Adalet Mülkün Temelidir
"Eğer adalet zedelenirse biz bu memleketi zor ayakta tutarız."
Sayfa 513 - Yapı Kredi Yayınları
Adalet, mülkün temelidir.
Fatih Sultan Mehmed Han devrinde memleketin her tarafında, her karış toprağında adâlet, hak ve hukuk häkim durumda idi. Kanun önünde bütün insanlar eşitti. Sanki: "Adâlet, mülkün temelidir..." ifadesi, onun için vârid olmuştu. Zengin ile fakir, sultan ile köylü aynı hakka sahipti. Gayr-i müslimlerin haklarına ise, onları vediatullah, yani devlete Allah tarafından emânet edilmiş, korunmaya muhtaç kimseler olarak kabul olunduklarından, daha çok riayet edilirdi. Bu yüzden gayr-i müslimleri hiç kimse incitmezdi. Osmanlı'nın bu adâletini gören hristiyanlar, onlara âdeta hayran oldular. Bilhassa Rumeli'deki fütûhâtın sür'atle genişlemesinde bu dillere destan Osmanlı adaleti pek müessir olmuştur. O derecede ki, İstanbul muhasara altında iken Papalıktan yardım istenmesi teklifine karşı, o devrin asillerinden Notaras'ın şöyle demiş olduğu tarihte pek meşhurdur: "-İstanbul'da kardinal şapkası görmektense, Türkler'in sarığını görmeyi tercih ederim!.." İşte bu yüce adâlet anlayışı ve tatbikatı sebebiyle birçok rahibe, müslüman olup Osmanlı kadınları gibi tesettüre büründü. Zulüm içinde yaşayan hristiyan halk, henüz fethedilmemiş yerlerde bir an önce huzur ve adâlete kavuşmanın hasretiyle Osmanlılar lehine casusluk bile yaptılar.
Sayfa 131 - Erkam yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kanunların ruhu, mülkiyettir. Linguet. 1754 Okuyucu notu: Tanıdık geldi mi? Adalet mülkün temelidir.
Hz. Ömer'e ait "Adalet mülkün temelidir"sözünün egemenliği böylece vurgulanırdı.
Adelet dediğin herkese eşit şekilde davranmak gerekir ,kişi yada şahıs bugün yönetici olsada onada. Adalet tesir etmesi lazım . Kim olursa olsun bugün ise bir puta küfür, yada hakaret etsen ona cansız bir varlığa bile sana ya hapis cezası yada para cezası verirler bir yöneticiye de aynı davranışı yaparsan Gine aynı hesabı veriyorsun. Malesef zaten kardeşim birine küfür etmek doğru bir şey değil .Müslümanın üslubuna yakışmaz ,bugün asrın insanlar dönemine baktığımız zaman bizi yoktan yaratan, bize rızık veren , bizi işiten Allah'a sövüyorlar ona hakaret ediyorlar, alay ediyorlar ,hatsizler ama ona karışmıyorlar özgür kişi diyorlar Kast ettikleri özgür kelime hangisi yani. Peygambere dahi sövüyorlar alay ediyorlar terbiyesiz kişiler buna sessiz kalıyorlar .İslam şeriatına sövenlere dahi karşı veremiyorlar kendine dindar diyen yöneticiler sözde yönetici . Allah mı daha hayırlı yoksa sizin beğendiğiniz takip ettiğiniz öne sürdüğünüz putlar mı ? Peygamber efendimiz mi daha hayırlı yoksa sizin öne sürdüğünüz dindar yöneticiler mi ? İslam şeriatı mı daha hayırlı yoksa sizin beğendiğiniz kokuşmuş yönetim şekli mi ? Sizler Adaletin ne olduğunu yanlış anlamışsınız Hele ilk başta Hz.Ömer (r.a) sözünü" Adalet Mülkün Temelidir." sözünü vesselam ... DENİZ HAZAR
Seni kurtarmaya kimse gelmedi sevgilim Çünkü sen yol yardım da dahil hiç bir yardım kuruluşunu arayıp çağrıda bulunmadın. Herkes seni halinden memnun bir hayatın var sandı Devlet kurumları da buna dahildi. Evinize gelen posta paketlerini hep yüzlerine gülerek açtın. O kapının arkasına saklanıp bozuntuya verme diyerekten sırtına silah
Reklam
Halifenin Zulm Potansiyeli!
Zulüm, başkasının malına, mülküne, hakkına tecavüzdür. Adaletin ıstılahí tarifi ise, bir âmirin, bir hâkimin, memleketi idare için koyduğu kanunların, kaidelerin, sınırların içinde hareket etmesidir. Kur'an-ı kerîm, adalete riayeti umumî bir prensip olarak sık sık zikreder. Hazret-i Peygamber de adaletli hükümdarı över. "Adalet mülkün temelidir" (el-Adlü esâsü'l-mülk) sözü çok meşhurdur. Buradaki mülk, yalnızca sahip olunan malı (patrimoine) değil, evvelemirde devleti ifade eder. "Devlet küfr ile devam edebilir, ama zulm ile devam etmez" de Şarkta meşhur bir sözdür.Nitekim Kur'an-ı kerimde "Allah, halkı zâlim olmadıkça bir memleketi helâk etmez" meâlindeki âyet-i kerîmeden (Kasas, 59) de bu mânâ çıkmaktadır. Modern demokrasilerde, seçimle gelen iktidar partisinin lideri, monarklardan, hele müslüman hükümdarlardan çok daha geniş salähiyetlere sahiptir, dilediği kanunu meclisten çıkarabilir. An'anelerle eli kolu bağlı hükümdarların, hele etrafı şeriatla kuşatılmış halifenin böyle bir hakkı yoktur.
Adalet İlkesi
Adalet, her şeyin yerli yerinde olması demektir. Bir başka açıdan, başkalarına zarar vermeyecek biçimde davranılması ve insanlar arasında hakkaniyete uygun bir ortamın oluşturulması demektir. Adalet mülkün (hükümranlığın) temelidir. Allah adaleti emrediyor ve Müslümanlara yeryüzünde adalet timsali kimse- ler olmaları konusunda hareket hattı çiziyor. Adalet aslında bir açıdan bir denge, bir terazi kurmak de- mektir. Bu durum da herkesin adalet terazisinden istifade etmesi, bu sürece katılması anlamında doğal olarak "katılımı" öngörür ve hatta zorunlu kılar.
Sayfa 29 - Katılım Felsefesinin Temel İlkeleriKitabı okuyor
Adalet Mülkün Temelidir
Adalet mülkün temeli midir? Bu her insanın ilkesi midir ? Bu gün bakıyorum da, Mülk adaletin temelidir ? KK
Kemal Kartal
Kemal Kartal
ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR!
Bu, çok tehlikeli bir söylem olduğu gibi moderniteye ait bir bakış açısı da değildir. Çünkü modernitede adalet mülkün temeli olamadığı için yargı doğdu. Eğer gerçekten adalet mülkün (devletin) temeli olsaydı, yargıya zaten ihtiyaç duyulmazdı.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
Adalet mülkün temelidir dediğinde adalet tarafsız olmak zorunda taraflı olunca mülkün temeli sıfatından çıkıyor...
Ruhalize
Ruhalize
Resim