Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
159 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Acımak ya da Acımamak, İşte bütün mesele bu !
*Spoiler Uyarısı* (Uyarmadı demeyin) Reşat Nuri Güntekin’in bana farklı duyguları bir arada yaşattıran bu kitabının başında tembel, bir işe yaramayan, alkolik, canavar bir baba olarak tasvir edilen bir insanın kitap ilerledikçe aslında bu dünyadaki cehennemi yaşamış biri olduğunu gördüm. Bunlara rağmen en kötü dönemlerinde bile çocukları için yaptıklarıyla ve sabrıyla bana göre Mürşit Efendi karakteri babalığın gerçekten ne demek olduğunu ve son derece namuslu bir adamın namussuzluklarla dolu bir hayata girişini çok güzel aktaran bir karakter olmuş. Kitabın adını aldığı acımak duygusu kitabımızın baş karakteri idealist ve mükemmeliyetçi bir öğretmen olan Zehra hanımda olmayan ve bütün roman boyunca aslında yavaş yavaş onda olmayan bu duyguyu yıllarca başka bir adam olarak tanıdığı babasının aslında nasıl bir insan olduğunu öğrenmesiyle kazandığı bir duygudur ve kitaba cidden daha iyi bir isim düşünülemezdi. Kitabın ortalarına doğru az çok sonunu tahmin etmemem rağmen bu kitaptan aldığım zevki hiç bir şekilde bozmadı ve bana kimsenin aslında göründüğü gibi olmadığı gerçeğini ama en önemliside şu kısacık hayatta kin ve nefret duygularıyla (özelliklede en yakınlarımıza) hareket etmememiz gerektiği çünkü sonrasında bazı şeyler için çok geç olunabiliceği gerçeğini de çok güzel yansıtmış. (Kitabın sonunu okuyanlar da anlar ki son pişmanlık fayda etmiyor)
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,1bin okunma
acımak ya da acımamak bütün mesele bu...
Acımak iki yanı keskin bir bıçak gibidir; kullanmayı bilmeyen, elini ve özellikle de kalbini ondan uzak tutmalıdır. Tıpkı morfin gibi acıma duygusu da hasta için sadece başlangıçta bir nimet, bir ilaç, bir devadır, ama dozunu ayarlamasını ve azaltmasını bilmediğiniz zaman, öldürücü bir zahir olabilir. İlk bir kaç iğnede hasta kendini rahatlamış hisseder, artık ağrılarını hissetmemektedir. Ancak ne yazık ki organizmanın, hem bedenin hem de ruhun inanılmaz bir alışma yeteneği vardır, sinirlerin hep daha fazla morfine ihtiyaç duyması gibi, duygular da hep daha çok acımaya ihtiyaç duyar, ta ki siz bunu karşılayamayıncaya kadar. Sonunda öyle bir nokta gelir ki, kendini 'hayır ' demeye ve artık onunla ilgilenmemeye zorunlu hissedersiniz ve işte o anda, ta başında ona yardımcı olmasaydınız duyacağı nefretin o andan belki de daha az olacağını farkedersiniz. Acımak gerçekten sınırlandırılması gereken bir duygudur, aksi takdirde inanın bana ilgisizlikten çok daha kötü zararlara yol açabilir.
Sayfa 236Kitabı okudu