Ya Rezzâk! Bizi yeni bir gün ile yeniden rızıklandıran ! Her çeşit rızkı daima veren Sensin. Rızkımızı artır. Cömertçe ikram et maddi ve manevi rızıklarını üzerimize. Bizi cennetinle cemalinle mutlu olanlardan eyle. Ruhumuzu kulluk ve iman rızkından mahrum eyleme. Aklımızı ilim ve irfan rızkından mahrum eyleme. Kalbimizi takva ve
Allah'ım Doğu ile Batı'yı birbirinden uzaklaştırdığın gibi, bizleri de günah ve hatalarımızdan uzaklaştır. Yâ Rabbi, "Bizi, Sana lâyık kul, Habibi’ne lâyık ümmet eyle, Amellerimizi sahih îmanla, davranış ve ibadetlerimizi ihlâs ile ziynetlendir. Bizi ilim, irfan, hizmet ve faziletler ile şereflendir. Bizleri, Allah ve Rasûlü’nün razı olduğu hidâyet yolundan ayırma Bizi, râzı olduğun kullar zümresine, sevdiklerimizle beraber ilhâk eyle...'' ''Allah'ım bu aciz bu cahil kulun, nasıl dua edeceğini bilemez. Gönlünden geçenleri dile getiremez. Sen ki her şeyi gören, her şeyi duyan ve bilen Allah'ım bu aciz kulunun dile getiremediklerini kabul et, gerçekleştir. En güzel dua eden kullarının, dualarıyla bir tut. Benim gibi dua etmeyi beceremiyorum, diyenler varsa onlarında kalplerinden geçenleri, dua olarak kabul eyle Rahman ve Rahim olan duaları kabul eden Allah'ım...''
Reklam
Kendi kalemimden
Aşk pınarından geçmediysem aşığım demem Aşk nedir bilmeyen gönlü, Mecnun olsa dinlemem Bir ama için yaşar her fani bu dünyada pire pervane Hakk'tan batılı ayıramayana divane demem Şükür ki bize nefes veren yaratıcı mucize sahibine Şükretmesini bilmeyen aşka yâr olmayı beklemem Önünde ırmaklar akan bi' bahçe olsan nazarımda Hakk'ı zikretmedikçe tek bi' fidanını dahi dikmem Hoştur nefis, boştur nefis, aciz kul nerden bile Cihana aşık olan kulun tek sözüne minnet etmem Cep fakir olsa ruh ne bile, ruh Rabb ile mes'ut'tur. Takva varken malı seçene iki cihanda da güvenmem Doğru adam cins ile olmaz doğruluk nedir bilene Bir ahuyu incitene, organı olsa dahi adam demem Ben Arif'im, ben Meftun'um Hakk'ın yolunda dilim Hakk dediğim dile gak diyene insan dahi demem!
Ücretli öğretmene meslekî değer vermekten âciz bir zihniyetin, bu ülkeyi yönetiyor olmasından rahatsızım... Demokratik bir ülkede, normal şartlarda, işçinin alnının teri kurumadan, hak ettiği maaşı ödenir... Bu prensip, İslâm'ın, çalışma hayatına ve kul hakkına ilişkin bir umdesidir ayrıca... Ek ders ödeme sisteminin değişmesiyle birlikte, meçhûl ve müphem bir maaş günü çıktı ortaya... Bu durum, meslekî itibarı geçtim, asgarî ortak paydamız olan, insana insan olduğu için değer verme prensibine bile aykırıdır... Kadrolu atamayıp, daha az maaşla ücretli öğretmen görevlendiren devlet, bi' zahmet hatırlasın ki; biz size muhtaç değiliz, sizin öğretmen görevlendirme/atama metodunuz bizi zorunlu kılıyor... Hâl böyle iken, ücretli öğretmene ne bir özlük hakkı, ne insanî bir maaş, ve ne de meslekî saygı vermiyorsunuz... Şikayet edeceğim tabii ki de bu durumu, ben rezillik çekiyorsam, siz de bunu duyacaksınız... Çünkü, sizin sık sık ve bilerek unuttuğunuz; ama benim, sıkılmadan ve zevkle hatırlattığım bir gerçek söz konusu.. Kulağınızı açın ve beni iyi dinleyin: Bu ülke, babanızın çiftliği değil; adam gibi yöneteceksiniz ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuralları çok basit, açık ve net: Adâletli olmak...
Muhammed Konyevî Kuddise Sirrûh’tan Hikmetli Sözler -2-
01- Bir şeyi seven onu çok anar. Demek ki Allah-u Zülcelâl’i sevmenin alameti, O’nun zikrini sevmek, kelâmı olan Kur’an’ı sevmek, peygamberini, veli kullarını ve O’na nispet edilen her şeyi sevmektir. 02- Dünyaya ait şeyleri sevmekten kurtulmanın çaresi, bu güzel şeylerin hakikatte güzel olmadıklarını, güzel oldukları kabul edilse bile fani ve
Gelin Hep Birlikte İnsanoğlundaki Nefisleri Tanıyalım .
🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀 Nefsî tezkiye . 🍀 Nefsi tezkiye; öncelikle onu küfür, cehâlet, kötü hisler, yanlış îtikadlar ve fenâ ahlâklardan temizlemektir. Yâni şer’-i şerîfe aykırı her türlü îtikâdî, ahlâkî ve amelî yanlışlıklardan arındırmaktır. Onu temizleyip kötülüklerden koruduktan sonra da, îmân, ilim, irfân, hikmet, hayırlı duygular, güzel huylar gibi
Reklam
‎Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: “Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve 'Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim! Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim! Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim! Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim." (İbn-i Mâce, İkâmet, 191) Bu gece isteme gecesi, bu gece dileme gecesi, bu gece gönülden geçen arzuları dile getirme vakti. Allah'ım! Sana layık kul olamadık, rızana uygun bir hayatta yaşamıyoruz belki, ama istiyoruz Allah'ım! Senden istiyoruz. Senden başka gidecek, senden başka çalacak kapımız yok. Ellerimizi, gönüllerimizi boş çevirme Allah'ım! Allah'ım! Sen Filistin'deki kardeşlerimize, Doğu Türkistan'daki kardeşlerimize ve nice zulüm gören din kardeşlerimize yardım eyle. Rahmetini, merhametini onlar ve biz aciz kulcuklarının üzerinden eksik etme. Bu gece gönülden sana yönelen kullarının dileklerini hayırlısı ile kabul eyle. Bizleri sana layık kul, Efendimize ﷺ layık ümmet, İslam âlemine hayırlı ve faydalı fertler eyle. Hastalara acil şifalar, dertlilere devalar, borçlu olanlara edâlar nasip et. Allah'ım, bu gece gönlümüzü ve göz yaşlarımızı yoldaşımız eyle. Affına layık olamadık belki, bununda farkındayız buna rağmen bizleri affet, bizleri affet, bizleri affet Allah'ım!
İslâm denildiğinde Kur’an akla gelir, gelmelidir. Allah’ın koruması altında kıyamete kadar tahrib olunmadan varlığını sürdürecek olan bu Allah kelamı açık açık okunduğunda, kesinlikle Allah ile kulu arasında bir aracının -Ruhban sınıfının- olmadığı hemen görülür. Kendisinde Ruhban sınıfı bulunmayan bir dinde Ruhbanlık yok demektir. Allah ile kul arasında aracı yok demektir. Bu, pratikte kulun gerek ibadet özel ismini taşıyan namaz, oruç, hacc, zekât gibi ibadetlerini icra etmesi sırasında, gerekse kendisi ile nefsi ve yine kendisi ile başka nefisler -kamu- ile arasındaki ilişkilerinde bir aracının bulunmaması demektir. Yani insan, doğrudan Rabb (terbiye edici) kabul ettiği Allah ile ilişkilerinde aracısız demektir. Böyle olunca da, doğrudan ve öncelikle Allah’a karşı sorumludur. Esası böyle olan bir dinde şayet zulüm varsa, bu zulüm doğrudan Allah’ın (ruhban sınıfının değil, zira ruhban sınıfı yoktur) zulmü olur. Allah ise kullarına zulmeden değil, merhametli olandır. Zira O’nun zulmederek hükümranlık kurmaya ihtiyacı yoktur. Zulmetmek acizliğin bir sonucudur. Bu gerçeğin üzerinde herkes ittifak etmektedir. Aciz olan yaratıcı her şeye kâdir olmayacağına göre zalim de olamaz. Zira zulmeden, bir acizdir; Allah ise aciz değildir kâdirdir. Ercüment ÖZKAN
Xalit tari kul ü kullik eşliğinde küçük bir duygu
Bugün anladım aslında kalbine yakınlığımı , bugün anladım bir çift olmak bu kadar güzel ve değerlidir .. Bugün anladım aslında saçlarının güzelliği hayatıma etkisini , uzaklaşmadım ki hiç kalbinden ama bu kadar yakında değildim var olan anı, duyguyu yaşayamamak o kadar cehenneme benziyor ki !! Saçların ise cennetten bir koku gözlerine değinemiyorum ki Fulida gözlerin karşısında aciz kalıyor bedenim gözlerin esir almış ruhumu kelepçeye gerek yok ki gözlerine tutulmuşum ela gözlerin sarıyor kalbimi bedenimi ruhumu , ve aslında yaşanılması gereken yaşamaktır uzaklaşmadan bazı anları kaybeden seni yaşamak bu dünyada cenneti yaşamak kadar değerliymiş ..lütfen rab lütfen rab büyük olan sensin bu sözlerimi büyük görme güzel yarattığına aşığım sadece cenneti kulunun gözlerinden yaşıyorum cenneti onun saçlarından yaşıyorum sen bu güzel duygularımı onun kalbine ulaştır ya rab büyük olan sensin sevgim ise bu dünyada cenneti yaşamak kadar asil ve özel oda senin yansıman oda ela gözlerin yansıması ..
Bir alime sormuşlar; "ALLAH 'A ne ile gidilir?" diye. Alim; "ALLAH 'DA olmayan şey ile gidilir" demiş. Bu cümleyi duyduğumda çok şaşırdım. ALLAH 'DA olmayıp da bizde olan ne olabilir ki? diye uzun uzun düşündüm. Büyük ihtimal bu soruyu soranlarda benim gibi şaşırmış olacak ki, alim açıklamış. "ALLAH 'DA olmayan tek şey acziyettir. Aciz olduğunu bilmeli insanoğlu ve ona göre davranmalı. Âciz bir kul olduğunun bilinciyle, Kudreti sonsuz olan Yaratıcıdan istemeli herşeyi..." demiş.🍂
Reklam
Enteresan bi çağ
İnsanların her şeyi suni. Bakıyorsun seviyorum dedikleri için parmapını kıpırdatmaktan aciz. Sevmediklerine kul köle olup yaranma çabasındalar. O yüzden bu çağda artık seviyorum diyen herkese inanıyorum. Kendince seviyor, sevgisinin hiç bir anlam ifade etmediği garip laçka hormonla büyütülmüş bi sebze gibi. Dışarıdan afilli son derece şatafatlı içi yavan tatsız tutsuz bi sebze. Düşünüyorum da acaba eski o hikayeler, hikaye değil masalmıydı. İnsanlar gerçek sevgiyi hiç yaşayamayıp hayallerindeki o gerçek sevgiyi mi anlattılar. Yoksa insanlar herşeyin sanal olduğu bu devirde sevgisi de mi sanal. Avrupa daki evliliklerin mantık çerçevesinde yapıldığını öğrendiğimde şaşırmıştım. Nasıl sevmediğin bi kadın yada kadın için adamla evlenip de ömür geçirilir diye. Bugün geldiğim noktada onların aslında bu dünyada ki sevginin sahte olduğunu daha doğrusu bi anlam ifade etmediğini anlayıp iş gibi hayat arkadaşı seçmişler. Bunu söylemek beni tanıyanlar için benden duymaları garip gelecek ama sanırım doğru olan onlarmış. Zira sözde uğruna ölebileceğini iddia eden insanlar iş icrate geldiğinde en kıvrak dansözlere taş çıkarıyorlar.
Resim