acımak ya da acımamak bütün mesele bu...
Acımak iki yanı keskin bir bıçak gibidir; kullanmayı bilmeyen, elini ve özellikle de kalbini ondan uzak tutmalıdır. Tıpkı morfin gibi acıma duygusu da hasta için sadece başlangıçta bir nimet, bir ilaç, bir devadır, ama dozunu ayarlamasını ve azaltmasını bilmediğiniz zaman, öldürücü bir zahir olabilir. İlk bir kaç iğnede hasta kendini rahatlamış hisseder, artık ağrılarını hissetmemektedir. Ancak ne yazık ki organizmanın, hem bedenin hem de ruhun inanılmaz bir alışma yeteneği vardır, sinirlerin hep daha fazla morfine ihtiyaç duyması gibi, duygular da hep daha çok acımaya ihtiyaç duyar, ta ki siz bunu karşılayamayıncaya kadar. Sonunda öyle bir nokta gelir ki, kendini 'hayır ' demeye ve artık onunla ilgilenmemeye zorunlu hissedersiniz ve işte o anda, ta başında ona yardımcı olmasaydınız duyacağı nefretin o andan belki de daha az olacağını farkedersiniz. Acımak gerçekten sınırlandırılması gereken bir duygudur, aksi takdirde inanın bana ilgisizlikten çok daha kötü zararlara yol açabilir.
Sayfa 236Kitabı okudu