Anadolu'nun çocukları erken büyür. Açlıktan belki, belki Ortadoğu'nun kaderi bu; hepsinin yüzü küçük kadınlara,adamlara benzer.
Sayfa 47
Sırça Köşk
Bunun üzerine halk, beyinsiz, dilsiz, gözsüz kelleleriyle dağılmak üzereyken, aralarında canından bezmiş biri, ‘Böyle başın da bana lüzumu yok!’ diyerek, boynuzundan tuttuğu kelleyi fırlatıvermiş. İşte o zaman herkesin şaştığı bir şey olmuş; hızla gidip sırça köşke çarpan kelle orada ‘Şangır!..’ diye koskocaman bir gedik açmış. Halk her şeyden sağlam, hiçbir zaman yıkılmaz, kırılmaz bildiği o koskoca sırça köşkün bu kadar çürük olduğunu görünce, elindeki kelleleri birbiri arkasına ona fırlatmaya başlamış, göz açıp kapayıncaya kadar tuzla buz olan sırça köşk çökmüş, yıkılmış, içindekilerin çoğu cam kırıklarının altında ezilmiş, kapıya yakın yerlerdeki beş on kişi zor kurtulmuş... Halk sırça köşkün enkazını çabuk temizlemiş, dünyada onsuz da yaşanabileceğini anlayarak eski hayatına dönmüş, işini yine arasından seçtiği adamlara gördürmüş, ama sırça  köşkün kötü hatırasını uzun zaman zihninden çıkaramamış. İhtiyarlar çocuklarına ondan bahsederlerken, şu nasihati vermeyi unutmazlarmış: Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
"Nina, insanlar güzel kıyafetler giyen adamlara yetki vermeye bayılırlar. "
Sayfa 120Kitabı okudu
Bazı kadınların narin bedenlerindeki o zarif ruhları, baharda açan çiçek gibidir ruhsuz adamlara.
Sayfa 32 - BengisuKitabı okudu
Entelektüel bir havan olduğunu kabul ederim ama güzellik, hele ki gerçek güzellik entelektüelliğin başladığı yerde biter. Akıl, başlı başına bir abartı biçimidir ve bir yüzde var olan uyumu bozar. İnsan oturup bir şeyi düşünmeyegörsün, bir anda safi burun, safi alın falan kesilir; korkunç görünür. Mürekkep yalamış, mesleğinde başarılı olmuş adamlara bir baksana; ne kadar da çirkinler!
. “Evet, senden azıcık yaşlı,” diye şakıdı Efsun. “Ama taş çatlasın... kırkında. Hadi bilemedin, kırk beş. Öyle değil mi, Nergis?” “Evet. Ama ondan yirmi yaş büyük adamlara verilen dokuz yaşında kızlar gördüm, Meryem. Hepimiz gördük. Sen kaçsın şimdi? On beş mi? Eh, bir kız için gayet uygun, ideal evlilik yaşı.” .
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.