Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Büyük sıkıntılar çekmelerine rağmen dışarıya karşı mutluluklar maskesi takıp neşe içinde yüzüyor görünmeyen pek az aile gördüm. En büyük acıların hep bizlerin sınırsız açgözlülüğünden kaynaklandığını fark ettim ."
Reklam
Genç kızlık düşleri yasaklanmalı. Daha ortaya çıkmadan engel olunmalı o kendini aldatma haline. Birileri söylemeli gerçeği. “Hayat kepaze bir şeydir ve aşk acısı acıların en hafifidir.”
İçinde bulunduğum koşullara bakınca ben, insanoğlunun çektiği acıların -bildiğim kadarıyla yarısına neden olan o onmaz hastalığa tutulmuş olanların simgesiydim basbayağı: yani Tanrı'nın ve doğanın onları yerleştirdiği basamaktan memnun olmayanların simgesi.
Hayır, sevgi zayıflık değildi. Sevgi ölümdü.
"Ocerya Prensesi Euria Vaseva, kalbinizi,gücünüzü ve aklınızı krallığınıza adıyor, sorumluluklarınızı kabul ediyor musunuz?" "Evet, ediyorum." 𝐾𝑎𝑙𝑏𝑖𝑚𝑖, ℎ𝑎𝑙𝑘𝚤𝑚𝚤 𝑚𝑢𝑡𝑙𝑢 ℎ𝑖𝑠𝑠𝑒𝑡𝑡𝑖𝑟𝑚𝑒𝑦𝑒 𝑎𝑑𝚤𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚. 𝐺𝑢̈𝑐𝑢̈𝑚𝑢̈, 𝑘𝑟𝑎𝑙𝑙𝚤𝑔̆𝚤𝑚𝚤 𝑖𝑦𝑖 𝑦𝑒𝑟𝑙𝑒𝑟𝑒 𝑔𝑒𝑡𝑖𝑟𝑚𝑒𝑦𝑒 𝑎𝑑𝚤𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚. 𝐴𝑘𝑙𝚤𝑚𝚤, 𝑘𝑢𝑠𝑢𝑟𝑠𝑢𝑧 𝑏𝑖𝑟 ℎ𝑢̈𝑘𝑢̈𝑚𝑑𝑎𝑟 𝑜𝑙𝑚𝑎𝑦𝑎 𝑎𝑑𝚤𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚. 𝑉𝑎𝑟𝑙𝚤𝑔̆𝚤𝑚𝚤 𝑖𝑠𝑒, 𝑔𝑒𝑙𝑒𝑐𝑒𝑘𝑡𝑒𝑘𝑖 𝑡𝑢̈𝑚 𝑑𝑢̈𝑠̧𝑚𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟𝚤𝑚𝚤 𝑦𝑜𝑘 𝑒𝑡𝑚𝑒𝑦𝑒, ℎ𝑒𝑟 𝑏𝑖𝑟𝑖𝑛𝑖 𝑡𝑒𝑘𝑒𝑟 𝑡𝑒𝑘𝑒𝑟 𝑒𝑧𝑚𝑒𝑦𝑒 𝑎𝑑𝚤𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚.
Reklam
"Bu en eski acıların daha verimli olması gerekmez mi sonunda bizim için? Vakti gelmedi mi, sevgide kendimizi sevgiliden kurtarmanın ve titreyerek katlanmanın: nasıl katlanırsa ok yaya, gerilen fırlayışta kendinden arta birşey olmak için."
Sevilenler kaybedilir, insanlar üzülürdü. Dünyanın düzeni buydu.
“Kendi duygu ve düşüncelerimizi açıkça ifade edip, kendi değer ve inançlarımıza uygun kararlar vermek görevimizdir. Diğer bir insanın bizim gibi ya da bizim istediğimiz gibi düşünüp hissemesini sağlamak bize düşmez. Böyle bir şeye kalkışırsak, kişisel acıların ve duygusal sarsıntıların yaşandığı ve sonuçta hiçbir şeyin değişmediği bir ilişkinin içinde bulabiliriz kendimizi.”
Sanat, bana göre kişisel bir zevk ürünü değil de insanların sahip olduğu ortak acıların ve zevklerin ayrıcalıklı bir tasvirini sunarak onların duygularına hitap etme bi­çimidir.
Reklam
Her yer değiştirişimde derin bir hüzne kapılırım. Anıların acıların hazların birbirine dolandığı bir yeri ardımda bıraktığım için dertlenmem aslında.Beni sarsan değişimin kendisi vazonun içindeki suyun sallanıp bulunması gibi...
Ya çok derin acıların ya çok büyük hedeflerin var ya da çok inatçısın Şebnem.
... Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım Ellerimi koyacak bir yer bulamam Nereye gitsem en koyusu acıların Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam
Sayfa 150 - EverestKitabı okuyor
Benim içimde neler olduğunu kimse öğrenmedi. Acıların beni nasıl yiyip bitirdiğini. Kimse beni kurtarmadı ya da savunmadı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.