Yazarımız Charles Dickens'in 1859 yılında gazetelerde tefrika edilmek üzere yazdığı bu kitap, "All the Year Round" adlı bir edebiyat dergisinde toplam 31 haftada 45 bölüm olarak yayımlanmıştır. Dickens'in bu tarihi romanı, tüm dünyada 200 milyonun üzerinde satmış bir eser olarak dikkat çekiyor. İngiliz yazar, "İki Şehrin Hikayesi"nde tema olarak tüm toplumları etkilemiş olan Fransız İhtilali'ni seçmiş ve bu devrimin etkilerini Paris ile Londra ekseninde kurgulamıştır. İhtilal öncesinde ve esnasında, Paris ile Londra'nın sefilliğinin adeta röntgenini çekmiş; yaşanılan toplumsal sıkıntıları çok iyi gözlemlemiştir. Bu kitapta en sevdiğim nokta, Dickens'in gözlemleri oldu zaten
Gelelim konumuza... Roman, 1775 yılında Londra'dan Paris'e yapılan bir at arabası yolculuğuyla başlıyor. Tellson Bankası'nda çalışan Lorry, Lucie'ye haksız yere hapis tutulan babasını bulmak için yardım eder. Kısa sürede Doktor Manette'yi bulup Londra' ya geri dönerler. Geri dönüşteki gemi yolculuğunda genç Lucie, adını farklı kullanan Charles Darnay adlı bir Fransız soylusuyla tanışır ve hayat ikisi için çok farklı gelişir. Londra'da evlenir ikili, Charles'in acil Fransa'ya dönüşü sonrası tüm kahramanlar kendilerini Fransa'da bulur. Charles suçlu olduğu için tutuklanır ve kitabın sonlarına doğru idam kararı çıkarılır. Ancak burada da çok sevdiği Lucie'si üzülmesin diye devreye Sydney Corton girecektir. Olay örgüsü biraz karışık olsa da dönem gözlemleriyle bir çırpıda bitirilebilecek bir kitap..
