EŞİT VE ÖZGÜR BİR HAYAT İSTİYORUZ!
KADINLAR KAZANACAK, EMEK KAZANACAK!
"New York’ta bir tekstil fabrikasında yanarak hayatını kaybeden işçi kadınların ardından bugün, 164 yıl sonra da dünyanın her yerinde, ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, baskılara karşı verdiğimiz; eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış, laiklik mücadelesi ve dayanışma için sesimizi,
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Hitler'den Nihal Atsız'a Kısa Bir Türkiye Tarihi İncelmesi
FAŞİZM YOK OLMAZ PUSUYA YATAR...
Faşizmin Türkiye Siyasetine etkisi ve ardı sıra gelen kavgaların kökünü, İkinci Dünya Savaşı döneminde aramak çok yanlış bir bakış açısı olmasa gerek… Bu konuda çalışan birçok toplum bilimci ya da incelemeci Türk siyasetinde faşizmin doğuşu, gelişimi ve sonrası üzerine dikkat çekici saptamalar yapmışlardır.
Bizi yargıladığınız bu yerde çok yakında siz yargılanacaksınız!
Her birey bu kader vaktinde elinden geldiğince kendini savunmalı… Ve insanlığın kırbacına, faşizme ve mutlakiyetçi devleti andıran her türlü sisteme karşı mücadele etmelidir.
18 Şubat 1943 sabahı “Beyaz Gül” imzalı el ilanları Münih Üniversitesi’nin bahçesini kaplar. Bildirinin bir bölümünde yukarıda alıntı yaptığım sözler varken; geri kalanında
Dindar kimlikli siyaset; parti kurup dindar kimlikle devletin idaresine talip olan ve dinî değerleri siyasette kullanan güçlerin siyasetidir. Halbuki devlet idaresi bir sanattır. Sanatta dindarlık değil maharet/beceri asıldır.
Kemalizm ise; İçinde demokrasi, insan hak ve hürriyetleri, adalet, halkın iradesini yansıtan bir meclis olmayan, tek
"Bir ülkede kadınlar için gerçek özgürlük olmadığı sürece, o ülkede gerçek özgürlük yoktur."
Anaerkil ailenin yıkılmasıyla ev yönetimi toplumsal niteliğini yitirdi. Ev yönetimi artık toplumu ilgilendiren bir sorun değildi. "Özel hizmet oldu. Toplumsal üretime katılmaktan alıkonan kadın da baş hizmetçi oldu. " (Engels).
Bekir Hazar
İNGİLTERE Başbakanıydı o zamanlar Tony Blair... Arap ülkelerinin ekonomi bakanları ve bankacıları ile toplantı yapıyordu. Kürsüye çıkıp "Esselamünaleyküm" diyordu. Yani bir Hıristiyan olarak Müslümanları'n selamını kullanarak söze başlıyordu. "Allah'ın selamı üzerinize olsun" diyordu. Yeni İslami tahvil çıkarmıştı İngiltere.
Beşinci 15 Temmuz
15 Temmuz 2021, Perşembe
Beş yıl sonra önce geldiğimiz noktanın özeti:
1. Darbeci cuntanın üyelerinin ne kadarının hangi saikle bu işi yaptığı hususu netleşmedi. TBMM’ye bile maalesef “perdeleme görevi” layık görüldü. Yakın ufukta da bir ışık yok.
Zira basın hür değil. Yargı bağımsız değil. Bilgi kaynakları net değil.
Fikirlerin değer kazandığı bir dönemdeyiz. Bu bir zenginlik mi?
İoanna Kuçuradi
..... "Bugün bir sürü sorun kavramların açık olmamasından kaynaklanıyor. Felsefede mesala bunu Platon'dan çok güzel öğrenebiliriz. Birşey nasıl tanımlanır? Nasıl içeriklendirilir? Bu olmadan hiçbirşey yapamazsınız. Karmakarışık oluyor o zaman.
" Benim kanaatim böyle, senin kanaatin böyle" güzel. Bütün fikirlere saygı benim çok takıldığım birşey. Bütüm fikirlere saygı... Hayır efendim! FİKİRLER SAYGI KONUSU DEĞİLDİR, İNSANLAR SAYGI KONUSUDUR. FİKİRLER DEĞERLENDİRME KONUSUDUR.
Bir de fikirle bilgiyi karıştırıyoruz. Bilgiyle inancı karıştırıyoruz. Şimdi geçenlerde - heralde okudunuz- dünyanın yuvarlak olmadığını savunan adam, öldü zavallı adam, o ilk şey. Şimdi: BİLGİ DEMOKRATİK KARARLA DOĞRU OLMAZ Kİ. Ama demokrasiye büyük bir aşkımız var, nerede bu sözkonusu demokrasi? Yani dünyanın yuvarlak olup olmadığı demokratik bir karar olamaz. Yani bu çok açık. O kadar açık olmayan başka örnekler de verebilirim. Yada insan haklarını koruyalım mı? Demokratik karar konusu mu olacak?
Ama bu hak Türkiye’de nasıl korunur? Tabili farklı fikirler olur, şöyle yaparsak olur, böyle yaparsak denebilir. Orada demokratik karar sözkonusu olabilir. Ama biz bunları yapmıyoruz, şimdi demokrasi büyük aşkımız var... Bu da garip değil mi? İnsanlar çok garipser bunu duyarsa, ama ben ne yapayım...
Bu Koronavirüs saldırısı, insanlığa çok açık biçimde şu mesajı veriyor:
“Proletarya Enternasyonalizmine geçin!”
(Proleter enternasyonalizm, işçi sınıfına ait bütün dünyadaki insanların millete bakmaksızın dünya devrimini gerçekleştirmek için birlik içerisinde hareket etmesi gerektiğini söyleyen Marksist sosyal sınıf teorisidir.)
Çünkü