"Hadisin rivayetlerinde var ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin" Azab vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azabı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş:
Otofaji aslında hücrelerin çeşitli durumlarla başa çıkmasına yardımcı olur:
◦ Zararlı proteinlerin temizlenmesi
◦ Bozuk veya hasarlı organellerin onarılması veya yok edilmesi
◦ Hücre içi patojenlerin ortadan kaldırılması (örneğin virüsler veya bakteriler)
◦ Stres veya açlık dönemlerinde enerji üretiminin sürdürülmesi
Oksitlenen hücre zarının esnekliği azalır. Normalde hormon ve reseptörü birbirine lego parçaları gibi tam yerleşirken esnekliği azalmış, sertleşmiş zarlarda bu uyum sağlanamaz. Dahası reseptörü aracılığıyla etki göstermeyen hormonu vücut sürekli daha fazla üretmeye başlar. İstenilen etkiyi alana dek hormon üretimi artar. Örneğin insülin örneğinde, kan şekeri istenen açlık değerine düşürülene kadar insülin üretimi artırılır. Biz bunu kan testlerimizde insülin direnci olarak görürüz. Elbette işlenmiş, unlu ve şekerli gıdaların aşırı tüketimi bu sonucu doğurabilir. Ancak zaten uzun süre bu tür besinleri tüketmek de bir tür zar oksidasyonudur.
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı.
MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı.
MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Doruğa ulaşmasına çok az kalmıştı, tatmin neredeyse oradaydı ve o tatminin muhteşemliği içinde boğulmaya hazırdı.
Clay incileri daha da derine itmeye başladığında Julia onun adını sayıklamaya başladı. Sonra, sadece birkaç saniye içinde, o puslu köşenin ucunda acı ve- rici bir şekilde sallanırken, kolyeyi çekerek içinden çıkardı. İnciler vücudunu
İmam Gazali, Horasan'ın içinde bulunduğu zor şartları Vezir Mücirüddin'e yazmış olduğu üçüncü mektubunda dillendirmektedir. "... Hiçbir azık, ıstırap içindeki insanları bu sefalet ve zulümden kurtarmak için yapacağınız gayretlerden daha güzel olmayacaktır. Şimdiye kadar sizin salahiyetiniz dahilinde olan tefessüh (bozulma), kayırma, adaletsizlik, rüşvet, zulüm ve diğer hastalıklar tamamen temizleninceye kadar hiçbir şeyden yılmayın. HALKIMIZ ÜLKEMİZİN İFTİHARI VE SERVETİNİN KAYNAĞIDIR. Halkın şuanki maddi durumunu tahmin edemezsiniz. Memleketin bu bölgesinde doğmakta olan anarşi hakkında hiçbir fikriniz olmayabilir. Fırsatçı memurlar, kendi menfaatleri için halkı sömürüyor, vergilerin ve diğer gelirlerin tamamını hazineye aktarmıyorlar. Bitkin, sefalet ve açlık içinde inleyen tebaanızı düşünün. Korkudan tir tir titriyorlar. Siz vurdumduymaz bir şekilde lüks hayat yaşarken, onlar bir iskelet gibi dolaşıyorlar. Horasan ve Irak batarsa böyle idareciler yüzünden batar."