Kendimi bildim bileli kitap okuyan biri olarak bu şaheseri bugüne kadar okumamış olmanın eksikliğini yaşıyordum. Uzun süredir merak ediyordum ama bana yakın zamanda kaybettiğim bir arkadaşımı hatırlattığı, hayatımın kitabı dediği için kendimi hazır hissetmedim, sürekli erteledim. Stefan Zweig kalemini çok beğendiğim bir yazar. Acımak kitabını da tıpkı bunun gibi çok sevmiştim.
Nazi döneminde yaşamış ve türlü türlü işkencelerle kendisinden bilgi almak için, hapsedilen Dr., işkencecisinin cebinden çaldığı bir satranç kitabıyla satranç oynamayı öğrenmiştir. ( İlkokul 5. sınıftan beri satranç oynayan, yarışlara katılan, lisanslı bir satranç oyuncusu olarak satrancın kitaptan okunarak öğrenilmesi hakaret gibi geldi :)) New York'tan, Buenos Aires' e giden bir gemide dünya satranç şampiyonuyla satranç oynayan Dr. B' nin yaşadıkları gerçekten heyecanlandırıyor okurken. Hitler döneminde yaşamış ve bundan fazlasıyla etkilenmiş olan Zweig, nazi işkencelerinin bir insanın duyularını nasıl körelttiğini işliyor ve satrançla bir parça özgürleştiriyor kahramanı. Çünkü satranç bir oyun değil, stratejilerin yapıldığı, bir adım ötesini düşünüp görebildiğiniz bir yaşam tarzıdır. Kesinlikle bir başyapıt ve okumayan herkese öneririm...