Sonra yine bir şey duydu... biri bağırıyordu, kafasının içinde bağırıyordu... bir kadın...
"Harry'yi bırak, Harry'yi bırak, lütfen!"
"Kenara çekil, aptal kız... derhal kenara çekil..."
"Harry'yi bırak, lütfen, beni al, onun yerine beni öldür -"
"Harry'nin beynini uyuşturucu, anafor gibi dönen beyaz bir pus kaplıyordu... Ne yapıyordu? Niye uçuyordu? Ona yardım etmesi gerekiyordu... yoksa o ölecekti... öldürülecekti...
Buz gibi pusun içinde düşüyor, düşüyordu.
"Harry'yi bırak! Lütfen... merhamet et... merhamet et..."
Tiz bir ses kahkahalarla gülüyor, kadın çığlık atıyordu.
Harry kendinden geçti.