Çekiç konuşuyor
"Neden bu kadar sertsin?" Demişti bir zamanlar alalede kömür bayağı elmasa; "Oysa biz yakın akraba degilmiyiz?" Neden bu kadar yumuşaksınız? Diye soruyorum ben size, ey kardeşlerim! "Yoksa kardeşlerim degilmisiniz?" Neden böyle yumuşak, böyle uysalsınız. Neden her şeye bu kadar razısınız? Neden bu kadar inkar ve reddediş var yüreklerinizde? Bu kadar az kader var bakışlarınızda! Ve kader olmayacak, acımasızlar olmayacaksanız; nasıl zafer kazanacaksınız benimle birlikte? Sertliğiniz şimşek gibi çakmak, kesmek ve deşmek istemiyorsa; günün birinde benimle birlikte nasıl yaratacaksınız? Çünkü yaratanlar serttir. Bin yıllık istemin üzerine maddenin üzerine kazır gibi kazımayı, mutluluk olarak görmelisiniz. Maddeden daha sert, maddeden daha asil. En asil olandır yalnızca bütünüyle sert olan. Bu yeni levhayı koyuyorum önünüze; Ey Kardeşlerim: "SERTLEŞİN"
Gevezeler sessizliği, yobazlar hoşgörüyü, acımasızlar iyiliği öğrettiler bana; ama ne gariptir ki bu öğretmenlere karşı hiçbir gönül borcu duymuyorum.
Sayfa 57 - Modern Klassikler Dizisi 32, 5. basım, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Hiç gitmezsin sanmıştım. Zaten bu hayatta sanmaktan daha büyük bir yanılgı yoktu. Bunu da sen öğretmiştin. Ama bir süre sonra güçleniyor insan, onu gördüm. Acılara kuşanıp, insanlara o şekilde gülümsüyorum. Hiçbir şey olmamış gibi. Anılar diyorum ne kadar da acımasızlar böyle. Gecenin bir yarısı sancıyla seni uykundan alıp karanlığı izlemeye bırakıyor. “Otur buraya ve bak geceye, bak ki ne kadar karanlıkmış yalnızlık öğren” diyor. Ne yana dönsem yalnızlık göz kırpıyor şimdi bana. Gitmem diyenlerin kanat sesleri uzaklaşıyor. Ne kadar mutlu ettiyse o kadar mutsuz ediyor aynı kişi. Ah ne saçma bir ironi! Sonra sen geldin, onlar gibi olmam dedin. Olmadın da. Hiçbir gidiş yıkamadı beni. Bak, enkaz altından topluyorum umutlarımı şimdi!
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Eşcinsellik hakkında ne düşünüyorsunuz? Ya da şöyle sorayım: Eşcinsellik kişinin özgür iradesi ile yaptığı bir seçim mi? Yoksa biyolojik bir yapısal durumla mı karşı karşıyayız? Eğer böyleyse kişi bu durumdan sorumlu tutulabilir mi? Bu bir suç mu? Mesela cinayetten daha mı ağır bir suçtur? Neden cinayet işleyenler çoğu durumda toplumdan saygı
VS - Ah, Arsız Ruhum
VS - Ah, Arsız RuhumZsuzsa Rakovszky · Yapı Kredi Yayınları · 201415 okunma
83 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Genellikle aforizma kitaplarında çok ama çok güzel sözler bulunur bunu biliyoruz. Halil Cibran’ın kitabında hem çok ama çok güzel sözler hem de düşündüren, derinden düşündüren sözler de var. Sırf bu yüzden bile okunmayı fazlasıyla hak eden çok güzel bir kitap Kum ve Köpük. Gözünüz kapalı alabilirsiniz. Emin olun en ufak bir pişmanlık hissetmezsiniz. İlk kez okuduğum Halil Cibran’ın Kum ve Köpük kitabında işte bu muhteşem eserlerden biri. Fazla söze gerek olmayan, alınıp okunması gereken muhteşem aforizma kitaplarından biri. Ve kitaptan bir sözle bitirmek istiyorum “Gevezeler sessizliği, yobazlar hoşgörüyü, acımasızlar iyiliği öğrettiler bana; ama ne gariptir ki bu öğretmenlere karşı hiçbir gönül borcu duymuyorum.”
Kum ve Köpük
Kum ve KöpükHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202012,8bin okunma
261 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Dili kolay bir kitap değil. Yazarın betimlemeleri sıra dışı. Öyle ki, betimlemelerle mücadele ederken o sırada anlatılan özü kaçırdığım, zamanlar oldu. Sakin bir zaman ve mekanda okumak iyi olabilir. Kurgusu ilginç bir kitap olmamakla birlikte (ıssız bir adaya düşen bir grup küçük ve büyük çocuğun maceraları) çocukların davranışları (çoğu zaman ürkütücü) kitabı ilginç kılıyor. Çocuklar üzerinden büyüklerin dünyasına göndermelerle dolu. Düşündüğünüzde... Evet, hepsi birer çocuk... Ancak olacakları yetişkinlerden farklı davranmıyorlar aslında... Hatta belki de daha korkunç ve acımasızlar...
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080bin okunma
Reklam
"Ama ben halk için yararlı olamam. Şu zavallı durumuma, yıkılmaya yüz tutmuş gövdeme bir bakın. Yirmi sekiz yaşındayım ve ölmek üzereyim. Oysa bundan on yıl önce yüz kiloyu kolayca yüklenir, daha yetmiş yıllık ömrüm olduğunu düşünürdüm, mezara dek. Ama bir yaşamın hesabını yapamaz oldum. Acımasızlar benim yaşamımdan kırk yıl çaldılar. Evet, kırk yıl..."
Sayfa 220Kitabı okudu
Bir Ses
Birbirlerine işkence ediyorlar sakatlıyorlar sessizlikle sözcüklerle sanki yaşayacakları bir başka hayatları varmış gibi gövdelerinin ölmeye yatkın olduğunu ve insanlarının içlerinin kolayca kırılabileceğini unutmuşçasına yapıyorlar bunu birbirlerine karşı acımasızlar bitkilerden ve hayvanlardan daha zayıflar bir sözcükle bir gülümseyişle bir bakışla ölebilirler. Tadeuzs Rozewicz Çeviri: Cevat Çapan
Sözler! Salt sözler! Ne korkunç şeylerdi! Ne yalın, ne canlı, ne acımasızlar! İnsan onlardan kaçamıyordu. Ne ince bir büyü vardı onlarda! Biçimsiz nesnelere biçim verirler, keman gibi, ut gibi onların da kendilerine özgü bir müzikleri vardı sanki. Salt sözler! Söz gibi gerçek var mıydı ki?
Sayfa 28 - Eflatun YayıncılıkKitabı okudu
Çingeneleri ezerken çoğalmıştı acımasızlar
iki insanı birbirine en çok yaklaştıran, bir üçüncüyü ezmektir youtu.be/_TjGQbUz36Q youtu.be/MwaT6o59C4k Gadjo dilo film müzikleridir
Reklam
Kadınlık yazgısı çilelerle özdeş sayılıyor hâlâ. Kadın belleği, kayıplar ve yitimlerin ortak anılarıyla dolu. Öyle bir bellek ki bu, öncelikle kadınlar, birbirlerinin kişisel bütünlüğüne ve yaşama zevkine sahip çıkmada kıskanç ve acımasızlar. Yazgına sessizce katlan ve ağır ol, gözleriyle bakıyorlar hemcinslerine.
Sayfa 74 - Can YayınlarıKitabı okudu
Resim