80 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
“Bana acıyla ilişkini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.” Ernst Jünger Enfes bir kitap okudum diyebilirim. Acıya karşı duruşun toplumu nasıl etkilediğini anlatıyor Byung-Chul Han. İlk sayfasından itibaren etkileyen cümleleri ile toplumsal, sosyolojik, psikolojik alanlarda muazzam tespitler yapıyor. Kitap, hacminin aksine okudukça katmerleniyor, derinleşiyor. Böyle akıl muhasebesine sürükleyen kitaplar bana haz veriyor. Bir tıp terimi olan, artık elden bir şey gelmediği durumlarda acıyı geçici olarak gidermek için uygulanan tedavi olan “ palyatif”, günümüz toplumunu niteleyen bir metafor olarak kullanılmış. Acı korkusunun hakim olduğu, beğeni çılgınlığına kapılan, sürekli“ mutlu olma” mottosuyla yaşayan toplumun acının geliştiren, olgunlaştıran özelliğine kapıları kapaması, sorunları geçiştirmesini anlatıyor yazar. Günümüzde acı yaratacak her durumdan kaçılıyor. Aşk acısı bile bundan nasibini alıyor. Yalnızlık, yalıtılmışlık had safhada. Üstelik narsizim egoizm batağında.. Pandemi dönemine de yer verilmiş kitapta. O zamana, yaşanan sorunlara başka bir gözle bakıp, irdeleme fırsatı veriyor. Kitap vesilesiyle dönüp kendi hayatıma baktığımda yüzleşmekten, yaşamaktan kaçınmadığım acıların yolumu nasıl şekillendirdiğini, beni nasıl dönüştürdüğünü şimdi daha net görüyorum. Bazı kitapları ifade etmek kolay olmuyor. Her sayfasına düşünceleriniz dökülüyor, ufkunuz açılıyor. Kitabın her okuyucuda ortak beğeni oluşturacağına inanıyorum ve gönülden tavsiye ediyorum.
Palyatif Toplum
Palyatif ToplumByung-Chul Han · Metis Yayınları · 20241,832 okunma
444 syf.
10/10 puan verdi
·
40 günde okudu
Video: youtu.be/nJL9dvhN9VU Bir Acıya Kiracı. Metin Altıok'tan okuduğum ilk kitap. Bir Acıya Kiracı, 456 sayfalık bir şiir kitabıdır. Kitapta; acı, aşk, ay, ayrılık, bozkır, gitmek, gurbet, hayat, hüzün, kadın, kitap, kuş, mevsim, otel, ölüm, sevgi, tarih, toprak, yalnızlık, yol ve yolcu gibi temalarda şiirler yer alıyor. Bu
Bir Acıya Kiracı
Bir Acıya KiracıMetin Altıok · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20222,544 okunma
Reklam
196 syf.
10/10 puan verdi
Spoiler İçerir!
Atay’ın karakterlerinin böylesi buhranlı, hikayelerinin dramatik oluşunun sebebi onun tam da bulunduğu dönem, kültür ve çevreyle alakalıdır. Modernizmin ve geleneğin bir arada olduğu bu dönemin etkilerini romanlarda ve hikayelerde de görmekteyiz. Karakterlerin kendi kendileriyle içsel hesaplaşmalarını, kendileriyle alay edebilmelerini, içinde
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,2bin okunma
517 syf.
10/10 puan verdi
JACK LONDON/MARTİN EDEN
(SPOİLER İÇERİR) "Kitapları okuyorsun ve kendini bir yalnızlığın ortasında buluyorsun " Yarı otobiyografik bu kitap bir bakıma Jack LONDON'nin hayat hikayesidir. Romanın ana karakteri Martin işçi sınıfından bir gençtir . Eğitimsiz bu genç daha düzgün konuşmayı bile beceremezken Ruth ve ailesiyle tanisir ve bu tanışmada esnasinda
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202389,9bin okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kitabı okumaya başladığımda biraz farklı bir dille karşılaşmamın verdiği bocalamayı yaşadım. İlk defa okuyordum yazarın kitabını. Öykülerdeki konu anlatımında biraz kopukluk gözüküyor olsa da aslında okuyucunun dikkatle okuması gerektiğinin farkına vardım. Yani dikkatle ve özenle okursanız Rasim Özdenören'in gerçekten tüm övgüleri
Hışırtı
HışırtıRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 2022260 okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Çağdaş Arjantin edebiyatının ‘en çarpıcı ve üretken isimlerinden’ #CesarAira ile tanışma kitabım olan #SeyyahRessamınYaşamındanBirKesit hakkında çok fazla yorum bulamadığım bir kitap ama yazar için okuduğum gerçek ve kurgu harmanlaması dikkatimi çekti ve bir şans vermek istedim çünkü zaten yeni kalemleri tanımayı severim. Bu kitaba gelecek olursam; Alman ressam #JohannMoritzRugendas ve öğrencisi aynı zamanda dostu Krause, And Dağları’nın karlı tepelerinden Arjantin’in engin düzlüklerine uzanan bir yolculuğa çıkarak Güney Amerika’nın gizemli zenginliklerini keşfetmeye çıkıyorlar. Bu keşifte Rugendas büyük bir fırtınanın ortasında kalıyor ve üzerine yıldırım düşüyor. Yüzü hariç vüducunda bir hasar oluşmayan ressam yine de çektiği tüm acıyla çizim yapmaya devam ediyor. Bulundukları bölge yerlilerin işgaline uğruyor ve bu onlara büyük bir çizim fırsatı sunmuş oluyor. Yerlilik ve yabancılık, dostluk ve yalnızlık, sanat, bilim ve yöntemciliğin ‘kah çekiştiği kah cilveleştiği rengarenk bir roman’. Bolca görsel de mevcut. Hoş bir kitaptı tavsiye ederim.
Seyyah Ressamın Yaşamından Bir Kesit
Seyyah Ressamın Yaşamından Bir KesitCesar Aira · Can Yayınları · 201443 okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
Ayşe Şasa’nın Bir Ruh Macerası Üzerine
1-)Aile Soyadı , boyu gibi unsurların onda marjinallik uyandıran şeyler olduğundan bahseder. Varlıklı bir aileden gelmenin onda hissettirdiği baskıdan ve bunun kendi konumunu yadırgamasına sebep olduğunu söyler. Varlıklı olan ailesinin beklentileri de bu doğrultuda olmuş ama entellektüel merakı ağır basan yazar bu bekletilere cevap verememiş o
Bir Ruh Macerası
Bir Ruh MacerasıAyşe Şasa · Timaş Yayınları · 20221,954 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
"BANA ÖKÜZ ÇARPTI" "Başka birisinin sana çiçek getirmesini beklemeden kendi bahçeni kendin yarat ve kendi ruhunu kendin süsle... Göreceksin ki dayanıklısın. Kuvvetlisin, Ve sen; çok değerlisin." Dili, dini, ırkı, yeri yurdu ne olursa olsun kadının toplumda yeri ne yazık ki bulunduğun coğrafyaya göre değişiyor. Manevi,
Bana Öküz Çarptı
Bana Öküz ÇarptıYeşim Varol Şen · Ange Yayınları · 202314 okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
"İnsanlara ihtiyaç duymak, acıyla sonuçlanıyordu." "Yalnızlık, Kya'nın taşıyamayacağı kadar büyümüştü. Birisinin sesini, varlığını, dokunuşunu istiyordu ancak kalbini korumayı daha çok istiyordu." Merhaba. Uzun bir inceleme olacak muhtemelen. Kitap 1969 yılında Amerika'nın küçük bir kasabasında bir ceset bulunmasıyla başlıyor. Kasabanın dışında itfaiye kulesinin dibinde bulunan bu ceset kasabanın altın çocuğu Chase Andrews'a aittir. Cinayet olduğundan şüphelenilen bu olayda oklar karakterimiz Kya'ya yöneliyor ya da namıdiğer adıyla Bataklık Kızına . 1952 yılına Kya'nın 6 yaşında aile evinde annesinin onları terk edişine uyandığı sabahı okuyoruz daha sonra. Kya 5 çocuğun en küçüğü. Sarhoş bir babayla birlikte kasabanın çok dışında kalan bataklığın yakınlarında bir kulübede yaşamaktalar. Annesinin dönmesini beklerken yapayalnız kalışını fark ediyor. Herkes gidiyor. Tek başına büyümesini ve hayatın onu 1969 yılına kadar getirişini okuyoruz. Kitabı çok beğendiğimi söyleyerek başlayayım. Bunda tabi ki kötü kitaplardan sonra okumamın da etkisi olduğunu düşünüyorum. Genel olarak başarılı buldum kitabı. Tabi ki eleştirilecek noktaları var mesela o nasıl sondu sevgili yazar? Neyse kitabın gerilim kitabı olmadığını söyleyeyim. Dram derim ben bu kitaba. El alem çok ağlamış ama beni ağlatmadı bu konuda bir duygu eksikliği vardı bence. Okurken üzüldüğüm yerler oldu ama bir sahne dışında öyle aman aman duygulanmadım. O sahne içinde erkolar siz insan olmazsınız diyorum. Bittikten sonra bir dakika duvarı izledim ama.
Kya'nın Şarkı Söylediği Yer
Kya'nın Şarkı Söylediği YerDelia Owens · Salon Yayınları · 20221,776 okunma
218 syf.
8/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Beyaz geceleriniz olsun :)
Kitap bir çok hikayeden oluşuyor ve sizi bir anda içine çekiyor. İlk öyküsünü bitirdiğimde sanki 63 sayfa değilde 10 sayfa okumuşum gibime geldi ve öykü bittiğinde açıkçası biraz üzüldüm bu güzel hikayeyi daha fazla okuyamadığım için. O kadar güzel ve akıcı bir şekilde anlatıyor ki yazarımız hikayeyi, etkilenmemek mümkün değil bence:) İlk hikayesinde hayalperest bir adamın bir kadınla dostluğunu ele alıyor. Kadınla geçirdiği gecelere 'beyaz geceler' diyor. Bu dostlukla başlayan öykü tek taraflı saf bir aşka dönüşüyor.. Daha sonraki öykülerinde ise insan ilişkilerindeki bir takım problemleri ele alıyor yazarımız. Kısacası aşk, hüzün, yalnızlık, kıskançlık ve acıyla dolu öykülerden oluşuyor bu güzel kitap. Eğer daha önce Dostoyevsky okumadıysanız bence başlangıç için anlaşılabilir bir kitap. İyi geceler:)
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,5bin okunma
Reklam
125 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler İçerir!
Öncelikle yazarımız Jhon Stainbeck'in alegori ustası olduğunu belirtmek istiyorum. Ve bu kısa görünümlü kitabın derinlerinde çok fazla mesaj bulunmakta. Kitap Soledad kasabasında, Soledad İspanyolca'da yalnızlık demek, George mılton ve Lennie small isimli iki arkadaşın kendi çiftliklerini kurmak için çalışmaya gitmeleriyle başlıyor.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023170,7bin okunma
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
"ERMİŞ’İN BAHÇESİ" "Hayat,sessizliğimizde şarkısını söyler, rüyalarsa uykumuzda.Darbe aldığımızda ve düştüğümüzde Hayat hala yükseklerde, tahtında oturmaya devam eder. Ağladığımızda bile Hayat,günün yüzüne gülümser, biz zincirlerimizi sürüklerken o her daim özgürdür." Cibran'ın en sevilen yapıtı Ermiş'in devamı olan
Ermişin Bahçesi
Ermişin BahçesiHalil Cibran · İş Bankası Kültür Yayınları · 202114,6bin okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Artık en sevdiğim yazarlardan birisi kesinlikle John Fante! John Fante nin 4 kitabında farklı öykülerle hikayesini anlattığı Arthur bandini karakterinin bu sonuncu kitabını az önce bitirdim, içimdeki büyük bir acıyla. Arthur bandini karakterini sevdiyseniz, muhakkak ki ondan kendinize ait bir çok ortak özellik görmüşsünüzdür. Arthur, bir çok insandan, akrabamdan ve arkadaşımdan çok daha yakın birisi artık benim için. Arthur gibi bir antikahraman, John fante gibi, yalın ama çarpıcı bir dille buluşunca böyle okuması enfes bir kitap ortaya çıkıyor işte. Kitabın sonunda, derimin altına işleyen ölüm teması, yalnızlık burukluğu bütün damarlarımda geziyor şuan... Öylesine mükemmel bir kitap ve öylesine mükemmel bir yazar. Bukowski nin tanrı ilan ettiği kadar var.
Bunker Tepesi Düşleri
Bunker Tepesi DüşleriJohn Fante · Parantez Yayınları · 2001366 okunma
84 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Sessizliğin acıyla dostluğu acının derinliğinden ötürü. Acı derinleştikçe sessizlik büyür,büyür... Belki de bundan ötürü adını Yaşıyoruz Sessizce koydu Şükrü Erbaş. Sessizliğe vurulan dem kelimelerin acizliğini gösteriyor ve bu acizlik acının yürekte kat ettiği mesafeden ötürü. Eşi Hatice Erbaş'ın-Şükrü Erbaş'ın Ömür Hanım'ı-vefatından sonra çıkardığı şiir kitabı. Kitap sevgili karısının sözüyle başlar. "Babanız içerde şiir yazıyor diye çocuklarımı sessiz ağlattım ben. " Aşk, ölüm ölümün getirdiği yalnızlık, ölümün getirdiği acı kelimelere öyle dökülmüş ki kitap boyunca hissede hissede okudum. Ona sevmeyi öğreten Ömür Hanım'ın ölümü onu da öldürünce, şiir onun nefes aldığı Haticesini yaşatabildiği yer olur. ÖMÜR HANIM; "Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden Zaman, kaküllerinden doğar topuklarından batardı Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim." Şükrü Erbaş'la tanışma fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. Sıradan cümleleri bile şiir olan şairimizdir. Kitapla ilgili daha çok şey yazabilirdim ancak ne kadar yazsam da yetmezdi anlatmaya. Soylu yalnızlığımızla bitireyim... " Acısını unutanın Yıldızı dolmuyor gecesine Buydu bizim soylu yalnızlığımız." .
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,8bin okunma
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.