Zaman zaman etkisinde kaldığım bir duygu var; hırs değil, göğsümü parçalayacakmış gibi gırtlağımı sıkan, içimden gelen bilmediğim bir fırtına. Derinlerde gelen bir ses, belki benim belki de hiçliğin, bilmiyorum. Bir şeyleri ya çok bilmek ya da bilmemek yorarmış derdi annem, bu yaşımda hak vereceğimi düşünmemiştim. Ama sanırım haklıydın anne, çünkü hiçbir şey hissetmemek ve çok şey hissedip nefes alamamak arasında ki uçurumdan süzülüyormuş gibi hissediyorum. Uykunun da acıyı dindiren bir yanılsama olduğunu anladım. Ama çocukken inanmıştım ki büyümek bu kadar acı vermez. Veriyormuş, gülmek zorunda kalıyormuşum, boğazımın ucunda yumruyla gülmek zorunda olduğumu anladım ve sanırım büyüdüm anne.
Peki anahtar nedir?
Anahtar Chiron'dur, tıpkı sembolünde olduğu gibi...
Evet Chiron'un sembolü anahtardır.
Anahtar iki dünyayı birbirine bağlar ve bir noktadan diğer noktaya geçiş kapısının çözümüdür.
Anahtar olana kabul vermek, acının, kaderin değişmez bir parçası olduğunu bilmek ve ruh ağrılarıyla yürümeye devam etmek...
Anahtar belki de kahrı lütuf olarak görmek, acıyı bal eylemek...
Sayfa 80Kitabı okudu
BABAMIN ODASI...
-Ne işimiz var anne bu mahallede? Neden cevap vermiyorsun?Neden bu binada durdun?
-Hiçbir şey sorma,sadece gel.
(Anne kız bir binadan içeri girerler ve bir dairenin önünde dururlar, anne anahtarla dairenin kapısını açar ve içeri girerler)
-Anne bu evde kimin, neden anahtarı var sende?
-Satın aldım, bize ait artık bu ev.
-Seni anlamıyorum anne.
NAR AĞACI-ROMAN
*… ve galiba en güzel yeri ceylanlar gibi bakan koyu karanlık gözleriydi. (s.12)
*Sularım duruldu. Kanım sakin akıyor. Ama vatanım aklımdan çıkmıyor. (s.13)
*Doğu ancak doğudadır. Orada her ayna seni gösterir. Giyimler, şiveleri davranışlar, sosyal konumlar, çiçekler, ağaçlar değişse de bütünüyle doğuda başlangıçtan beri
Asıl acının çekilen acı değil de sevilenin çektiği acıyı bilmek demek olduğunu
Sayfa 48
