Ömür Diyorlar Buna" farklı tarihlerde kaleme alınmış ve günlük gazetelerden kültür-edebiyat dergilerine farklı
ortamlarda yayınlanmış metinlerden oluşuyor.
Yazilara gelirsek,
-Biliyor musun ki iyi yaşanmış hayat bir hazinedir...
Bir gazetede Anadolu Ajansı mahreçli kısa bir haber
görmüştüm: "Akçakoca'daki huzurevinde yaşayan, yedi dil
Acıtan Güzellik..Bu kitap aşk romanlarının arasında ortada bir yerde.Normal bad boy klişelerinin dışında çünkü Jack Henry çok tatlı bir adam.Özellikle annesiyle olan diyalogları çok hoşuma gitti.Otuz yaşında bir adamın annesinin kuzusu gibi davranması çok tatlıydı bence.Çok fazla aşk romanı okumuş bir insan olarak gerçekten hoşuma gitti.Ama çok fazla olay yoktu.Daha aksiyonlu olmasını isterdim.Jack Henry sonunda akıllanıyor ama çok geç oluyor.Bakalım sonunda neler olacak?Diğer kitaplarda göreceğiz.
Neredeyse bir yabancı olan bu adam bana rahatlık veriyor ve ruhumu ona açmamı kolaylaştırıyordu.Kendime bunun nasıl mümkün olduğunu sorarken,cevabı buldum.Lachlan'layken kalbimi korumam gerekmiyordu.Onunla güvendeydi.Ve bu çok güzeldi.
Aşkla Gelen Güzellik. Kapaklarından anlamış olduğunuz üzere seri yetişkin içerik de barındırıyor.
İlk kitap aralarından en sevdiğimdi. İkinci kitabı da sevdim ama orada sürekli L'in Avustralya'ya dönmesinden bahsedilmesi, Jack'in Amerika'ya gelmesi gibi bir ihtimalin hiç üzerinde durulmaması sinirimi bozdu. Yazar da sanırım bu durumu çok önemsemeyelim diye L'in ailesiyle iyi geçinmediği, turne hayatını sevmediği, evim deyince aklına Avalon gelmesi gibi ifadelere yer vermiş.
Üçüncü kitap aralarında en sevmediğimdi. Evlilik sonrası hayatı okumayı sevmem zaten. Yine de okudum ama sürekli Jack'in eskileri ile uğraşıp durdular. L de sürekli bağırıp çağırıp küsüp ertesi gün özür dileyip durdu. Bıktım valla bıktım. Bitsin diye okudum bazen. Güzel yerleri de vardı şimdi tamamen kötülemeyim, 6 puan verdim sonuçta.
Bu tarz kitapları seviyorsanız bence ilk iki kitabı okuyun, üçüncüye gerek yok.
Kendini buluşun kitabı. ( Karakter açısından ) Mistiksel bir yaklaşımla kaleme alınmış olan kitapta Mevlana ve Şems arasındaki ilişki gayet akıcı bir üslupla okuyucuya sunulmuş. Olayların oluş şeklini çok güzel bir şekilde ifade eden Ahmet Ümit bu kitapta da üslubunun dışına çıkmamış ve okuyucuyu eserden kopmadan sonuna kadar dinç tutmayı
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Her zaman dik durabilen, doğruları korkmadan ifade edebilen, ülkemizin en büyük gazetecilerinden ve entellektüellerinden biri olan Ahmet Altan'ın kitabını okumak ayrı bir güzellik.
Kitabın klasik bir aşk romanı olmasının yanında,Güneydoğuda yaşanan, iç acıtan terör ve ölümlere; ülkemizin kanayan yarası kadın cinayetlerine dikkat çekmesi açısından baktım ben kitaba.
Kitapta anlatılan/yaşanan olaylara Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde çalıştığım 8 yılda kısmen de olsa ben de şahit oldum.
Bir çok güzelliği bağrında barındıran, mert ve yiğit insanları ile tanınan bu bölgelerimizin çektikleri acılar kısmen de olsa kitapta dile geliyor.
Terör ve kadın cinayetlerinin son bulması dileğiyle...
İyi okumalar
En Uzun GeceAhmet Altan · Alkım Yayınları · 03,621 okunma