Sevmek konusunda katlanmanın eşi anlaşılmaktı. Karşınızdakine saatlerce kendinizi açıklamak zorunda değildiniz. Ya da kötüyken sadece yüzünüz asık diye, onun surat asmasına maruz kalıp bir de üstüne onu avutmak zorunda değildiniz. Sinirinizi ya da kötü olduğunuzu bastırmak zorunda değildiniz. Bence sevmek anlamak demekti.
Çünkü aşk bir ağaç gibidir: Kendiliğinden yetişir, kökleriyle tüm benliğimizin derinliklerini sarar ve yıkıntı halindeki bir yürekte yeşermeye devam eder. Bu tutkunun ne kadar körse, o kadar inatçı oluşunu açıklamak mümkün değildir. Kendi içinde tutarlı olmadığında daha da güçlüdür.
Sayfa 404Kitabı okudu
Reklam
Elbette her Müslümanın bazı eksiklikleri ve hataları olabilir fakat bu arızalar Hz. Peygamber (s.a.v.)'in buyruklarına karşı tesahülü beraberinde getiriyorsa artık ortada müsamaha ile karşılanacak sınırın ihlal edildiği, itikadi olarak da tehlike eşiğinin aşıldığı bir durum var demektir. Hele de İslâm adına, İslâmi buyrukları açıklamak gayesiyle konuşanlarda...
Evrimci Müslümanların, Mü'minlere Allahu Teâlâ'nın yaratıcılığını açıklamak iddiasından evvel bu kavramların İslâmi bir tasavvur oluşturup oluşturamayacağını açıklaması icap etmez mi? Varın siz bunu tesadüften hariç birde bu bilimsel anlatının tüm kelimelerine tatbik edin. Tabi mümkünse...
Birine bir şeyi açıklamak, her şeyden önce, ona kendi başına anlayamadığını göstermek de­mektir.
Aşk bir ağaç gibidir: Kendiliğinden yetişir, kökleriyle tüm benliğimizin derinliklerini sarar ve yıkıntı halindeki bir yürekte yeşermeye devam eder. Bu tutkunun ne kadar körse, o kadar inatçı oluşunu açıklamak mümkün değildir. Kendi içinde tutarlı olmadığında daha da güçlüdür.
Sayfa 404Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.