Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yeni patlak ve­ren üşütmelerde, idrar yolu enfeksiyonlarında veya bir ağız - boğaz iltihaplanmasında eczanelerden bitkisel antibiyotikler satın alınabilir. Örneğin hardal veya turp yağı, papatya veya adaçayı özü bulunmaktadır. Bunlar yalnızca bakterileri değil, virüsleri de azaltırlar. Böylece bağışıklık sisteminin işi azalır, sıkıntılı bakteriyi kovmak konusundaki fırsatı da daha yüksek olur.
*~●。。。Abra'nın bir ara gidip çiftlikte yaşamayı teklif ettiğini hatırladı ve hayali bu oldu. Ulu meşeleri, zindelik veren duru havayı, tepelerden esen adaçayı kokulu temiz rüzgarı ve sararmış meşe yapraklarının sürüklenişini hatırlıyordu.Abra orada canlanıyordu gözünde; bir ağacın altında durmuş onun işten dönmesini bekliyor. Orada, dünyayla barışık, saf bir hayat yaşayabilirdi. Çirkinliklerden kaçıp gizlenebilirdi... akşamları.
Sayfa 559 - İletişim Yayınları Çeviren Roza HakmenKitabı okudu
Reklam
"This is the ruca," the owner of the house told me. It was round like an igloo or a kiva, and only the roof stuck up above the surface; the rest of it was underground. It had been built by the husbands and boyfriends of these women, who sometimes participated in the meetings, but on those occasions they met in the tent, because the ruca was a feminine sanctuary. Following their lead, I took off my clothes; some were completely naked, others left their underwear on. Blanca lit a handful of sage leaves to "cleanse us" with the fragrant smoke as we crawled through a narrow tunnel on hands and knees. Evin sahibi bana "Burası ruca" dedi. Bir eskimo kulübesi ya da kiva gibi yuvarlaktı ve yalnızca çatısı yüzeyin üzerinde yükseliyordu; geri kalan kısmı yer altındaydı. Ruca kadınlar için bir sığınak olduğundan, bazen toplantılara katılan ancak bu durumlarda çadırda buluşan bu kadınların eşleri ve erkek arkadaşları tarafından yaptırılmıştı. Onların yönlendirmesine uyarak kıyafetlerimi çıkardım; bazıları tamamen çıplaktı, bazıları iç çamaşırlarını çıkarmamıştı. Biz dar bir tünelden ellerimiz ve dizlerimiz üzerinde emeklerken Blanca, hoş kokulu dumanla "bizi temizlemek" için bir avuç adaçayı yaprağı yaktı.
Sayfa 180 - Rucaya girişKitabı okudu
Solunum yolu enfeksiyonlarında öksürük giderici çay • Adaçayı • Ihlamur • Zencefil • 250 cc kaynar su Her bitkiden bir tatlı kaşığı ölçüsünde porselen ya da cam bir bardağa konulur. Üzerine kaynar su eklenir. Ağzı kapatılarak 10 dakika demlendikten sonra içilir. Günde 3-4 fincan içebilirsiniz.
Ebegümeci suyu melankoliyi dağıtır, adaçayı ise kökünü kurutur...
Sayfa 13 - Okuyan Us Yayın 1. Baskı İstanbul, Ağustos 2002Kitabı okudu
Adaçayı Antimikrobiyal etkinliği vardır. Özellikle üst solunum yolları, ağız içi ve boğaz iltihaplarına neden olan mikroplar üzerinde etkilidir. Gerek çayları, gerekse gargaraları bu hastalıkların tedavisinde kullanılabilir. Uçuk yapan virüsler üzerinde, antiviral ilaçlar kadar etkili olduğunu gösteren yayınlar mevcuttur. Mide şikâyetlerinde rahatlatıcı etkisi nedeniyle sık sık kullanılır. Hazımsızlık çeken hastalarda mide bağırsak sistemini yatıştırır, sindirimi kolaylaştırır. Salvia officinalis içeren güvenilir markaların poşet adaçaylarını tercih ediniz.
Reklam
Aramızdaki mesafeyi kapayıp beni bir kucaklayışla sar­maladı, ben de karşılık olarak kollarımı ona doladım. Göz­lerimi kapadım ve kokusunu derin derin içime çektim; sıcak adaçayı, limon ve biraz da baharat. Birkaç saattir ilk kez nab­zım yavaşladı ancak kalbim göğüs kafesimi hâlâ sert atışlar­la dövmeye devam ediyordu. Bu his bir şekilde yabancı ama doğru geliyordu.
Sayfa 154 - Juno kitap, sloaneKitabı okudu
Dalgaların ruhlarıyla meydan okudu ateş perilerine Toprak, hava ve okyanus hissetti haşin gürleyen savaşı, Yükseklere savurdu kılıcını, esnekti tıpkı adaçayı gibi, Cüce âşığının dövdüğü kılıcı; sert ve elmas gibi ışıl ışıl; Elf Kralın yanında savaşırken, ateş diyarının hükümdarının canına kıydı; Ateşin bütün elçileri onu takip etti; onu kazanan tarafın kraliçesi ilan etti; Döndü kız hızlıca peri diyarına; evine hedef aldı zaferini. Philip James Bailey, "Peri Masalı"
“… bir sigara, bir adaçayı, bir kağıt oyunuyla rüzgarlı günü bitirdikten sonra yatağıma yeni doğmuşçasına günahsız, hatıraları kova kova; iyileri, kahramanları, namusluları, hak yemezleri, alın teriyle sert tabiattan kavga ve dostlukla ekmeğini çıkararak, birbirlerine fedakarlıklar ederek yaşayanları seyirden duyduğum hazla derin ve rüyasız bir uykuya dalacaktım.”
Sayfa 70
"Peki Tsi Sgili ve Kalona bölümü seni neden bu kadar korkuttu?" diye sordum. "Bu ikisi Cherokee șeytanlarıdır. Karanlık ruhların en kötüleri." Büyükannem tereddütlüydü ama arka planda bir şeyler aradığını duyabiliyordum. "Zoey, bu yaratıklardan daha fazla bahsetmeden önce, bir tütsü yakmak istiyorum. Adaçayı ve lavanta kullanacağım ve biz konuşurken bir güvercin tüyüyle dumanı çevreye saçacağım. Zoeykuş, sizin de aynı şeyi yapmanızı öneriyorum." Şașırmıştım. Tütsü, yüzlerce yıldır, özellikle arınma, temizlenme ya da korunmaya ihtiyaç duyulan hallerde, Cherokee ritüellerinde kullanılan bir araçtı. Büyükannem düzenli olarak tütsüyle arınırdı. Ben bunun Yüce Ruh'u onurlandurmanın ve kendi ruhumuzu arı tutmanın bir yolu olduğunu dinleyerek büyüdüm. Ancak Büyükannemin herhangi bir șeyden ya da herhangi birinden bahsederken tütsü yapmaya gerek duyduğunu hatırlamıyordum doğrusu. "Zoey, tütsüyü hemen yapmalısın." Büyükannemin sesi ısrarcıydı.
Sayfa 254 - PEGASUSKitabı okudu
Reklam
Burnuma kırçiçekleri ile adaçayı kokusu geliyordu.
Sayfa 113Kitabı okudu
"Beyaz adaçayı geleneksel törenlerde sıkça kullanılır," dedim. "Negatif enerjileri, ruhları ve etkileri alır. Ashnda çöl adaçayı da aynı șeyi yapar ama, ben beyaz adaçayını daha çok severim çünkü daha tatlı kokar."
Sayfa 261 - PEGASUSKitabı okudu
Ulu meşeleri, zindelik veren duru havayı, tepelerden esen adaçayı kokulu temiz rüzgarı ve sararmış meşe yapraklarının sürüklendiğini hatırlıyordu.
Adaçayı tarihte zirai ilaç olarak kullanılmıştır. Adaçayı bir parazit kovucu (uzaklaştırıcı) olduğu için adaçayına parazitler, böcekler yaklaşmaz. Antikçağ- da ve sonraki yüzyıllarda sebze ve tahıl ekilen alanlara adaçayının yaprak ve saplarının zirai ilaç olarak serpilmesinin nedeni de budur.
Çok uzun boylu, kuru, patlak gözlü, altmış beşlik bir ihtiyar, yüzünü cama yapıştırmış, bana bakıyordu. Koltuğunun altında küçük, yassı bir bohça vardı. En çok dikkatimi çeken şey, alaycı, üzgün, huzursuz ve alev alev yanan gözleriydi. Bana öyle görünmüştü gözleri. Bakışlarımız bir an birleşince, aradığının ben olduğuma inanmış gibi, kararlı bir
Sayfa 19 - Can YayınlarıKitabı okudu
238 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.