Franz kafka beni kitap okumaktan soğutan belli yazarlardan biri. Kitap olarak 
Şato ve bu kitap beni çok irite etti maalesef ki franz kafkanın psikolojik olarak sorunları olduğunu düşünüyorum. insanların sanki sürekli onu gözetliyormuş,onun kaderini belirliyormuş,tüm kadınlar ona aşık olabilecek potansiyeldeymiş gibi hissettirmesi okuyucuya
Adamına göre muamele o kadar yaygın ki, insanlar birbirlerine, "Merak etme orada tanıdığımız var, işimizi yaptırırız," diyebiliyorlar. Tanıdık, bildik olmak da ayrı bir güç kaynağı.
"İstediğimiz kadar kızabiliriz, ama güçlü olanın, tanıdık bildik olanın, yakını olanın işinin görüldüğü, diğerlerinin görülmediği sürece insanlar bu tür davranışlarda bulunacaklardır,"
FIRTINA FOTOĞRAFI ve MADALYON
.
Öyküseverler için kısacık bir okuma ile geldim. Çok mu yoruldunuz, biraz kafa dağıtmak ve bu sırada da hayatın gerçeklerine şahitlik etmek mi istersiniz. İşte size yeni tanıştığım bir kalem @bahadirkarasulu . Bizi bize anlatmış öykülerinde ve malesef yazılanlar hayatta her daim karşımıza çıkan gerçekler.
" Fırtına " , acı ama hayatın gerçeğini dile getiriyor adeta. Günümüzde de o kadar çok görüyor, duyuyor ve yaşıyoruz ki... Adamına göre muamele ederken asıl hak edenleri görmeyip_ya da görsek de sessiz kalıp hareket etmek! Herkes buradaki profesör gibi olsa, hayat çok daha güzel olurdu .
" Fotoğraf " ile tek bir fotoğraf karesinin nelere şahitlik ettiğine tanıklık ediyoruz. Tıpkı " Bir fotoğrafın bir an, bir insanın ise tüm zamanlar demek olduğunu bu fotoğraf tek başına anlatmaktaydı. " sözü gibi .
' Madalyon " ise bitmesini istemediğim kısa bir roman tadındaydı. Hırsın eninde sonunda kendine verdiğin zararı anlatan hikayede, muhtaç olanın halinden kendi köylün anlamazsa seni kimse anlamaz diyerek bu kitabı okuyun demek istiyorum sizlere.
Sevgili 
Um Ya tavsiyesi ile okuduğum bu öykü kitabı için kendisine teşekkürlerimi sunar, yazarımızın kaleminin daim olmasını dilerim. Keyifle.
İnsanımız, insanlığın geri kalanı gibi içinde bulunduğu ortamın gereklerine uyum sağlayan kişiler olarak görüyorum. Eğer içinde yaşadığı ortamda “adamına göre muamele” varsa adamını bulmaya çalışıyor. liyakate önem veriliyorsa, emeğe ve üretime önem veriliyorsa o zaman kolları sıvayıp ona göre işini hak eden biri olmaya çalışıyor.
Sayfa 258 - KronikKitabı okudu
İnsanımızı, insanlığın geri kalanı gibi, içinde bulunduğu ortamın gereklerine uyum sağlayan kişiler olarak görüyorum. Eğer içinde yaşadığı ortamda "adamına göre muamele" varsa adamını bulmaya çalışıyor. Liyakate önem veriliyorsa, emeğe ve üretime önem veriliyorsa, o zaman da kolları sıvayıp ona göre işini hak eden biri olmaya çalışıyor.
Sayfa 258Kitabı okudu
İnsanımızı, insanlığın geri kalanı gibi, içinde bulunduğu ortamın gereklerine uyum sağlayan kişiler olarak görüyorum. Eğer içinde yaşadığı ortamda "adamına göre muamele" varsa adamını bulmaya çalışıyor. Liyakate önem veriliyorsa, emeğe ve üretime önem veriliyorsa, o zaman da kolları sıvayıp ona göre işini hak eden biri olmaya çalışıyor.
Adamına göre muamele o kadar yaygın ki, insanlar birbirlerine "Merak etme orada tanıdığımız var, işimizi yaptırırız," diyebiliyorlar. Tanıdık, bildik olmak da ayrı bir güç kaynağı.
Sayfa 146
Adamına göre muamele o kadar yaygın ki, insanlar birbirlerine "Merak etme orada tanıdığımız var, işimizi yaptırırız," diyebiliyorlar. Tanıdık, bildik olmak da ayrı bir güç kaynağı.
"Ankara'da dayım var" klasiği :d
Adamına göre muamele o kadar yaygın ki, insanlar birbirlerine, "Merak etme orada tanıdığımız var, işimizi yaptırırız." diyebiliyorlar. Tanıdık, bildik olmak ayrı bir güç kaynağı.
Sayfa 146
İnsanımızın, insanlığın geri kalanı gibi, içinde bulunduğu ortamın gereklerine uyum sağlayan kişiler olarak görüyorum.
Eğer içinde yaşadığı ortamda adamına göre muamele varsa adamını bulmaya çalışıyor. Liyakata önem veriliyorsa, emeğe ve üretime önem veriliyorsa, o zaman da kolları sıvayıp ona göre işini hak eden biri olmaya çalışıyor.
Sayfa 258 - Kronik Yayınları
