama büyük insanın özelliğindendir unutmamak, kin gütme- mek, ama senin niçin böyle bayağı davrandığını anlamaya çalışmak. Bu da senin için yabancı, biliyorum. Ama inan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.