"Dünyada en acıklı, en dokunaklı şey asîl ruhlu bir insanın mahvoluşudur. ”
783.jpg){kind=small}
Ah! Acıklı ve tatsız çağ!
Sayfa 26 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Bazıları eksik, bazıları korkak, bazıları kayıp doğar. Sonradan kaybolanlardan farklı olarak, kendini nerede arayacağını bilemez onlar. Bazı eksikler, birileri koymadan yerleşir ruhunuza. Sizinle birlikte gelirler dünyaya. Bir yerlerde bir hata olduğunu bilirsiniz ve tam yerini bulamadığınız için, gittikçe köklenişini ömrünüz boyunca çaresizce hissedersiniz. Başlangıçta sadece bir parçanız olan hata, usul usul tüm varlığınızı ele geçirir. Böylece zamanla, hüviyetini açık etmeme gayesiyle çırpınan, koca bir hataya dönüşürsünüz. İyi saklanması gereken acıklı bir kabahate...
Sayfa 135 - hep kitapKitabı okudu
"Savaşın en son anında, en son kurşunla yüreğinden vurulan en son asker olmanın ne denli acıklı bir şey olacağını sık sık düşünmüşümdür. Ama birisinin düşecek o en son asker olması gerek."
Oysa aynı noktadan yola çıkmış Japonya ve Çin gibí başka toplumlar kendilerini hareketsizlikten kurtarmış ve yeni bir dinamiğin, yeni bir tarihî diyalektiğin şartlarına kendilerini kesinkes uydurmuşlardır.
İslâm toplumu, halihazırda ana modellerine yaptığı ihanetin bedelini ödemektedir.
İhanet edilen fikirler, toplumun kendi getirdiği fikirler de olsalar, onun aleyhine döner ve ondan öç alırlar.
Bölünmüş Müslümanın iki parçaya ayrıldığı acıklı andır bu an. İste o yüzdendir ki, camide beş vakit ibadetini yapan abdestli namazlı Müslüman, oradan çıkıp başka bir evrene daldığında çıkarcı Müslüman haline dönüşüvermektedir.
Sayfa 71Kitabı okudu
