318 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana- Yaşar Kemal Poyraz Musa geceden sabaha kadar kürek çekerek bir ada bulana kadar gitmiş sonunda bir adadaki köye çıkmıştır. Köyde kaç eve baktıysa kimseyi bulamamış üstüne birde bir kararti görür gibi olmuştu. Yemeğini yiyip çayını içtikten sonra tras olmuş ve kayığını alıp tekrar denize inerek bir kasaba bulana kadar kurek cekmistir. Kasabada tras olmuş, kimsenin yaşamadığı Karınca adasından ev arsa değirmen almış, nufus kağıdı çıkarmış sonrasında tekneyle adasına dönmüştür. Öncesinde tüm Rumlari Yunanistan'a. Yunanistan’daki Türkleri de adaya getirmek için sürekli ugrasildi başarılı olundu. İnsanlar tüm eşyalarını alıp gittiler; baştan direnseler de esyalarini satmak istemeseler de en sonunda gitmek zorunda kaldılar. Tabi bir kişi hariç o da Vasili. Adada tek başına kaldı incile el bastı adaya gelen ilk insanı öldüreceğim dedi. Adada kalan kediyle yoldaş oldu konuştu yedi içti uyudu. Vasili tüm savaşları, kırımları, açlığı susuzlugu ölümü görmüştü. O yüzden hersey onun dünyasında kıymetliydi. Yaşar Kemal insanların iç dünyasını öyle iyi tasvir ediyor ki okurken halkin hüzünlü hikayesini de umutlarını da yikimlarini da yüreğinizden hissediyorsunuz. Acılarin sadece cografya değiştirdiğini tüm toplumlarda ayni yıkıcı etkileri bıraktığını görüyoruz. Vasili, Poyraz Musa, Lena ve Kadir Kaptan hepsi yüreğimde derin izler bırakarak umudu da bu toprakların acılarını da tekrar tekrar hissettirdiler.
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,5bin okunma
288 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Pedal Çeviren Kadınlar, nasıl içten,bizden,buram buram İstanbul ve İmroz(Gökçeada) kokulu. Tarihin insanların ve halkların hayatına izdüşümünü, yine tarihin önemli dönemeçleri eşliğinde sunuyor bize kitap.İstanbullu Rum bir ailenin yaşamını hem kızları Niki'nin günlüğünden hem geri dönüşlerle 3.kişinin ağzından okuyoruz. Bir kültürü, yaşantıyı,gelenekleri, ritüelleri resmetmiş bize yazar.Ve ada, adalara, adada olmaya bayılıyorum. Bu sene gidip aşık olduğum Gökçeada ve bozulmamış eski İstanbul'da geçen kitap her satırında bana zevk verdi. Bu ailenin yaşamına konuk olurken etraflarındaki insanların hikayeleri ile resim genişliyor, hikaye renkleniyor. Bir taraftan sessiz sessiz gelen bir aile sırrının ayak seslerini duyuyoruz. Kıbrıs Harekâtı, 6_7 Eylül Olayları, Varlık Vergisi, göç, kimlik çatışması gibi toplumsal olaylar, aile, aşk kavramları ile özdeşleşip güzel, nahif , merak uyandıran bir hikaye sunuyor bize. Çok beğendim,özelikle eski İstanbul'u solumak, İmroz'un kaldırımlarında dolaşmak çok keyifli idi. Bir de insanları göç ettirmek için yapılan politikalardan nefret ettim. Çok güzel, hüzünlü ve doyurucu bir eserdi. Çok çok tavsiye ederim. Ayrıca yine Rumları, 6-7 Eylül Olayları'nı anlatan Çember Apartmanı ve İsrafil'in Kanatları kitapları da harika idi. Keşke herkes okusa.
Pedal Çeviren Kadınlar
Pedal Çeviren KadınlarRea Stathopulu · Metis Yayıncılık · 200683 okunma
Reklam
592 syf.
·
Puan vermedi
Tarihin tekerrür ettiği roman : Körburun . Büyükada , Heybeli, Burgaz ve Kınalının tuhaf karışımı ile hayali bir ada burası. Onur öğretmenin Körburuna atanmasıyla 1990 da adaya şöyle bir üstünden giriş yapıp daha sonra 1960lara dönerek adanın ilk sakinlerini tanımaya başlıyoruz ve romana yavaştan girişi yapmış oluyoruz. Öncelikle, adayla sonrasında bağı olup adadan ömrü boyunca kopamayacak Merali ve onun ailesini tanıyoruz sonrasında adanın ilk sakinlerinden Hayri’yi, annesi Neriman Ablayı ve adada yaşayan diğer Türk-Rumlar’ı. Uzun soluklu 592 sayfalık hikaye bu karakterlerin birbirleriyle olan birleşmesi , çatışması ile üç nesil boyunca dallanıp budaklanırken biz bir yandan 80li 90lı yıllardaki ülkenin durumunu ve değişimini okuyoruz. 60lardaki 6-7 Eylül olaylarını adadaki Rumlar’ın üzerindeki etkisiyle okurken , 80 lerdeki 12 Eylülü Seherin ailesinin yaşadıklarıyla hatırlıyoruz. Onur öğretmenle başladığımız romana Onur öğretmenin Balıkçı Neco ile meyhanede rakı masasındaki muhabbeti ve sonrasında ada için önemli bir cenaze ile üzülerek veda ediyoruz. Körburunda aşk, siyaset, komşuluk, dostluk, ihanet ; kısacası her şey var. Sizi içine çekip bırakmayan çok etkileyici bir roman. Bitirince de bakmışsınız ki karakterler bir süre daha sizinle kalacak şekilde içinize işlemiş. … Büyün iyi kitapların sonunda bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda meltemi senden esen soluğu sende olan, yeni bir başlangıç vardır
Körburun
KörburunHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 20161,311 okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
‘’Benim bildiğim ki insanoğlu sürgün muhacir bir yaratıktır. Bir kuşlar böyle muhacirdirler. Bir bu gariban insanlar.’’ Doğduğun yer miydi memleket yoksa doyduğun yer mi? Yedi ceddinin yattığı, soyunun var olduğu, Adem ve Havva’nın gönderildiği yer miydi? Bir yuva var mıydı gerçekten insan için şu yeryüzünde, burası benimdir diyebileceği?
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,5bin okunma
"Rauf Denktaş, ben tanıdım tanıyalı bilgisiz insanların "Kıbrıs Türkleri, Ada Rumları ile bağımsızlık için birlikte hareket edeceklerine İngilizlerin yanında yer aldılar" diye yaptıkları çıkışla alay ederdi. Oysa dünyanın diğer yerlerindeki benzer durumlardaki azınlıklar arasında ortaya çıkan çatışmalar, bu kolayca konuşan insanları hizaya getirmeliydi...'
"Buradan bizim adaya gitmeyelim. Orada şimdi hükümet bizi bekliyor, bizi tutup doğru Yunanın içine gönderir. Yunan da seni hapseder. Baban diyordu ki Yunanlılar Rumları hiç sevmezler. Hükümet delirmiş mi, niye bizi Yunanın eline verecek. Yavrum baban diyordu ki onlar başka biz başkayız. Bir ellerine geçersek Yunanlıların bizim ocağımızı söndürür."
Sayfa 207Kitabı okudu
Reklam
508 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Anadolu'nun en keskin, en onurlu kalemi adeta destan söyleyeni çağıldayanı Yaşar Kemal'in Bir Ada Hikayesi dörtlemesinin ikinci cildini okudum. Birinci dünya savaşı ve sonrasında yaşanana Kurtuluş Savaşı Anadolu'da büyük yıkımlara, göçlere, ölümlere sebebiyet vermiş. Zorunlu göçe tabi tutulan halk oradan oraya sürünüp sefillik
Karıncanın Su İçtiği
Karıncanın Su İçtiğiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20173,970 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
Sevgi her zaman bildiğimiz aşk ,sahip olma değildir hayatta.Bu kitapla masum aşkı,sevgiyi ,tertemiz kalpleri ,dostluğu dibine kadar hissedeceksiniz.Bazen kendinizi gülerken bulacaksınız bazen de gözleriniz dolacak . Sevimli bir dostumuz tekneyle Rum ve Türklerin birlikte yaşadığı adaya kaçak olarak gelir ve Paráxenos(Garip ) adını alır Adadaki çocuklarla din _milliyetcilik ayrımı yapmadan birlikte büyüyen dostumuz Ada halkının sevgisini kazanır Hatta içinde sevgi olmayanlara bile sevgiyi öğretir .Hüzünlü kayıplar sonrasında minik dostumuzun yaşadığı ızdırabı da çok üzülerek okudum Kıbrıs Barış harekati zamanlarinda geçen hikayede ada halkı arasında ayrımcılık yapanlar Rumları Yunanistan'a göçe mecbur bırakırlar İç içe geçmiş aileler ,dostlar parçanır Bu göç Nusret ve Elefterya gibi sevgisini bile söyleyememis bir çok seveni ayıracaktı. Nusret seneler sonra evinden çıkıp adaya ziyarete gittiğinde bütün anılar gözünde canlanacaktı ve eşinin cevapsız aramaları artık karşılık bulamayacaktı İçinde sevgi olmayanların bile okuyunca değişeceği bir kitap Sevgiyle kalın Gelir ve ihtilal yapar. Sana ve eskine ait hiçbir şey bırakmaz ve sen dünyada iken cenneti yaşamaya başlarsın. Aşk ile seversin; doğayı, hayvanı, insanı, yaratılan hiçbir şeyi ayırmaksızın, ne yaşın kalır ne de varlığın. Sadece sevdiğin vardır ve sen onunla yeni bir sen olursun.
Paraxenos
ParaxenosFeridun Hocalar · Düş Kurguları Yayınları · 20222 okunma
Çok büyük bir liderdin Rauf Denktaş
Rauf Denktaş, ben tanıdım tanıyalı bilgisiz insanların "Kıbrıs Türkleri, Ada Rumları ile bağımsızlık için birlikte hareket edeceklerine İngilizlerin yanında yer aldılar" diye yaptıkları çıkışla alay ederdi.
BÜYÜK BOZGUN Evvelâ meseleyi, liselerimizin son sınıfında okutulan, her türlü kıymet hükmünden mahrum ve mümkün olduğu kadar kuru ve basit bir tarih kitabından takip edelim, (Alsas - Loren) bahsinde Fransız okuma kitaplarındakini yazılı olan şeyleri bilenlerce, aşağıdaki satırlar, Moskof önünde bu ilk ve en büyük Türk bozgununu anlatımındaki
Reklam
son^
"İstanbul bir kilitti. Onu -paslanmaktan kurtarmak için- Osmanlı anahtarı açtı. Ve açar açmaz da, Osmanlı'ya bütün dünya ticaretinin kapıları ardına kadar dayandı. Bir darbede, Tuna ile Fırat Dicle arasında uzanan destanlaşmış yüce bezirgan ülkesi, Osmanlı'nın avucu içine girip, nisbi asayişine kavuştu. Ada Rumları, kendiliklerinden Osmanlıyı çağırdılar."
Sayfa 33 - Sosyal İnsan - VII - Dünya Ticaretinin Açılışı
Asırlar böyle devam ederken dünya Siyonizmi Arz-ı Mev' ud planları çerçevesinde harekete geçti. Osmanlı' yı yıpratmak için çeşitli bahanelere başvurdular, çeşitli savaşlar çıkardılar. Bu savaşlar esnasında, Osmanlı bütün dünyayla boğuştuğu için, 1878' de, o günün şartları dolayısıyla, Kıbrıs'ın yönetimi, mülkiyeti Osmanlı'da kalmak üzere, İngilizlere devredildi. Ancak, Osmanlı'nın içinde bulunduğu zor şartları fırsat bilen İngilizler, Ada'nın nüfus yapısını değiştirmeye çalışhlar. Nasıl Filistin' e dünyanın çeşitli yerlerinden Beni İsrail ırkına mensup insanları belli amaçları gerçekleştirmek için getirip topladılarsa, Kıbrıs adasına da dünyanın çeşitli yerlerinden Rumları getirdiler.
Sayfa 156
318 syf.
·
Puan vermedi
Babamın arkadaşı, Halit Fesih Kalkan'ın yazdığı ve babama hediye ettiği kitap, tarihe ilgimden dolayı bana da okumak düştü :) Girit bizim tarihimizin acı ve hazin tablolarından biri, belki de en başta gelenlerindendir. Girit'in bize öğrettiği gerçeklerden birisi tavizin tavizi doğuracağıdır. Şöyle ki: Girit Rumlarının başlangıçtaki istekleri oldukça masumaneydi. Ada halkının vergi yükünün hafifletilmesi, Girit Rumları için okullar açılması. Ne yazık ki, Osmanlı bunları kabul etmiş, açılan Rum okullarına Yunanistan'dan öğretmen kılığında gelen ajanların yaptıklarını ya görmezden gelmiş ya da fark edememiş, bu da adadaki isyan ateşini iyice fitillemiştir. Girit gerçeklerinden biri de, savaş meydanlarında başarılı olan Osmanlı'nın aynı başarıyı müzakere masasında gösterememesi, dünya siyasetini okuyamamasıdır. Yunanistan kaybettiği her savaşın ardından her nasılsa, akıllara durgunluk verecek şekilde, oturduğu her anlaşma masasından topraklar kazanarak kalkmıştır. Girit Faciası' nı tarafsız bir şekilde okuyacağınız bu eser aynı zamanda bir belge niteliğindedir. Konuyla ilgisi olan ve okuyacak arkadaşlara şimdiden keyifli okumalar diliyorum, sağlıcakla kalın ^^
Belgelerle Girit Faciası
Belgelerle Girit FaciasıHalit Fesih Kalkan · Milenyum Yayınları · 20123 okunma
Resim