Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Adım Salık! İki bahar geçti ben ad alalı! Tam dokuz bahar gördüm, dokuz yaş aldım. Erlerin ad alması zordur budunumuzda. Ad almak için önemli bir iş yapmak, yiğitlik göstermek, büyük bir görevi başarmak gerekir.
Sayfa 8
·
Puan vermedi
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,2bin okunma
Reklam
Büyük özlem üzerine
Ey ruhum, tüm bilgeliği ve bilgeliğin tüm taze ve en eski sert şaraplarını verdim toprağın içsin diye. Ey ruhum, her güneşi, her geceyi ve her susuşu ve her özlemi döktüm üzerine: – bir asma gibi büyüdün sen de. Ey ruhum, aşırı zengin ve yüklü duruyorsun şimdi, dolgun memeleri ve sık, boz altın üzüm salkımlarıyla yüklü bir asma: – – mutluluğunla
Sayfa 226 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, IX. Basım, Mayıs 2016Kitabı okuyor
“Adını ne koyalım” Küçük konçuy ad bekliyordu. Erler ad almak için yiğitliklerinin tanınmasını, övülmesini beklerler, kızlar ise bir an önce ad almayı. Kutlamalar başlamadan adı belli olmalıydı kızının. “Sen koy!” dedi konçuya, “gönlünce…” “Ayca…” dedi düşünmeden Gökçin Hatun “Ayca…” Gök kökenli bir addı ve Kür Şad’ın kızına yaraşmıştı. “Ayca , kutlu Türk ülkesinde Türk olarak büyüsün!”
Sayfa 228Kitabı okudu
240 syf.
3/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitap hakkında ne düşünmem gerektiğini gerçekten bilmiyorum. Konu çok iyiydi, bayılıyorum bu türde yazılan kitaplara fakat anlatım sıkıntılıydı. Yani bir bakıyoruz geçmişte, bir bakıyoruz günümüzdeyiz fakat bunu okuyup isimlerden, olaylardan anlamak zorunda kalıyoruz. Paragraflar arasında bile zaman değişiyor gibi. Ve inanılmaz bir bilgi akımı
Diriliş Kehaneti
Diriliş KehanetiÇiçek Sekban Tüfekçi · Müptela Yayınevi · 201546 okunma
Ad almak, ün almaktır. Acunda yer almaktır. Yer alıp var olmaktır. Bilinir ki Sakalar’da ad almak kolay değildir.
Reklam
232 syf.
·
Puan vermedi
İNCELEME DEĞİL DE DERS NOTU DİYEBİLİRİZ YA DA ÖZET :)
GİRİŞ Bir dili "zengin" ya da "yoksul" olarak nitelemek için gerekli olan ölçütleri açıklarken cevaplanması gereken bazı soruların listesi ile başlıyor kitabımız bu sorular, bir dildeki sözcük sayısının o dili zengin ya da fakir dil olarak belirlemede etkisi ; sözcüklerin nesneleri, evreni, insan davranışlarını ayrı ayrı
Türkçenin Zenginlikleri İncelikleri
Türkçenin Zenginlikleri İncelikleriDoğan Aksan · Bilgi Yayınevi · 2005143 okunma
Haşimi hükümdarı Faysal'dan söz ediyorum. Mekke şerifinin oğlu olan Faysal, kendisinin hükümdar olacağı ve öncelikle Ortadoğu'yla, Arap Yarımadası'nın bütününü bir araya getirecek bir Arap krallığı düşlüyordu. İngilizler, Arapların Osmanlılara karşı ayaklanmasına karşılık olarak bu krallığı ona vaat etmişlerdi, babasını da halife
Ulu Kam, “Bu yiğide ne ad verilmeli?” dediği anda bir ses duyuldu; “Durun!” Herkes etrafına bakmış, Ulu Kam’ın sözünü kimin kestiğini merak etmişti. Konuşan, Kağan oğluydu. Törede bu yoktu, balalar yiğitlik yapar, ulular bu yiğitliğe göre ad verirlerdi. Bu yiğit balaya da ad verecek kişi Ulu Kam’dı. Bu tören boyunca söz almak, araya girmek, konuşmak olmazdı. Tören sonuna kadar beklenmesi gerekirdi. Bir ilk yaşanıyordu. “Benim bir adım var!” Herkes şaşkınlık içinde birbirine bakıyordu. Kimseden ses çıkmıyordu. Sadece Ulu Kam’ın yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Sanki bunu bekliyordu, sanki olacaklardan haberi vardı. “Benim adım Oğuz.” dedi. “Bu adı ben koymadım, ben ismimle doğdum, bu adı bana Tanrı verdi.” Balanın ağzından “Benim adım Oğuz” cümlesi çıktığı zaman, uluma sesleri duyuldu. Kalabalık birden kafasını dağın tepesinde beliren bozkurda çevirdi. Tüm ihtişamı ile göğe doğru uluyordu. Aynı bozkurt, Oğuz doğduğunda da ortaya çıkmıştı. Bir süre uluduktan sonra ortadan kayboldu. Kara Kağan ve Ay Hatun, oğullarının yanına geldiler. “Oğuz!” diye haykırdılar. Onlara tüm budun katıldı. “Oğuz!” “Oğuz!” “Oğuz!” Budun ismi sevmişti, “Oğuz”. Budun bu ismi öğrendi. Tabii ki sadece budun öğrenmeyecekti. Tüm dünya bu ismi duyacak, bu isim binlerce yıl sonra bile hatırlanacaktı.
... gerek Eflak'ta, gerekse Viyana'da birçok insan, benim hâlâ komplolar hazırladığımı ve kitaplarımın bir şaşırtmaca olduğunu sanıyor. Oysa bu deriden yaratıklar, gece gündüz kafamı meşgul ediyor. Bir kitabın varlığını keşfetmek, bir ülkeden öbürüne izini sürmek, sonunda kuşatmak, almak, ona sahip olmak, sırlarını itiraf ettirmek üzere onunla yalnız kalmak, sonra da evimde ona layık bir yer bulmak, işte benim tüm savaşlarım, fetihlerim. Ve hiçbir şey, şu çalışma odasında bu işten anlayan kişilerle söyleşmekten daha büyük bir keyif veremez bana.
Sayfa 120 - YKY yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Kurbanlarını halka açık duruşmalara çıkarmadan önce onların saygınlıklarını bilerek yok etme işine sıvandılar. İşkencelerle, yalnızlıklarla onları terbiye ettiler, korkunun baskısı altında ezilmiş, aşağılık birer zavallı haline getirdiler, ağızlarından hangi itirafları almak istedilerse aldılar, onlar da karalamaların arkasına saklandı, birbirlerini suçladılar, birbirlerinin arkasına saklandılar, ağlayıp sızlanarak merhamet dilendiler. Gelgelelim birkaç yıl sonra aynı şey oldu. Ölenler birer inanç kurbanı oldu, nasıl aşağılıklaştıkları unutuldu. Soralım yine, neden böyle oldu? Her şeyden önce itirafları zorla ağızlarından alınmıştı, doğru değildi. Biz bu tür hatalar yapmıyoruz. Burada yapılan itiraflar doğru itiraflardır. Biz onların doğru olmasını sağlarız. Asıl önemlisi de ölülerin dirilip karşımıza çıkmasına izin vermeyiz. Gelecek kuşakların senin intikamını alacağını düşünme, Winston. Gelecek kuşaklar seni asla bilmeyecek. Seni tarihin yolunun üzerinden tamamıyla kaldıracağız. Seni gaza çevirip stratosfere basacağız. Senden geriye hiçbir şey kalmayacak; ne bir belgede kayıtlı bir ad ne de bir zihinde bir anı. Gelecekte hiç olmayacaksın, geçmişte de olmayacaksın."
İRAN ATASÖZLERİ - 3
SAKİ SARHOŞ OLUNCA KADEH HIZLA DÖNEMEZ SAKİNİN ÖFKESİNE UĞRAYAN SARHOŞUN HALİ NİCE OLUR İki dost için iğne deliği geniştir, iki düşman için bütün dünya dardır İNSAN, DİLEDİĞİ AŞAMAYA YALNIZ ÜÇ ŞEYDEN BİRİNİ GÖZE ALMAKLA ERİŞEBİLİR: KİŞİSEL OLARAK ÜZÜNTÜYE, MALCA ZARARA UĞRAMAK YA DA DİNCE BİR FERAGATİ GÖZE ALMAK İNSAN GÜLÜNCE, BU BAŞKALARI
2. Basım, Referans Yayınları (Ankara), 2006Kitabı okuyor
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Dikkat spoiler içerir. Yazardan oldukça güzel bir tarihi araştırma eseri. Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devletinin gelişimi ve yaşananlar Hakkında detaylı bilgilerin verildiği bir eser. Samanilerin, Gazneliler ve Karahanlılar tarafından tehdit edildiği bir dönemde ortaya çıkan Selçuk Bey'in, oğulları Çağrı ve Tuğrul ile beraber
Sorularla Selçuklu Tarihi
Sorularla Selçuklu TarihiAydın Usta · Yeditepe Yayınevi · 202021 okunma
516 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.