''Evet dünya güzeldi ama acıtan bir güzellik bu. Güneş ve ay, onlar olsa da olmasa da aynı şekilde doğup batacaktı. Ha mutsuz, ha mesut olmuşlar, kimin umurundaydı?''
“Her şeyi ihtiyardı balıkçının -yenilgi nedir bilmeyen, neşeli, deniz rengi gözlerinden başka…”
Bu kitabı okurken kendimi her ayrıntının ince ince anlatıldığı sahnelerde, hızla giden bir trenin içinde duran küçük ve meraklı bir çocuk gibi hissettim. Etrafımda her şey hızla akarken, ben durup o çocukla beraber yaşlı adamı dinlemek istiyordum.
MARTİN EDEN ÜZERİNE
Hayatın içinden, realist konjonktürden gelen eserlere bayılıyorum Martin Eden kitabımız tam da bu minvalde bir eser. İnsanın doğasını apaçık ortaya koyan, teoride kulağa hoş gelen ama pratikte maalesef ki karşılığı olmayan zırvalardan uzak bir eser daha... Öteki ben Dostoyevskiciğimin Suç ve Ceza adlı eserinde dediği gibi
“ANAΓKH” Yunanca önüne geçilemez Kader anlamına geliyor.. Yazar tarafından Notre Dame Klisesi’nin duvarında fark edilince belki de önüne geçmeye çalışır kaderin..
Hayata belki de sağır kulağı, sırtındaki kamburu, çirkin yüzüyle üç sıfır geriden başlayan Kiliseye bırakılmış ve Rahibin öte dünyadaki günahlarına kefaret olsun diye büyütülmüş ama
Biraz durulsak mesela
Yormasa bu kadar insanlar
Bir sonraki durak huzur desek
Aynada gördüğümüz mutlu olmaya yetmiyor madem
O zaman dış güzellik yasaklansa da
Ruh güzelliğine geçsek..
Kitap hemen hemen her kadının kendinden bir şeyler bulabileceği bir kitap. Hayatımızın bizi acıtan yoran inciten yönlerini güldürürken düşündürmeye çalışmış. Takdir edilmeye, onaylanmaya,beğenilmeye ama özellikle de bir tutam sevgiye ne kadar muhtacız. Kitaptan çıkardığım anafikir ve bugüne kadar da kendime rehber edindiğimse şu: İnsan önce kendini sevmeli ki başkasını hem sevebilsin hem de sevilsin. Keyifli okumalar dilerim.
Aşk Yarası
Kalpte durdukça ateşe döner. Duramayıp dışarı çıksa ortalığı ateşe verir ne diner ne söner, lakin ateşten başka ne dönüştürür ki ham bir kalbi..?
Kalp dediğin zaten üşüyen bir ateş parçası değil miydi?
Nice görünmez ateşler vardır ki, görünürdeki ateşlerden daha yakıcı ve daha yıkıcı kesilmiştir..
Ateş gibi, aşk gibi, yakıcı, yıkıcı